2981
hamza hoca ile ilgili hiçbir saha içi yorumda bulunmamıştım. ama şöyle baktığımızda kendisinin takım içinde yaptığı tek değişiklik herkesi yerinde oynatmasıdır. prandelli'nin melo'yu 3'lü stoperin ortasında, sneijder'i ön libero, dzemaili'yi sol kanat oynatmışlığı vardı. prandelli'nin arkasından hikmet karaman ya da yılmaz vural'da gelse bu saçmalıkları düzeltirdi. hamza hocanın müdahalesiyle kazandığımız bir maç yazın şuraya. bir tane yazın ya. fener ve tarbzon deplasmanları dışında yenilmemiş. ulan şu ligde zaten en fazla fener'e, beşiktaş'a, trabzon'a kaybedersin. başka kim var amk. üst seviyede kazandığı 2 beşiktaş maçını hatırlayın. olimpiyatta tarladan bozma bir zeminde şans bize güldü kazandık. tt arenada adamlar 70 dakika yarı sahamızdan çıkmadı.
ama tam tersine bir sürü örnek veririz. yani hocanın senin benim gibi seyrettiği maçlara. en basitinden gençler deplasmanı ve içerdeki başakşehir maçları. her ikisinde de 2'şer puanı göz göre göre kaybettik. bazı maçları da hocaya rağmen kazandık. bursa ile yaptığımız kupa maçına bakın ya. ligin 6.sı bursa 90 dakikada 32 şut çekmiş. 32 lan 32. bizim 14 şutumuz var. yarı finale de bakalım. ligin 15.si sivas'a 4-1'in rövanşında turu veriyorduk lan. hakemin uydurduğu penaltı olmasa rezilliğin daniskası olacaktı.
eğer taraftar 1-0, 2-0 kazandığımız maçların oyun kalitesinden memnunsa durum vahim demektir. şimdi oynadığımız futbol yerlerde sürünürken kalkmış bilal'i aldırıyorsa şaşırırız arkadaş. içerde 10 kişi kalmış balıkesir'e bile 3-4 net posizyon veriyorsan, takviyeye önce takım savunmasına katkı yapacak oyunculardan başlayacaksın. mevki mevki yazmaktan sıkıldım artık. ama sen bu ihtiyaçlar dururken gidip en ihtiyacının olmadığı yere 32 yaşına gelmiş bir adamı transfer ettiriyorsan bu olmaz. işin korkutucu tarafı hoca şampiyon kadroyu koruyup, sadece kulübeye oyuncu aldıracak gibi duruyor. isyanımız buna. 2.sınıf rakibinin m'bia'yı aldığı gün, biz gidip bilal'le anlaşıyoruz. futbol bir oyun. fizik, kimya veya tıp gibi bir bilim dalı değil. şu sıkıntıları görmek için yıllarca top oynamaya gerek yok. nasıl görmüyor takımın defolarını, nasıl memnun olabilir oynadığımız oyundan, bilal'den ne umuyor, burak'a nasıl güvenir, sabri'ye sağ beki nasıl emanet edebilir. nasıl abi nasıl.
ama tam tersine bir sürü örnek veririz. yani hocanın senin benim gibi seyrettiği maçlara. en basitinden gençler deplasmanı ve içerdeki başakşehir maçları. her ikisinde de 2'şer puanı göz göre göre kaybettik. bazı maçları da hocaya rağmen kazandık. bursa ile yaptığımız kupa maçına bakın ya. ligin 6.sı bursa 90 dakikada 32 şut çekmiş. 32 lan 32. bizim 14 şutumuz var. yarı finale de bakalım. ligin 15.si sivas'a 4-1'in rövanşında turu veriyorduk lan. hakemin uydurduğu penaltı olmasa rezilliğin daniskası olacaktı.
eğer taraftar 1-0, 2-0 kazandığımız maçların oyun kalitesinden memnunsa durum vahim demektir. şimdi oynadığımız futbol yerlerde sürünürken kalkmış bilal'i aldırıyorsa şaşırırız arkadaş. içerde 10 kişi kalmış balıkesir'e bile 3-4 net posizyon veriyorsan, takviyeye önce takım savunmasına katkı yapacak oyunculardan başlayacaksın. mevki mevki yazmaktan sıkıldım artık. ama sen bu ihtiyaçlar dururken gidip en ihtiyacının olmadığı yere 32 yaşına gelmiş bir adamı transfer ettiriyorsan bu olmaz. işin korkutucu tarafı hoca şampiyon kadroyu koruyup, sadece kulübeye oyuncu aldıracak gibi duruyor. isyanımız buna. 2.sınıf rakibinin m'bia'yı aldığı gün, biz gidip bilal'le anlaşıyoruz. futbol bir oyun. fizik, kimya veya tıp gibi bir bilim dalı değil. şu sıkıntıları görmek için yıllarca top oynamaya gerek yok. nasıl görmüyor takımın defolarını, nasıl memnun olabilir oynadığımız oyundan, bilal'den ne umuyor, burak'a nasıl güvenir, sabri'ye sağ beki nasıl emanet edebilir. nasıl abi nasıl.
