• 773
    the expendables
    http://www.imdb.com/title/tt1320253/

    geldik tartışmalı bir filme. tartışma konusuna en son değineceğim. aksiyon macera filmi. ortalama bir kurgu, yaratıcı dövüş ve aksiyon sahneleri, iyi diyaloglar, iyi efektler, başarılı görsel aksiyon...

    sylvester stallone'un yazıp yönetip başrolde oynadığı bir film. eğlencelidir, akıcıdır, özellikle diyalogları sayesinde yan etmenler olarak kaliteli bir aksiyon izlediğinizi size fark ettirir. gayet güzel bir filmdir. hatta üçlemedir serinin diğer iki filmini de koyayım:
    bu ikincisi: http://www.imdb.com/...4651/?ref_=tt_rec_tt
    bu da üçüncüsü: http://www.imdb.com/...3784/?ref_=tt_rec_tt

    ikincisi birincisi kadar başarılı ama üçte bozmuşlar bence. insanlar seri filmlerde çok kolay ve çabuk bozduklarını iddia ediyor. hemen her seri filminde söylüyorlar bunu. ben pek bozdu olayına girmeyen biriyim ama üçüncü filmde gerçekten bozuyorlar bence. :d

    neyse gelelim tartışma olayına; birçok kişi bu filmi sert bir şekilde eleştiriyor. işte sırf parayla film yapmışlar, sanat bu değil, pff klasik gişe filmi, insana hiçbir şey katmıyor falan filan şeklinde. anlamışsınızdır ne demek istediğimi. öncelikle aksiyon filmlerini hep arka planda tutan biriyim. özel bir hayranlığım yok yani. fakat toplumu yanlış yönlendirdiğini düşünmüyorsanız, böyle hani özellikle karakter olarak kötüye yönlendirip beyin yıkama tarzı alttan alttan işlediğini düşünmüyorsanız(ki eminim sandığımızdan çok çok fazla oluyor bu işler. daha sonra bu konuya da değineceğim...) bu şekilde eleştirmek doğru değil.

    ilk olarak subjektiflik açısından ele alalım. kardeşim sinema aynı zamanda bir hobi. sinemayı sen sanat amaçlı veya bir şeyler öğrenmek amaçlı kullanabilirsin fakat eğlenmek amaçlı kullananlar da var ve en doğal haklardan biri de bu... sinemanın güzelliklerinden biri de budur.

    ikinci olarak sanatsallık açısından ele alalım. kardeşim sanat demek kişinin özgürce duygu ve düşüncelerini dışa vurması demektir. bu da kişiden kişiye değişmenin, subjektifliğin temelidir. en bilinen örnek picasso'nun(ki resimlerini hiç beğenmem) balık değil balık resmi olayı var. sanatın amacı zaten kalıplardan, prangalardan kurtulmaktır. sinema konusunda en sinir olduğum 2. şey bu şekilcilik. birincisine daha sonra geleceğim. özellikle sinemada sanat aslında sanat olmayan birçok şekilcilik, sıkıcılık, saçmalık ile sınırlandırıldı. bu da insanların sanatsal filmlerden(ki bu kategorideki filmlerin çoğu sanatsal bile değil bence. gerçek sanat bu değil!) doğal olarak nefret etmesini sağladı. ulan sanatsallık lafı kötüleme amaçlı kullanılır oldu bu şekilcilik yüzünden! neyse fazla uzatmadan diyorum ki bu tarz hareketlerle sanatın asıl amacını, temelini mahvedersiniz. sanatın temeli budur. kişisel nitelik katabilirsin olaya ama asla sınırlayamazsın, hapsedemezsin. sanatı koruyup yücelttiklerini zannederken aslında tamamen bok ettiklerini düşünüyorum. zaten her film de sanatsal olmak zorunda değil de neyse.

    üçüncü olarak sen kalitesiz diyorsun ama neye göre kaliteli kavramı? hangi konuya göre kaliteli kavramı? filmi başka konulardan ele alıp aşırı kaliteli olarak bile gösterebilirim. belli yönlerden kalitesiz olabilir ama bu filmi genel anlamda kalitesiz yapmaz. fazla da uzatmayayım burada keseyim. filmin hayranı değilim, yani özel bir savunma sebebim yok. bu film hakkında değil genel konuştum bu üç maddede.

    iyi zaman geçireceğinizi düşünüyorum iyi seyirler. olumsuz eleştiri yapmak gerekirse de filmde duygusallık eksikliği var, olmak zorunda da değil ama benim kişisel tercihim açısından önemli. bu eksiklik etkileyicilik eksikliğini doğuruyor. kurguda klişeler mevcut aslında özgün olmak zorunda mıdır? bu da tartışmalı bir konu ve benim de net bir kararım yok bu konuda.
App Store'dan indirin Google Play'den alın