• 23181
    kadıköy'de g.saraylı taraftarların maç izlemesini istiyorum. f.bahçe varsa g.saray, g.saray varsa f.bahçe var... rekabet öyle bir boyuta gelmiş ki artık renkleri bile kaldıramıyoruz. ben de derneğe falan giderken üzerime bakıyorum, lacivert bir şey var mı diye... ben 'bunlarla spor yapılmaz, vuralım kıralım' mı demeliyim? bu tip söylemler yerinde mi? hepimiz belli seviyeye gelmiş, bir statüsü olan insanlarız. buna uygun davranmak zorundayız.

    bu şampiyonluğun hangi başkana yazılacağının önemi yok, önemli olan galatasaray'a yazılması... 23 mayıs'ta görevim bitse de hem beşiktaş hem rize maçlarına geleceğim. passolig'im yok ama beni idare ederler, abdurrahim (albayrak) bir şekilde stada sokar artık. her maçımız heyecanlı geçiyor ama bence en zor olanı deplasmandaki gaziantep galibiyetiydi. hocasız çıkmıştık, taffarel vardı ve yine son dakika golüyle 1-0 kazanmıştık.

    biz emre belözoğlu'nu bebekken aldık, futbolcu yaptık. trafik kazasına karıştığında avukatlığını yaptım. lucescu ona 'her oyuncu bir gün italya'da oynamalı' dedi. emre de 'ben de oynamak istiyorum. ama kulübüme de kazandırarak gitmek isterim. galatasaray için her şeyi yaparım' cevabını verdi. ama sonradan öğrendik ki daha devre arasında bir balıkçıda inter'e imzalamış. aldığı nakit parayla da babasına o dönem otomobil galerisi açmış. o sezon zaten şampiyonluğu kaybettik.

    aziz yıldırım, fikret orman büyük kulüp başkanı, onlarla neden panele katılmayayım? ama emre (kapukaya) diye bir adam öyle tweetler atmış ki... çağırdım, geldi. utandı ve ağzını açamadı. 'sen nasıl avukat olmuşsun, ne kadar iğrenç laflar bunlar. bu iş bitmiştir' dedim. 11 yaşında galatasaray lisesi'ne girip yatılı okudum. arkadaşlarımız ailemiz oldu. aşık olduğumuzda, sınıfta kaldığımızda arkadaşlarımız bizim yanımızdaydı. bu 'derin' değil bir arada olmak, dayanışma..."

    duygun yarsuvat
App Store'dan indirin Google Play'den alın