15
malum ülkemizde nükleer enerji santralleri açılıyor ve tanıtımlarında çocukların koşup oynadığı rengarenk reklam afişleri caddeleri süslüyor.
nükleer enerji tehlikesi veya gerekliliği etrafında dönen tartışmalar bir yana, kömür madeni işletecek ciddiyete bile sahip olmadığımız çok yakın zamanda üst üste yaşadığımız trajik olaylarla yeniden kanıtlanmıştı. ülkemizde insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu hepimiz biliyoruz, bunu yaşayarak öğrendik.
işin mali yönünü ele alacak olursak, durum biraz daha garip bir hal alıyor.
--- alıntı ---
* mersin’deki santral türkiye’nin enerji ihtiyacının yalnızca yüzde 5’ini karşılayacak. ancak türkiye’de üretilen enerjinin yüzde 15 ila 20 arasındaki kısmı dağıtım şebekesi içinde zayi oluyor ya da ulaştığı yerde çalınıyor. sadece kayıp kaçağı ve sistem kayıplarını önlesek, iki tane mersin santrali ediyor. elektrik enerjisini daha verimli kullanmak yerine 25 milyar dolarlık bir nükleer enerjiye gerek var mıydı?
* nükleerin maliyetleri için ayrı kalemler var, kuruluş ile işletme maliyeti, tüketiciye kaça satılacak, sökülme ve atıkların depolanma maliyetleri var. 2008 yılındaki demeçlere bakarsanız 5 megavatlık (mw) ünite güya 2 milyar dolara mal olacaktı. en son enerji bakanı’nın görüşüne göre 20 milyar dolara mal olacak. rus başkonsolos 25 milyar dolara çıkabileceğini söyledi. 2 milyar dolarlık şey 25 milyar dolara çıktı. kuruluş maliyeti çok pahalı.
* rekabet kurulu’nun görüşüne göre türkiye’de adil elektrik fiyat kilovat saat için 12 kuruş. fakat tedaş, rus rosatom’dan elektriği 23 kuruşa alacak ve bunun üzerine sekiz kalem ilave edilecek. buna ucuz demeye insanın dili varmıyor. eklendikten sonra bu miktar 33–35 kuruş olacak.
* nükleer elektrik santralinin ortalama ömrü 30 yıl. 30 yıl faaliyet gösterdikten sonra kapanması lazım. bir santral 30 yıl faaliyet gösteriyor, kapatılması 45–50 yıl kadar sürebiliyor. mersin dünyanın en büyük santrallerinden biri olacak.
* nükleer santral söküldükten sonra atıkların gömülmesi lazım. bunun için nükleer mezarların yapılması lazım. sökülmesi, artıkların depolanması ve bu işin maliyetini kimse konuşmuyor. en önemli çevre konusu bu işin sökülüp atılması ve artıkların depolanması iki cümleyle geçiştiriliyor, “zamanı gelince halledilir” deniliyor. 2023’te başladı, 30 yıl faaliyet gösterse, 2070-80’lerde sökülme olacak. kim öle kim kala zihniyeti var.
* şu andaki durumda nükleer enerji pahalı görünmeye başladı. japonya’da yaşanan fukuşima felaketinin ardından, güvenlik maliyetleri arttı ve temel inşaat maliyetleri bile yükseldi.
--- alıntı ---
neyse asıl konumuza gelelim. çernobil kurulurken, sovyet yetkililer de muhtemelen aynı şeyler söyleniyordu: "son teknolojiyle donatılmış, ucuz ve güvenli. artan enerji ihtiyacımızı ancak böyle karşılayabiliriz".
peki sonra ne oldu? "tarihteki en büyük nükleer felaket; çernobil ve hayalet şehir pripyat" http://bugraderci.blogspot.com.tr/...t-sehir-pripyat.html
nükleer enerji tehlikesi veya gerekliliği etrafında dönen tartışmalar bir yana, kömür madeni işletecek ciddiyete bile sahip olmadığımız çok yakın zamanda üst üste yaşadığımız trajik olaylarla yeniden kanıtlanmıştı. ülkemizde insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu hepimiz biliyoruz, bunu yaşayarak öğrendik.
işin mali yönünü ele alacak olursak, durum biraz daha garip bir hal alıyor.
--- alıntı ---
* mersin’deki santral türkiye’nin enerji ihtiyacının yalnızca yüzde 5’ini karşılayacak. ancak türkiye’de üretilen enerjinin yüzde 15 ila 20 arasındaki kısmı dağıtım şebekesi içinde zayi oluyor ya da ulaştığı yerde çalınıyor. sadece kayıp kaçağı ve sistem kayıplarını önlesek, iki tane mersin santrali ediyor. elektrik enerjisini daha verimli kullanmak yerine 25 milyar dolarlık bir nükleer enerjiye gerek var mıydı?
* nükleerin maliyetleri için ayrı kalemler var, kuruluş ile işletme maliyeti, tüketiciye kaça satılacak, sökülme ve atıkların depolanma maliyetleri var. 2008 yılındaki demeçlere bakarsanız 5 megavatlık (mw) ünite güya 2 milyar dolara mal olacaktı. en son enerji bakanı’nın görüşüne göre 20 milyar dolara mal olacak. rus başkonsolos 25 milyar dolara çıkabileceğini söyledi. 2 milyar dolarlık şey 25 milyar dolara çıktı. kuruluş maliyeti çok pahalı.
* rekabet kurulu’nun görüşüne göre türkiye’de adil elektrik fiyat kilovat saat için 12 kuruş. fakat tedaş, rus rosatom’dan elektriği 23 kuruşa alacak ve bunun üzerine sekiz kalem ilave edilecek. buna ucuz demeye insanın dili varmıyor. eklendikten sonra bu miktar 33–35 kuruş olacak.
* nükleer elektrik santralinin ortalama ömrü 30 yıl. 30 yıl faaliyet gösterdikten sonra kapanması lazım. bir santral 30 yıl faaliyet gösteriyor, kapatılması 45–50 yıl kadar sürebiliyor. mersin dünyanın en büyük santrallerinden biri olacak.
* nükleer santral söküldükten sonra atıkların gömülmesi lazım. bunun için nükleer mezarların yapılması lazım. sökülmesi, artıkların depolanması ve bu işin maliyetini kimse konuşmuyor. en önemli çevre konusu bu işin sökülüp atılması ve artıkların depolanması iki cümleyle geçiştiriliyor, “zamanı gelince halledilir” deniliyor. 2023’te başladı, 30 yıl faaliyet gösterse, 2070-80’lerde sökülme olacak. kim öle kim kala zihniyeti var.
* şu andaki durumda nükleer enerji pahalı görünmeye başladı. japonya’da yaşanan fukuşima felaketinin ardından, güvenlik maliyetleri arttı ve temel inşaat maliyetleri bile yükseldi.
--- alıntı ---
neyse asıl konumuza gelelim. çernobil kurulurken, sovyet yetkililer de muhtemelen aynı şeyler söyleniyordu: "son teknolojiyle donatılmış, ucuz ve güvenli. artan enerji ihtiyacımızı ancak böyle karşılayabiliriz".
peki sonra ne oldu? "tarihteki en büyük nükleer felaket; çernobil ve hayalet şehir pripyat" http://bugraderci.blogspot.com.tr/...t-sehir-pripyat.html