596
takıma verdiği üst düzey emekler için yaptığı hareket savunuluyorsa büyük bir yanlış içinde savunuluyor. ha yok işe profesyonelce bakıp, adam parasını alamadı ve gitti, hakkıdır diyerek savunuyorsanız kısmen haklı olabilirsiniz.
birincisi, takıma verdiği katkı konusunda kimsenin tartışacak bir şeyi yok. bu forma için oynarken elinden gelen her şeyi yaptı, gerekirse 50 dakika oynadı, eline yüreğine sağlık bunlar tamamdır.
fakat, takıma emek vermiş olman paranı alamadın diye "efsane" statüsüne çıktığın kulübü yüz üstü bırakmanı gerektirmez, takımdan kaçışını haklı kılmaz. eğer öyle bir mantık olsaydı, sinan güler'e, zoran erceg'e, patric young'a falan kulübün tapusunu vermemiz lazım. hem paralarını almıyorlar, hem de hala direniyorlar, aslan gibi oynuyorlar. taraftar bu adamlara arroyo'ya gösterdiği sevginin %10'unu bile göstermemiştir.
bundan 4-5 ay önce, takımda sadece carlos arroyo'nun maaş ödemesi yapılmıştı. ergin ataman'ın o dönemki açıklamasını hatırlatayım. "carlos arroyo dışında her oyuncumuzun serbest kalma hakkı var."
kulüp zor şartlar altında bir tek senin ödemeni yapıyor, diğer oyuncular aynı dönemde yine para almadan oynuyor, demiyorlar ki arroyo'nun maaşı yatıyor, bizim ki neden yatmıyor. muhtemelen paralarının er ya da geç yatacağını biliyorlar da ondan seslerini çıkarmıyorlar. ellerinde kapı gibi sözleşmeleri var, seslerini çıkarmıyorlar çünkü menajer ağzıyla konuşmuyorlar, menajer aklıyla hareket etmiyorlar.
o dönem yerden yere vurduğumuz kerem gönlümler, ender aslanlar hala takımda, hala savaşıyor. takım kaptanı, "efsane" dediğimiz adam ise ortada yok.
kusura bakma carlos, oynadığın hiç bir kulübün "efsane"si olamadan basketbol kariyerin bitti, galatasaray efsanesi değilsin, hani çok profesyonel düşündün ya, maaşmı alamadım öyleyse takımdan ayrılmak hakkım diye düşündün ya, taraftar da sana "profesyonel" olarak bakıyor artık. galatasaray için bir dönem emek vermiş üst düzey bir oyuncusun sadece. yolun açık olsun, umarım kulübe geri dönüp, zaten galatasaray'ı çok seviyorum şaklabanlığını yapmazsın.
birincisi, takıma verdiği katkı konusunda kimsenin tartışacak bir şeyi yok. bu forma için oynarken elinden gelen her şeyi yaptı, gerekirse 50 dakika oynadı, eline yüreğine sağlık bunlar tamamdır.
fakat, takıma emek vermiş olman paranı alamadın diye "efsane" statüsüne çıktığın kulübü yüz üstü bırakmanı gerektirmez, takımdan kaçışını haklı kılmaz. eğer öyle bir mantık olsaydı, sinan güler'e, zoran erceg'e, patric young'a falan kulübün tapusunu vermemiz lazım. hem paralarını almıyorlar, hem de hala direniyorlar, aslan gibi oynuyorlar. taraftar bu adamlara arroyo'ya gösterdiği sevginin %10'unu bile göstermemiştir.
bundan 4-5 ay önce, takımda sadece carlos arroyo'nun maaş ödemesi yapılmıştı. ergin ataman'ın o dönemki açıklamasını hatırlatayım. "carlos arroyo dışında her oyuncumuzun serbest kalma hakkı var."
kulüp zor şartlar altında bir tek senin ödemeni yapıyor, diğer oyuncular aynı dönemde yine para almadan oynuyor, demiyorlar ki arroyo'nun maaşı yatıyor, bizim ki neden yatmıyor. muhtemelen paralarının er ya da geç yatacağını biliyorlar da ondan seslerini çıkarmıyorlar. ellerinde kapı gibi sözleşmeleri var, seslerini çıkarmıyorlar çünkü menajer ağzıyla konuşmuyorlar, menajer aklıyla hareket etmiyorlar.
o dönem yerden yere vurduğumuz kerem gönlümler, ender aslanlar hala takımda, hala savaşıyor. takım kaptanı, "efsane" dediğimiz adam ise ortada yok.
kusura bakma carlos, oynadığın hiç bir kulübün "efsane"si olamadan basketbol kariyerin bitti, galatasaray efsanesi değilsin, hani çok profesyonel düşündün ya, maaşmı alamadım öyleyse takımdan ayrılmak hakkım diye düşündün ya, taraftar da sana "profesyonel" olarak bakıyor artık. galatasaray için bir dönem emek vermiş üst düzey bir oyuncusun sadece. yolun açık olsun, umarım kulübe geri dönüp, zaten galatasaray'ı çok seviyorum şaklabanlığını yapmazsın.