8250
arada sırada performansı gerçekten kötü olmasına rağmen takımın mihenk taşıdır. bunu rakiplerde çok iyi bildiği için, tv'de ki yardakçılarına ağırlıkla melo'ya sallamalarını söylerler. performansı kötü, olmazsa olmaz değil, çok çirkef, şov yapıyor vs. gibi argümanlar kullanırlar.
şimdi öncelikle şu çirkeflik meselesine değinmek lazım. melo'ya ilk gelişinden beri çirkef deniliyor. peki ne yaptı bu adam?
rakip takım taraftarına cinsel organını göstermek?
rakip taraftarı tahrik etmek için popon ile top kontrol etmek?
rakip oyuncuya boğazını keserim işareti yapmak?
hakeme ağza alınmayacak küfürler etmek?
irkçı tavırlarda bulunmak?
rakip taraftara küfür etmek?
rakip oyuncuyu kasten sakatlamaya yönelik bir harekette bulunmak?
bunların hiç birini yapmadı değil mi? hadi emre belözoğlu'na dil çıkarma olayını buna dahil ettik diyelim. kaldı ki o da geçen yıl oldu. melo'ya ilk zamanından beri çirkef futbolcu deniliyor. ne yaptı arkadaş bu adam çirkef olacak? bu sorunun aynısını bir-iki ay kadar önce biri fanatik fenerli, diğeri beşiktaşlı kuzenlerime yönelttim. ikisininde ağzını bıçak açmadı. çünkü adamın yaptığı bir çirkeflik yok. sadece arada sırada sert oynuyor ve pozisyonlarda/pozisyon sonralarında içinden geldiği gibi davranıyor.
mesele ne biliyor musunuz? mesele melo'nun verdiği katkıyı onlarda en az iki oyuncunun verebilmesi. mesele öyle bir futbolcunun ellerinde olmadıklarını bilmeleri. mesele saha içinde adamın 40 yıllık fanatik galatasaraylıymış gibi davranması. adamlara batan işte bu.
neresi korunmuş bu adamın? tamam yalan değil hakemin arada iç saha maçlarında kart göstermediği pozisyonlar oluyordu geçtiğimiz yıl ama bu her takımın başına geliyor. melo'ya hususi bir durum değil. hakemler her zaman gittikleri stadın atmosferinin az da olsa etkisinde kalırlar. dünyanın her yerinde böyle bu. ayrıca bu sene melo'nun uğradığı haksızlıklara hangi futbolcu uğradı? adama ilk faulünde kart çıkıyor her maçta. hemde basit faullerde. işte bu basının hakemleri "melo'yu kolluyorlar" diyerek etki altına alma sanatı.
benim asıl kızdığım nokta; "önümüzde ciddi bir emre belözoğlu gerçeği varken, resmen hakemler tarafından, federasyon tarafından açıkça kollanırken hangi yüzle melo'yu gündeme getiriyorsunuz? nedir her programda melo düşmanlığı?" diye tek bir tane galatasaraylı spor yorumcusunun cevap verememesi. bu kadar mı acizsiniz ya? şu lafı yapıştırsanız anında mavi ekran verecek o program ama çıtınız çıkmıyor ya. millet lugano'nun emre aşık'ı neredeyse öldürmeye teşebbüsünü bir şey yok diye savunuyor ekranlarda, siz şu kelimeyi yapıştıramıyorsunuz rakip yorumcuların suratına. yazıklar olsun hepinize, her ne kadar kızsak da arada sırada hiç biriniz bir hıncal uluç etmezsiniz.
o en azından lafı gediğine koyuyor.
şimdi öncelikle şu çirkeflik meselesine değinmek lazım. melo'ya ilk gelişinden beri çirkef deniliyor. peki ne yaptı bu adam?
rakip takım taraftarına cinsel organını göstermek?
rakip taraftarı tahrik etmek için popon ile top kontrol etmek?
rakip oyuncuya boğazını keserim işareti yapmak?
hakeme ağza alınmayacak küfürler etmek?
irkçı tavırlarda bulunmak?
rakip taraftara küfür etmek?
rakip oyuncuyu kasten sakatlamaya yönelik bir harekette bulunmak?
bunların hiç birini yapmadı değil mi? hadi emre belözoğlu'na dil çıkarma olayını buna dahil ettik diyelim. kaldı ki o da geçen yıl oldu. melo'ya ilk zamanından beri çirkef futbolcu deniliyor. ne yaptı arkadaş bu adam çirkef olacak? bu sorunun aynısını bir-iki ay kadar önce biri fanatik fenerli, diğeri beşiktaşlı kuzenlerime yönelttim. ikisininde ağzını bıçak açmadı. çünkü adamın yaptığı bir çirkeflik yok. sadece arada sırada sert oynuyor ve pozisyonlarda/pozisyon sonralarında içinden geldiği gibi davranıyor.
mesele ne biliyor musunuz? mesele melo'nun verdiği katkıyı onlarda en az iki oyuncunun verebilmesi. mesele öyle bir futbolcunun ellerinde olmadıklarını bilmeleri. mesele saha içinde adamın 40 yıllık fanatik galatasaraylıymış gibi davranması. adamlara batan işte bu.
neresi korunmuş bu adamın? tamam yalan değil hakemin arada iç saha maçlarında kart göstermediği pozisyonlar oluyordu geçtiğimiz yıl ama bu her takımın başına geliyor. melo'ya hususi bir durum değil. hakemler her zaman gittikleri stadın atmosferinin az da olsa etkisinde kalırlar. dünyanın her yerinde böyle bu. ayrıca bu sene melo'nun uğradığı haksızlıklara hangi futbolcu uğradı? adama ilk faulünde kart çıkıyor her maçta. hemde basit faullerde. işte bu basının hakemleri "melo'yu kolluyorlar" diyerek etki altına alma sanatı.
benim asıl kızdığım nokta; "önümüzde ciddi bir emre belözoğlu gerçeği varken, resmen hakemler tarafından, federasyon tarafından açıkça kollanırken hangi yüzle melo'yu gündeme getiriyorsunuz? nedir her programda melo düşmanlığı?" diye tek bir tane galatasaraylı spor yorumcusunun cevap verememesi. bu kadar mı acizsiniz ya? şu lafı yapıştırsanız anında mavi ekran verecek o program ama çıtınız çıkmıyor ya. millet lugano'nun emre aşık'ı neredeyse öldürmeye teşebbüsünü bir şey yok diye savunuyor ekranlarda, siz şu kelimeyi yapıştıramıyorsunuz rakip yorumcuların suratına. yazıklar olsun hepinize, her ne kadar kızsak da arada sırada hiç biriniz bir hıncal uluç etmezsiniz.
o en azından lafı gediğine koyuyor.
