483
kardeşim çok zor değil, "erman kılıç galatasaray'dan ayrıldı" diye gugılladın mı çıkıyor adamın açıklamaları. diyor ki; "şl kadro listesinde adımın olmadığını görünce ayrılma kararı aldım, kulüp de zorluk çıkarmadı.". nerede şimdi burada hak yeme? sen adamı alıp transferine izin vermezsin, a2 ile maçlara çıkarırsın, tesislerden içeri sokmazsın anlarım da adamı şl kadro listesine almamak ve istediğinde de gitmesine izin vermek niye hakkını yemek olsun?
sanki bayern'e gidecekken biz araya girip aklını çeldik de muhteşem kariyerine çomak soktuk. negzel takıldı işte florya'da, drogba ve sneijder'la antrenman yapma fırsatı buldu. akabinde de oynayabileceği seviyede olan eskişehir'e gitti.
şunu da söylemek gerek; aydın ve engin şl kadrosuna alındı da ne oldu? ikisi de birer (engin içerideki madrid, aydın dışarıdaki kopenhag) maçta çok az süre aldılar. erman da kadroya dahil edilse çok farklı olmayacaktı. zaten erman "ben bu takımın her şl maçında 11'de oynarım" amacıyla bize gelmişse bayağı optimistmiş derim ben. elde; selçuk-melo-sneijder-bruma-amrabat-hamit orta sahası varken nereye oynuyorsun sen?
fatih terim, erman'ın hakkını yemişmiş... pehhh, sanki marco reus bana alüminyum.
edit: tekrar edelim, kendisi karakterlidir, oynamak isteyip gitmiştir bizden. istese yedek kulübesinde sözleşmesi bitene kadar yatabilirdi de. yukarıdaki yazı "hakkının yendiği"ne dair görüşe karşılık yazılmıştır. halbuki iki üç entry yukarıya baksalar yok satan nihilist bakkal arkadaşımızın iliştirdiği linki okuyup engin'in kendisinin bile böyle bir düşüncesinin olmadığını görecekler ama bizim zihniyete ters böyle şeyler tabi; yazmak varken neden okuyasın?
bu arada o entry: (bkz: ne dediler/@yok satan nihilist bakkal)
o dönemde medyada bir sürü şey yazılıp çizildi fatih hoca ve benimle ilgili. fatih hocayla kötü ayrıldığımı söylediler. bunların hiçbiri doğru değil. fatih hoca benim nasıl bir karaktere sahip olduğumu biliyor, ben de hocanın nasıl biri olduğunu biliyorum. türkiye’de futbol deyince akla gelen ilk isim fatih terim’dir. o yüzden fatih hoca ile çalışmayı kim istemez ki? ancak bildiğiniz gibi galatasaray’ın orta sahasında çok önemli ve büyük oyuncular var. bundan dolayı düzenli olarak oynamam zor görünüyordu. bu riski göze alarak takımda kalabilirdim ama almadım. çünkü düzenli oynayamamaktan ötürü performansım düşseydi bunun özel hayatıma da olumsuz yansıyabileceğini düşündüm. hem ailemle hem de fatih hoca ile görüştüm ve düzenli olarak forma giyebileceğim bir takımda oynamak istediğimi belirttim. hem hoca hem de ailem bu düşüncemi onaylayıp destek verdikten sonra eskişehirspor’un yolunu tuttum.
erman kılıç
tamsaha'ya verdiği röportajın tamamı: http://www.cihan.com.tr/..._9019-CHMTM0OTAxOS8y
sanki bayern'e gidecekken biz araya girip aklını çeldik de muhteşem kariyerine çomak soktuk. negzel takıldı işte florya'da, drogba ve sneijder'la antrenman yapma fırsatı buldu. akabinde de oynayabileceği seviyede olan eskişehir'e gitti.
şunu da söylemek gerek; aydın ve engin şl kadrosuna alındı da ne oldu? ikisi de birer (engin içerideki madrid, aydın dışarıdaki kopenhag) maçta çok az süre aldılar. erman da kadroya dahil edilse çok farklı olmayacaktı. zaten erman "ben bu takımın her şl maçında 11'de oynarım" amacıyla bize gelmişse bayağı optimistmiş derim ben. elde; selçuk-melo-sneijder-bruma-amrabat-hamit orta sahası varken nereye oynuyorsun sen?
fatih terim, erman'ın hakkını yemişmiş... pehhh, sanki marco reus bana alüminyum.
edit: tekrar edelim, kendisi karakterlidir, oynamak isteyip gitmiştir bizden. istese yedek kulübesinde sözleşmesi bitene kadar yatabilirdi de. yukarıdaki yazı "hakkının yendiği"ne dair görüşe karşılık yazılmıştır. halbuki iki üç entry yukarıya baksalar yok satan nihilist bakkal arkadaşımızın iliştirdiği linki okuyup engin'in kendisinin bile böyle bir düşüncesinin olmadığını görecekler ama bizim zihniyete ters böyle şeyler tabi; yazmak varken neden okuyasın?
bu arada o entry: (bkz: ne dediler/@yok satan nihilist bakkal)
o dönemde medyada bir sürü şey yazılıp çizildi fatih hoca ve benimle ilgili. fatih hocayla kötü ayrıldığımı söylediler. bunların hiçbiri doğru değil. fatih hoca benim nasıl bir karaktere sahip olduğumu biliyor, ben de hocanın nasıl biri olduğunu biliyorum. türkiye’de futbol deyince akla gelen ilk isim fatih terim’dir. o yüzden fatih hoca ile çalışmayı kim istemez ki? ancak bildiğiniz gibi galatasaray’ın orta sahasında çok önemli ve büyük oyuncular var. bundan dolayı düzenli olarak oynamam zor görünüyordu. bu riski göze alarak takımda kalabilirdim ama almadım. çünkü düzenli oynayamamaktan ötürü performansım düşseydi bunun özel hayatıma da olumsuz yansıyabileceğini düşündüm. hem ailemle hem de fatih hoca ile görüştüm ve düzenli olarak forma giyebileceğim bir takımda oynamak istediğimi belirttim. hem hoca hem de ailem bu düşüncemi onaylayıp destek verdikten sonra eskişehirspor’un yolunu tuttum.
erman kılıç
tamsaha'ya verdiği röportajın tamamı: http://www.cihan.com.tr/..._9019-CHMTM0OTAxOS8y