21
olimpiyat stadında oynayacağımız 3 maçı(bordeaux,liverpool, psv) kombine şeklinde satışa sunulmuştu. bizde abim ve abimin almanya'dan gelen arkadaşı ile maça gitmeye karar verdik. biletleri ben alacaktım. sabah erkenden mecidiyeköy'e gittim. kombine olayından haberim olmadığından hazırlıksız yakalandım aslında. ve param yetmediğinden 2 kombine alabildim. bu şekilde ben taca çıkıyordum. yalnız bir şekilde o maça gitmeliydim. şeytana uyduk ve ali samiyen'in çevresinde karaborsacı lavuğun birinden tek maçlık yani bordeaux maçına bilet aldım ama içim hiç rahat değildi.
maçtan önce yol sorunuyla ilgili çok şeyler yazıldı çizildi. biz aldırış etmedik. uzak bir mesafe değildi açıkcası. ne kadar etkileyebilirdi ki maça yetişmemizi? yine de ne olur ne olmaz diye erkenden çıktık yola. tam 3.5 saatte stada varabildik :( sıra geldi gişe kuyruğuna. abartısız 50 metreye yakın bir sıra vardı. gişeye yaklaştığımızda polislerin bir çocuğu joplayıp tellerden bize doğru attığını gördük. ne olduğunu sorduk çocuğa. çocukta benim gibi stadın önündeki karaborsacılardan bilet almış ve sahte çıkmış. hooaaydaa ya benim bilette sahteyse? joplanmayı geçtim hem maçı izleyemeyeceğim hem de dağ başında tek başıma 2 saat ne yapacağım mk? sıra bize geldi sonunda. abimle arkadaşı geçtiler içeriye tabii. benim ellerim titredi, bileti gişeye yerleştiremedim bir türlü. ya da sahteydi o yüzden içeri giremiyordum. işte o an arkamdaki tanımadığım bir abi hızır gibi yetişti imdadıma. benim bileti yırttı, kendi biletini yerleştirdi. ikimizi birden soktu içeriye. girdiğimde maç başlamak üzereydi. yoldan binlerce insan geri dönmesine rağmen stad doluydu. meşhur 'hell' kareografisini görebildim. maç 0-0 bitti. arda turan güzel bir oyun sergilemişti ama kazanamamıştık.
maçtan önce yol sorunuyla ilgili çok şeyler yazıldı çizildi. biz aldırış etmedik. uzak bir mesafe değildi açıkcası. ne kadar etkileyebilirdi ki maça yetişmemizi? yine de ne olur ne olmaz diye erkenden çıktık yola. tam 3.5 saatte stada varabildik :( sıra geldi gişe kuyruğuna. abartısız 50 metreye yakın bir sıra vardı. gişeye yaklaştığımızda polislerin bir çocuğu joplayıp tellerden bize doğru attığını gördük. ne olduğunu sorduk çocuğa. çocukta benim gibi stadın önündeki karaborsacılardan bilet almış ve sahte çıkmış. hooaaydaa ya benim bilette sahteyse? joplanmayı geçtim hem maçı izleyemeyeceğim hem de dağ başında tek başıma 2 saat ne yapacağım mk? sıra bize geldi sonunda. abimle arkadaşı geçtiler içeriye tabii. benim ellerim titredi, bileti gişeye yerleştiremedim bir türlü. ya da sahteydi o yüzden içeri giremiyordum. işte o an arkamdaki tanımadığım bir abi hızır gibi yetişti imdadıma. benim bileti yırttı, kendi biletini yerleştirdi. ikimizi birden soktu içeriye. girdiğimde maç başlamak üzereydi. yoldan binlerce insan geri dönmesine rağmen stad doluydu. meşhur 'hell' kareografisini görebildim. maç 0-0 bitti. arda turan güzel bir oyun sergilemişti ama kazanamamıştık.