• 13
    "çocukluk anılarım" diyebileceğim hemen her anıda yer alan arkadaşımı 18 yaşıma girmeye birkaç gün kala kaybettiğimde, ya da aile büyükleri arasında "en sağlam" olarak duran dedem bir kalp krizi sonrası aniden çekip gittiğinde hissettiğim şeyleri yeniden hissettiğim gün. "bir betonun ruhu var mıdır" sorunsalının cevabı, bunu dert eden bünyelerin tamamına tokat gibi inmiştir o soğuk kış günü. ister o gün orada olsun, ister alakasız bir yerde alakasız şekilde bir televizyon ekranına bakıyor olsun, ister ikinci evim diyebilecek kadar çok, ister "hayatımın en unutulmaz günüydü" diyebilecek kadarcık o mabedin içine girebilmiş binlerce insanı hüngür hüngür ağlatmıştır.

    ama gel gelelim hayat devam ediyordur. nasıl ki;
    dedemin evi hala dedemin eviyse,
    her bayram günü gidip yalandan da olsa bayramlaşıyorsak,
    nasıl ki o çocukluk anıları hala belleklerdeyse,
    takım avrupa'da yardırıyorken 10 yaşımızın verdiği heyecanla gaza gelip top oynadığımız boş arsaya bakan duvarlardan birine yazdığmız "ali sami yen sahası" yazısı olduğu yerde duruyorsa,

    galatasaray da yoluna aynen devam ediyordur. aradan geçen 4 yılın ardından koca koca sütunları, birkaç dakikada boşalan tribünleri, çatısı sobalı o yere ufaktan bir sahiplenme hissiyatı vuku bulsa da; mecidiyeköy'ün ortasındaki o harabenin gönüllerdeki yeri değişmemektedir...
App Store'dan indirin Google Play'den alın