933
hem türkiye'nin ve galatasaray'ın genel futbol konjonktürüne son derece hakim olup aynı zamanda fatih terim olmayan ender teknik direktörlerden. bu yüzden varlığı beni mutlu ediyor. geldiği günden beri yaptığı hamleler, oynatmaya çalıştığı futbol, saha içine müdahaleleri oldukça net. bu da gelmeden önce galatasaray'ı epeyce çalıştığını ve bu göreve hazır olduğunu gösteriyor. iyi bir teknik direktör, genç, başarıya aç ve öğrenmeye, yeniliklere çok açık. bu da demek oluyor ki bizimle birlikte büyüyecek, maçlar oynadıkça, yıllar geçtikçe daha da iyi bir teknik adama dönüşecek umuyorum ki.
galatasaray'a geldiğinden beri yaptığı hamleler;
- kadro iskeletini netleştirdi. özellikle savunma ve forvete hiç dokunmayıp, orta sahayı 4 as ve birkaç hamle oyuncusuyla sınırlandırdı.
- burak'ı geriye çekerek hem burak'ın bireysel performansını hem de takımın üretkenliğini artırdı. burak'ın ön tarafta tek başına çırpınırken ofsayt, faul, top ezme gibi olaylarla takımın futbolunu baltalamasını minimize etti.
- melo ve selçuk'u derinde oynatarak optimal performans almaya başladı. artık yaşları dolayısıyla fizik kaliteleri düşse de ilk dönemlerindeki performansına yaklaştı bu tandem tekrardan.
- emre çolak, telles gibi oyuncuları yeniden kazanarak takımın genç, enerjik oyuncu ihtiyacını giderip dinamizm kattı.
- çöplerin tespitini hemen yaptı ve takımı temizlemeye başladı. hala mecburiyetten kullandığımız birkaç lüzumsuz oyuncu daha var ancak onları da sene sonu göndereceğini veya minimal düzeyde kullanacağını düşünüyorum.
hamle konusunda en zayıf kaldığı maç gençlerbirliği maçı ligde puan kaybettiği tek maç. fakat ne kadar hızlı öğrenen bir teknik adam olduğunu da hemen bir sonraki hafta benzer bir senaryoyla devam eden maçta yaptığı hamlelerle gösterdi. artık oyunu tutmamız gereken kritik maçlarda ve anlarda iki kazma forvetin birinin fazla olduğunu, hamit'in 60 veya 30 dakikalık bir hamle oyuncusu olduğunu, yasin'in kritik anlarda oyuna asla alınmaması gerektiğini vs kavradı tek bir maçla. dediğim gibi böyle çabuk öğrenen, gelişime açık ve genel futbol mentalitesi gayet pozitif olan bir teknik direktörle yolumuz çok açık. yürüyedur hamza hoca.
galatasaray'a geldiğinden beri yaptığı hamleler;
- kadro iskeletini netleştirdi. özellikle savunma ve forvete hiç dokunmayıp, orta sahayı 4 as ve birkaç hamle oyuncusuyla sınırlandırdı.
- burak'ı geriye çekerek hem burak'ın bireysel performansını hem de takımın üretkenliğini artırdı. burak'ın ön tarafta tek başına çırpınırken ofsayt, faul, top ezme gibi olaylarla takımın futbolunu baltalamasını minimize etti.
- melo ve selçuk'u derinde oynatarak optimal performans almaya başladı. artık yaşları dolayısıyla fizik kaliteleri düşse de ilk dönemlerindeki performansına yaklaştı bu tandem tekrardan.
- emre çolak, telles gibi oyuncuları yeniden kazanarak takımın genç, enerjik oyuncu ihtiyacını giderip dinamizm kattı.
- çöplerin tespitini hemen yaptı ve takımı temizlemeye başladı. hala mecburiyetten kullandığımız birkaç lüzumsuz oyuncu daha var ancak onları da sene sonu göndereceğini veya minimal düzeyde kullanacağını düşünüyorum.
hamle konusunda en zayıf kaldığı maç gençlerbirliği maçı ligde puan kaybettiği tek maç. fakat ne kadar hızlı öğrenen bir teknik adam olduğunu da hemen bir sonraki hafta benzer bir senaryoyla devam eden maçta yaptığı hamlelerle gösterdi. artık oyunu tutmamız gereken kritik maçlarda ve anlarda iki kazma forvetin birinin fazla olduğunu, hamit'in 60 veya 30 dakikalık bir hamle oyuncusu olduğunu, yasin'in kritik anlarda oyuna asla alınmaması gerektiğini vs kavradı tek bir maçla. dediğim gibi böyle çabuk öğrenen, gelişime açık ve genel futbol mentalitesi gayet pozitif olan bir teknik direktörle yolumuz çok açık. yürüyedur hamza hoca.