• 527
    5 tane galatasaraylı ve 1 fenerbahçeli gece vakti bir süpermarketi soymak için içeri girer. karanlıkta el fenerleriyle kasayı ararken, bir tanesi bir market reyonunu devirir ve içerideki odada yatan bekçi uyanıp, bunları kovalamaya başlar. karanlıkta göz gözü görmez, hırsızlarla bekçinin arası iyice açılmışken, bekçi arkalarından bağırır : 'kaçma ulan o... çocuğu!

    fenerli hırsız bir an durur ve önde kaçmaya devam eden arkadaşlarına seslenir : beyler beni tanıdılar, siz kaçın!

    bu hikayeden çıkarılacak ana fikir nedir? bilmiyorum, çok alakalı değil aslında. yalnız bir noktayı vurgulamaya çalışmak istedim, gezi parkında protestolara çarşı ile birlikte biz de katıldık, fenerliler de katıldı. şimdi çarşı grubu 'sözde' yakalandı diye, ön planda daha çok olduğu için bedel ödetilmek isteniyor diye onları yalnız bırakmak adamlık değildir.

    reklamcıdır, şovmendir, galatasaray düşmanıdır ama 'darbecilik' gibi komik ötesi bir suçlamayla yargılanmayı hak etmeyen adamlardan oluşmaktadır. ortadaki durum, renk ayrımıyla geçiştirilemeyecek kadar ciddi, haksızlığın, hukuksuzluğun ve dahi zulmün rengi olmaz. bugün çarşı'nın sözde 'başının ezilmesine' göz yumarsak, yarın bizim de arkamızda duracak kimseyi bulamayız.

    meşhur alman rahip hikayesindeki gibi : naziler yahudileri almaya geldi, benle ilgisi olmadığı için sustum. komünistleri almaya geldiler, görmezden geldim. sendikacıları aldılar, umursamadım. sıra beni almaya geldiklerinde, ses çıkaracak kimse kalmamıştı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın