sportif ve tribünsel rekabeti ve yaşanmışlıkları bir kenara bırakıyorum;
yaşanan bir halk kalkışması sonucunda bir taraftar grubunun darbe girişimiyle yargılanması dünyanın en saçma şeyi sanırım. bu insanların herhangi bir haklı gerekçeyle yargılanmadığını ve günah keçisi olarak seçildiğini hepimiz biliyoruz. daha da kötüsü buna sebep olan da yine kendileri. özellikle gezi olayları sırasında sosyal medyadaki çarşı popülizmi çarşı'nın hedef olarak seçilmesine sebep oldu. "çarşı toma kaçırdı", "çarşı dozer kaçırdı" ve benzerleri gibi gezi hareketine pratikte hiçbir faydası olmayan spekülatif ve popülist söylemler ve yaratılan hayali kahramanlar sadece çarşı'nın sivrilmesine sebep oldu. muhtemelen bugün yargılanan insanların derdi reklam ve popülizm de değildi. özellikle sosyal medyada bu saçma popülizme imza atan insanlar bugün hala aynı tavırlarına devam ederken çarşı'nın önde gelen isimleri bugün vatanı bölmek gibi komik bir suçla hakim karşısında. olayların bu denli kişiselleştirilmesi bence en başında gezi hareketinin ruhuna aykırıydı ama ne yazık ki ortaya böyle bir sonuç çıktı. bundan birkaç sene öncesine kadar çarşı denildiği zaman herkesin aklına gelen ilk isimlerden biri olan
alen dahi gezi direnişine bildiğim kadarıyla destek vermemişti. kısacası gezi direnişini takım taraftarlığına indirmegemek oldukça saçmaydı. zira gezi hareketinde her tribünden, her zümreden ve her ideolojiden insan yer almıştı. zaten hareketin amacı da bu birliktelikti.
fakat ne olursa olsun yine de bu insaların bu tarz komik suçlamalara maruz kalmaları hakka ve adalete sığmaz. umarım adil bir yargılanma süreci yaşarlar. zaten adil bir yargılama sonucunda da kendilerine isnat edilen suçların hiçbirinden hüküm giymeyecekleri de açık.
galatasaray taraftarı arena açılışında yaşanan rezaletten dolayı en doğal hakkını kullanarak yaptığı protestonun bedelini senelerdir ödüyor. görünen o ki ödemeye de devam edecek. o gün o protesto stadyumun geneline yayılmasaydı muhtemelen bizden de insanlar haksız bir şekilde yargılanacaktı. o dönemde hiçbir tribünden bize destek geldiğini hatırlamıyorum. hatta bunun üzerine insanlar çıkıp utanmadan "devlet size bedavadan stad tahsis etti, biz stadımızı kendimiz yapıyoruz" gibi ucuz yalanlar söyleyebildiler.
bugün her fırsatta galatasaray'a laf geçirme derdinde olan beşiktaş spor kulübü yönetim kurulu ve başkanı
fikret orman dahi bu yargılamayla ilgili çıkıp tek bir demeç bile veremedi. yine hatırlatmakta fayda var ki gezi hareketleri sırasında açıkca ve cesurca açıklama yapan tek yönetici de galatasaray başkanı
ünal aysal'dı.
ilgili grup her ne kadar vakti zamanında yıldırım demirören'e koşulsuz destek verip yıldırım demirören gibi bir canavarı yaratmış olsa da, hatta o yıldırım demirören sayesinde adaletsiz bir şekilde küme düşmekten kurtulmuş olsa da ve en önemlisi tüm bunlarla ilgili çıkıp tek bir açıklama dahi yapmamış olsa da bugün kendilerine reva görülen zulüm kabul edilemez.
umarım bugün hakim önüne çıkan insanlar adil bir şekilde yargılanır ve suçsuz oldukları kanıtlanır. fikri hür, vicdanı hür hiçbir galatasaray taraftarı bu adaletsizlik karşısında sessiz kalmaz.