• 1907
    babamım tayini nedeniyle 1988 eylül'ünde geldik ankara'ya. 1.sınıfa torul'da(gümüşhane) başlayıp 2 hafta sonra ankara'da devam ettim. babam altındağ/hasköy'de bir okula verilmiş. hiç ankara bilmeyen kamyoncu ise eşyalarla birlikte bizi çin çin'in göbeğine bırakmış. o ana kadar lojmanda öğretmen çocuklarıyla büyüyen ben ve henüz 24 yaşında olan annem sokakta donsuz çocuklar, esmer esmer tipler görünce korkudan evden çıkamamıştık. oysa ki o zamanlar çin çin'de sadece yokluk vardı, dostluk, insanlık her yerden fazlaydı. mahalleye öğretmen taşınmış diye duyan hoş geldin demeye geliyordu. tabii babamın okula uzak oluşundan ötürü, 4 gün sonra nispeten daha az kenar mahalle sayılan hasköy'e gidecektik. hala merak ederim orada büyüseydim nasıl biri olurdum diye. babam 3 katlı bir aile apartmanından ev tutmuş. giriş katta ev sahibimiz babaanne ve büyük baba. biz 2.katta, 3. katta ve 4.katta da çocukları abi-kardeş iki aile. üst komşumuzun 2 çocuğu vardı. biri pınar, diğeri çağlar. pınar benden 1 yaş küçük, çağlar 4 yaş küçüktü. benim de kız kardeşim 3 aylıktı taşındığımızda. anneler, babalar iyi anlaşıp, onlar da bizi sahiplenince biz kardeş gibi büyüdük, 3.çocukları merve olacağında hastaneye babam götürmüştü teyzemi. pınar abi demezdi zaten 1 yaş var aramızda ama çağlar abi derdi, ben de onu erkek kardeşim gibi severdim. ya bizdeydik ya onlardaydık zaten. biz o evden taşınınca bile aynı mahallede başka bir evi tuttuk uzaklaşmayalım birbirimizden diye. o aile de tüm fertleriyle galatasaraylı. hatta 93 senesinde manchester'ı eleyince tura çıktığımızda da beraberdik. bizim arabamız yoktu,onların dolmuşları vardı,durumları iyiydi. bizi de alıp gençlik parkı'na, a.o.ç'ye, pikniğe götürürlerdi. memur çocuğu olduğumuz için de her şeye yetişemezdi babam. ben en çok muzu onlarda yedim. sonra onlar batıkent'ten ev alıp gittiler ama bir ayakları hep hasköy'deydi. ne zaman gelseler bize de mutlaka gelirlerdi. bu ziyaretlerde biz çağlar'la çok görüşemesek de bayramlarda, düğünlerde beraberdik. tanıdığım en efendi, terbiyeli,akıllı adamdan biriydi. askere de uğurladı beni,nişanımda düğünümde de oynadı. çok severdi beni biliyorum, az ama öz görüşmelerimizde galatasaray'ı kritik ederdik. askerliği de samsun'a çıkmıştı, acemiliği yapıp yemintöreninde de anne-babası bizde kaldılar.yıllar sonra çağlar'ı da asker ocağında görecektim. 2 sene olmuş. dün gibi...

    en son da o zaman görmüştüm. 9 kasım gecesi telefon geldi annemden çağlar dedi, diyemedi aslında... geveledi. kalp krizi geçirmiş dedi sizlere ömür oğlum dedi.

    28 yaşında alkol,sigara olmayan adam ne kalbi ne krizi dedim, değiştiremedim...

    sabah göğüs ağrısıyla uyanmış, annesine göğsüm ağrıyor demiş. annesinin kollarında can vermiş. dün cennete yolladık kardeşimi, bir parçamı da o mezara gömerek... o kadar çok anım var ki onunla, sanki dün çocukluğumu da gömdüm. iyiler erken gidermiş de sen çok erken gittin be kardeşim. hepimizin acıları var ama genç ölümü de çok zormuş be kardeşim.

    gittiğin yerde takımları ayarla, bir gün aynı takımda maç yapacağız gene...

    yan mezara seninle aynı gün 5 dk arayla defnedilen fenerli fırat'a da selam söyle, sıkılmazsınız ikiniz de cennette hepinizin rengi vardır elbet. birbirinizi kızdırırsınız orada, sarının bir tarafına sen bir tarafında o yatarken...

    mekanın cennet olsun kardeşim, sen rahat uyu ailen bize emanet...
App Store'dan indirin Google Play'den alın