1087
çok güzel anlatıyor arkadaşlarımız kendisinin kadroya nasıl müdahale ettiğini. ama çok önemli bir gerçek var ki görmek istemiyorlar bunu: ünal aysal.
cesare prandelli geldi, takıma baktı, elinde üç tane sağ bek var. (tarık falan alınmamış daha) biri veyse(gerçek mevkisi sağ bek de değil), biri eboue, biri sabri. ve sayın prandelli, çok muhteşem bir kararla sabri ve eboue'yi kadro dışı bıraktı. çünkü kendisi saf değil. (bu mantıklı)
prandelli geldi, 5 ay sabri'yi oynatmadı, sonra yönetim değişti, ilk maçtan sabri'yi ilk 11'e yaz dediler prandelli'ye. prandelli de hayır diyemedi, çünkü kendisini "ünal aysal" seçtiği için kendisi çok karaktersiz fakat ünal aysal'ın hiç suçu yok. (bu mantıklı)
prandelli geldi, ünal aysal dedi ki sabri eboue kadro dışı kalsın, o da zaten ünal aysal'ın seçtiği karaktersiz bi teknik adam olduğu için olur dedi. sonra da bi türlü oturtamadığı sağ bekte sabriyi denedi. (bu mantıksız)
biraz aklınızı çalıştırın, kendinizi fatih terim nefretinden sıyırarak düşünün başka konuları. ünal aysal tam bir aziz yıldırım'a dönüştüğü için, prandelli de bir aziz yıldırım teknik direktörü olduğu için bu haldeyiz.
bi de, selçuk'la burak abdürrahim albayrak geldiğinden beri her maç ilk 11'deymiş, öğrenmiş olduk.
edit: saygı değer (saygıdeğer diye yazmak lazım, ceviz yemeye daha başlamadım o yüzden böyle yazdım) sözlük yazar ve okuyucuları, moderatörleri ve adminleri; birazdan çirkinleşirsem affola.
"abdürrahim albayrak" neden yönetimde? çünkü seçildi.
kendisi neden selçuk ve burak hatasının önüne geçmiyormuş, neden prandelli hatasının önüne geçmiyormuş.
1. kendisi prandelli'yi bir hata olarak görmüyor olabilir, buradaki birçok arkadaşımız gibi prandelli'yi dönemin ortasında göndermenin galatasaray'a zarar getireceğini düşünüyor olabilir. diğ mi?
2. a) kendisi selçuk ve burak'ın mukavelesini de, 11 oynamasını da hata olarak görmüyor olabilir.
b) kendisi selçuk ve burak'ın her şeyini hata olarak görüyorsa da, sabri olayındaki yönetimsel baskının farkında olduğu için o baskıyı çözdükten sonra hocanın işine karışmıyor olabilir. (anlayamadıysanız sevgili sözlükçüler, bi avuç ceviz yeyip tekrar okuyun)
3. ünal aysal'ın aziz yıldırımlaşmasını aziz yıldırım'ın yaptığı her şeyi yaptı gibi algılamak isteyen art niyetli arkadaşlar sebebiyle işin içindeki mantığı tabağımda duran cevizi yerken açıklamaya çalışayım, siz de okurken yeyin ki anlayabilesiniz: ünal aysal aziz yıldırımlaşmıştır, çünkü önce yönetimdeki güçlü adamları, sonra fatih terim'i tasfiye etmiştir. daha sonra da kendisi ne derse onu yapacak -sabri'yi kadro dışı bırak derse bırakacak- bir teknik adamla çalışmaya başlamıştır. dikkat ederseniz çalıştığı ilk dönemdeki tüm isimler muhalif olabilen, güçlü isimlerken, sonraki dönemindeki tüm isimler aman başkanım tamam başkanım diyen vasıfsız insanlardır. çünkü siz göremeseniz de kendisinin hayvan gibi egosu vardır ve bu egoyu tatmin etmek için, başarının sadece kendi hanesine yazılması için tüm güçlü isimleri, taraftarın sevdiği herkesi tek tek tasfiye etmiştir. aziz yıldırım'dan farkı, normal bir bireyin aziz yıldırım'dan daha onurlu olabildiğini göz önünde bulundurarak, şike yapmamış olmasıdır. ha bir de tabi diğer kurumlara açıklamadan başka bir şey yapmadığı ve bu yüzden diş geçiremediği için başarısızlığı gördüğü an kaçmıştır, çünkü kendisini başarılı gösterebilecek kimse yoktur. aziz yıldırım'da bildiğimiz gibi bunlar vardır.
4. prandelli sabri'nin nasıl futbol oynayabileceğini antrenmanlarda görmüş olabilir, abdürrahim albayrak gelip anlatmış olabilir(suç değil), sabri formayı istemiş olabilir, geçen senenin maçlarını izlemiş olabilir, takımda geçmişten beri bulunan herhangi bir insana sormuş olabilir. veysel'den kötü olmayacağını düşünüp denemiş olabilir. bu mantıkla şu ana kadar oynamamış hiçbir oyuncu hiçbir durumda prandelli'nin takımında yer alamaz, çünkü prandelli onların nasıl oynadığını bilmiyor. saf kelimesinin anlamına dair komik savunmalara hiç girmeyeceğim.
5. ünal aysal zamanında bu takımda olup da sneijder'i kadro dışı bırakmak isteyen kimse olmamıştır. aksine her soruda hiçbir problem yok, çok seviyoruz tadında cevaplar alınmıştır. bu bahsettiğiniz de aynen abdürrahim albayrak'ın hocalığı gibi medyadan alınmış ve oturma organımızla birleştirilmiş önermelerdir.
6. cevizim bitti, getirebilecek var mı?
cesare prandelli geldi, takıma baktı, elinde üç tane sağ bek var. (tarık falan alınmamış daha) biri veyse(gerçek mevkisi sağ bek de değil), biri eboue, biri sabri. ve sayın prandelli, çok muhteşem bir kararla sabri ve eboue'yi kadro dışı bıraktı. çünkü kendisi saf değil. (bu mantıklı)
prandelli geldi, 5 ay sabri'yi oynatmadı, sonra yönetim değişti, ilk maçtan sabri'yi ilk 11'e yaz dediler prandelli'ye. prandelli de hayır diyemedi, çünkü kendisini "ünal aysal" seçtiği için kendisi çok karaktersiz fakat ünal aysal'ın hiç suçu yok. (bu mantıklı)
prandelli geldi, ünal aysal dedi ki sabri eboue kadro dışı kalsın, o da zaten ünal aysal'ın seçtiği karaktersiz bi teknik adam olduğu için olur dedi. sonra da bi türlü oturtamadığı sağ bekte sabriyi denedi. (bu mantıksız)
biraz aklınızı çalıştırın, kendinizi fatih terim nefretinden sıyırarak düşünün başka konuları. ünal aysal tam bir aziz yıldırım'a dönüştüğü için, prandelli de bir aziz yıldırım teknik direktörü olduğu için bu haldeyiz.
bi de, selçuk'la burak abdürrahim albayrak geldiğinden beri her maç ilk 11'deymiş, öğrenmiş olduk.
edit: saygı değer (saygıdeğer diye yazmak lazım, ceviz yemeye daha başlamadım o yüzden böyle yazdım) sözlük yazar ve okuyucuları, moderatörleri ve adminleri; birazdan çirkinleşirsem affola.
"abdürrahim albayrak" neden yönetimde? çünkü seçildi.
kendisi neden selçuk ve burak hatasının önüne geçmiyormuş, neden prandelli hatasının önüne geçmiyormuş.
1. kendisi prandelli'yi bir hata olarak görmüyor olabilir, buradaki birçok arkadaşımız gibi prandelli'yi dönemin ortasında göndermenin galatasaray'a zarar getireceğini düşünüyor olabilir. diğ mi?
2. a) kendisi selçuk ve burak'ın mukavelesini de, 11 oynamasını da hata olarak görmüyor olabilir.
b) kendisi selçuk ve burak'ın her şeyini hata olarak görüyorsa da, sabri olayındaki yönetimsel baskının farkında olduğu için o baskıyı çözdükten sonra hocanın işine karışmıyor olabilir. (anlayamadıysanız sevgili sözlükçüler, bi avuç ceviz yeyip tekrar okuyun)
3. ünal aysal'ın aziz yıldırımlaşmasını aziz yıldırım'ın yaptığı her şeyi yaptı gibi algılamak isteyen art niyetli arkadaşlar sebebiyle işin içindeki mantığı tabağımda duran cevizi yerken açıklamaya çalışayım, siz de okurken yeyin ki anlayabilesiniz: ünal aysal aziz yıldırımlaşmıştır, çünkü önce yönetimdeki güçlü adamları, sonra fatih terim'i tasfiye etmiştir. daha sonra da kendisi ne derse onu yapacak -sabri'yi kadro dışı bırak derse bırakacak- bir teknik adamla çalışmaya başlamıştır. dikkat ederseniz çalıştığı ilk dönemdeki tüm isimler muhalif olabilen, güçlü isimlerken, sonraki dönemindeki tüm isimler aman başkanım tamam başkanım diyen vasıfsız insanlardır. çünkü siz göremeseniz de kendisinin hayvan gibi egosu vardır ve bu egoyu tatmin etmek için, başarının sadece kendi hanesine yazılması için tüm güçlü isimleri, taraftarın sevdiği herkesi tek tek tasfiye etmiştir. aziz yıldırım'dan farkı, normal bir bireyin aziz yıldırım'dan daha onurlu olabildiğini göz önünde bulundurarak, şike yapmamış olmasıdır. ha bir de tabi diğer kurumlara açıklamadan başka bir şey yapmadığı ve bu yüzden diş geçiremediği için başarısızlığı gördüğü an kaçmıştır, çünkü kendisini başarılı gösterebilecek kimse yoktur. aziz yıldırım'da bildiğimiz gibi bunlar vardır.
4. prandelli sabri'nin nasıl futbol oynayabileceğini antrenmanlarda görmüş olabilir, abdürrahim albayrak gelip anlatmış olabilir(suç değil), sabri formayı istemiş olabilir, geçen senenin maçlarını izlemiş olabilir, takımda geçmişten beri bulunan herhangi bir insana sormuş olabilir. veysel'den kötü olmayacağını düşünüp denemiş olabilir. bu mantıkla şu ana kadar oynamamış hiçbir oyuncu hiçbir durumda prandelli'nin takımında yer alamaz, çünkü prandelli onların nasıl oynadığını bilmiyor. saf kelimesinin anlamına dair komik savunmalara hiç girmeyeceğim.
5. ünal aysal zamanında bu takımda olup da sneijder'i kadro dışı bırakmak isteyen kimse olmamıştır. aksine her soruda hiçbir problem yok, çok seviyoruz tadında cevaplar alınmıştır. bu bahsettiğiniz de aynen abdürrahim albayrak'ın hocalığı gibi medyadan alınmış ve oturma organımızla birleştirilmiş önermelerdir.
6. cevizim bitti, getirebilecek var mı?