143
aylardır yazmıyorum buraya. sadece okuyordum keyifle ama takımın şu halini gördükten sonra benim de çorbada tuzum olsun istedim.
rijkaard'la başladı aslında bizim takımın şu 4-3-3 muhabbeti. şunu net söyleyeyim şu dizilişi kim çıkardıysa anasını sikeyim. aslında diziliş fena değil ama bize yıllarca bu dizilişi 4-5-1 diye yutturdular babalar. bugünkü maçta 4-3-3'ün ileri 3'lüsünün 2'si sneijder ve bruma oluyorsa, kusura bakmayın ama ben böyle 4-3-3'ün amına koyayım. kusura bakmayın bu bildiğin pısırık 4-5-1 oluyor.
bu ligde, galatasaray'ın başarılı olmasının yolu düz 4-4-2'den geçiyor ve bu yol tartışmaya kapalı. koyacaksın ortaya 2 tane box-to-box melo gibi asker, ileride forvetini 2'leyeceksin, olay bitecek. zaten ligde takımların çoğu sana karşı ilk önce savunmayı düşünüyor ama sen adamların ceza sahasında sadece burak'la duruyorsun. tam kendini jiletlemelik oyun, inanılmaz cidden. 2005 sezonunu hatırlayın. hagi vardı o zamanlar. kadroya baksan çok ama çok mütevazı. orta sahayı sayayım sizlere: sol açıkta 2011'in "bam"'nın a'sı, ayhan akman oynuyordu. sağda ribery vardı. göbek ise ürentkenliği çok sınırlı olan flavio conceicao ve ergün penbe'ydi. ama bu kadro izlerken adama zevk veriyordu ve işin acı tarafı o orta saha, bu sezonki galatasaray orta sahasından çok daha üretkendi. ulan 2006'daki saidou'lu orta sahayı da çok özledim be, ne güzel takımdık, neyse.
ha kardeşim ben 4-3-3'ten başka bir şey oynatmam diyorsan bu takıma, o zaman götüne güveniyorsan gerets gibi, necati, hakan, ümit ayarında adamlarla harbi 4-3-3 oynat görelim. koy umut'u ileriye, koy burak'ı hafif sağa, koy pandev'i sola, görelim. olmuyor diğer türlü kaçak güreşerek bruma, sneijder falan.
sneijder'e gelince.. şu an yetkim olsa sneijder'i yollardım çok sevmeme rağmen. benim oyun anlayışımda bu takımda yeri yok. 2 tane ileri geri oynayacak adam yeterli bu takıma. selçuk 1.5 senedir seviyesinin %50'sinde değil. tabii ki kötü olmasında başka nedenler var, kendiyle ilgili sıkıntılar vs. elbet var. ama kesinlikle sneijder'in bu takımda oynamasının da selçuk'un bu kötü oyununda payı var, sneijder bütün dengeleri değiştiriyor kadro yapısında ve olumsuz şekilde değiştiriyor.
mancini gibi son derece akıl tutulmaları yaşayan bir adamdan sonra ne yalan söyleyeyim prandelli'den çok umutluydum. ancak prandelli sanırım biraz daha böyle giderse mancini'yi bu açıdan geçecek. şu ana kadar tamamiyle sınıfta kaldı. umut ve emre girerken; takımda bir şeyler yapmaya çalışan, hele çift forvete dönmüşken kanattan etkili olabilecek tek adam bruma'nın çıkması ne kadar skandalsa, kaç maçtır kadroya giremeyen emre'nin de kurtarıcı olarak oyuna girmesi ve olcan'ın 18'e alınmaması da o kadar skandal. cidden, prandelli olcan'ı neden kadroya almadığını net şekilde bizlere açıklamak zorunda. yasin'in sağ bek başlarken, sabri'nin a2'de olmasını ise hazmedemiyorum. sabri senin projende olmayabilir, anlarım. ama sabri senin projende değilken, yasin senin sağ bek projende oluyorsa onu kabul edemem işte. bu da ayrı bir skandal.
fakat ben hocanın potansiyelinin ve neler yapabileceklerinin farkındayım, çünkü bu adam cidden basit bir adam değil. şahsen, biraz daha kredisi var bende ama kötü ötesi başladığını da kabul etmek gerek. hala fazla geç kalınmış bir şey olmasa da takımdan bir ışık da göremiyorum ve şu an neresinden tutsam elde kalıyor. ve korkarım birkaç hafta daha böyle giderse çok daha kötü günler bekliyor bizi. yeni bir 2011 olabilir mi? olursa da şaşırmam.
takım 2011'den sonra 2 sene şampiyon oldu, gelip buraya tek bir girdi bile yazmadım. sadece sevindim, rahatladım vs. o kadar sadece. aslında bu kötü zamanlarda takıma ne yalan söyleyeyim çok daha fazla bağlanıyorum, takımla çok daha fazla ilgileniyorum ve daha fazla düşünüyorum vs. 2 haftadır eğlenmem gereken, arkadaşlarla alkole girmem gereken bu cumartesi akşamlarının bu vakitlerinde kendi kendime içerek galatasaray'ı kurtarıyorum, kafayı galatasaray'a takıyorum adeta.
böyle manyak derecede seviyoruz işte galatasaray'ı ve sizi, siz de sizi sevenleri üzmeyin artık...
rijkaard'la başladı aslında bizim takımın şu 4-3-3 muhabbeti. şunu net söyleyeyim şu dizilişi kim çıkardıysa anasını sikeyim. aslında diziliş fena değil ama bize yıllarca bu dizilişi 4-5-1 diye yutturdular babalar. bugünkü maçta 4-3-3'ün ileri 3'lüsünün 2'si sneijder ve bruma oluyorsa, kusura bakmayın ama ben böyle 4-3-3'ün amına koyayım. kusura bakmayın bu bildiğin pısırık 4-5-1 oluyor.
bu ligde, galatasaray'ın başarılı olmasının yolu düz 4-4-2'den geçiyor ve bu yol tartışmaya kapalı. koyacaksın ortaya 2 tane box-to-box melo gibi asker, ileride forvetini 2'leyeceksin, olay bitecek. zaten ligde takımların çoğu sana karşı ilk önce savunmayı düşünüyor ama sen adamların ceza sahasında sadece burak'la duruyorsun. tam kendini jiletlemelik oyun, inanılmaz cidden. 2005 sezonunu hatırlayın. hagi vardı o zamanlar. kadroya baksan çok ama çok mütevazı. orta sahayı sayayım sizlere: sol açıkta 2011'in "bam"'nın a'sı, ayhan akman oynuyordu. sağda ribery vardı. göbek ise ürentkenliği çok sınırlı olan flavio conceicao ve ergün penbe'ydi. ama bu kadro izlerken adama zevk veriyordu ve işin acı tarafı o orta saha, bu sezonki galatasaray orta sahasından çok daha üretkendi. ulan 2006'daki saidou'lu orta sahayı da çok özledim be, ne güzel takımdık, neyse.
ha kardeşim ben 4-3-3'ten başka bir şey oynatmam diyorsan bu takıma, o zaman götüne güveniyorsan gerets gibi, necati, hakan, ümit ayarında adamlarla harbi 4-3-3 oynat görelim. koy umut'u ileriye, koy burak'ı hafif sağa, koy pandev'i sola, görelim. olmuyor diğer türlü kaçak güreşerek bruma, sneijder falan.
sneijder'e gelince.. şu an yetkim olsa sneijder'i yollardım çok sevmeme rağmen. benim oyun anlayışımda bu takımda yeri yok. 2 tane ileri geri oynayacak adam yeterli bu takıma. selçuk 1.5 senedir seviyesinin %50'sinde değil. tabii ki kötü olmasında başka nedenler var, kendiyle ilgili sıkıntılar vs. elbet var. ama kesinlikle sneijder'in bu takımda oynamasının da selçuk'un bu kötü oyununda payı var, sneijder bütün dengeleri değiştiriyor kadro yapısında ve olumsuz şekilde değiştiriyor.
mancini gibi son derece akıl tutulmaları yaşayan bir adamdan sonra ne yalan söyleyeyim prandelli'den çok umutluydum. ancak prandelli sanırım biraz daha böyle giderse mancini'yi bu açıdan geçecek. şu ana kadar tamamiyle sınıfta kaldı. umut ve emre girerken; takımda bir şeyler yapmaya çalışan, hele çift forvete dönmüşken kanattan etkili olabilecek tek adam bruma'nın çıkması ne kadar skandalsa, kaç maçtır kadroya giremeyen emre'nin de kurtarıcı olarak oyuna girmesi ve olcan'ın 18'e alınmaması da o kadar skandal. cidden, prandelli olcan'ı neden kadroya almadığını net şekilde bizlere açıklamak zorunda. yasin'in sağ bek başlarken, sabri'nin a2'de olmasını ise hazmedemiyorum. sabri senin projende olmayabilir, anlarım. ama sabri senin projende değilken, yasin senin sağ bek projende oluyorsa onu kabul edemem işte. bu da ayrı bir skandal.
fakat ben hocanın potansiyelinin ve neler yapabileceklerinin farkındayım, çünkü bu adam cidden basit bir adam değil. şahsen, biraz daha kredisi var bende ama kötü ötesi başladığını da kabul etmek gerek. hala fazla geç kalınmış bir şey olmasa da takımdan bir ışık da göremiyorum ve şu an neresinden tutsam elde kalıyor. ve korkarım birkaç hafta daha böyle giderse çok daha kötü günler bekliyor bizi. yeni bir 2011 olabilir mi? olursa da şaşırmam.
takım 2011'den sonra 2 sene şampiyon oldu, gelip buraya tek bir girdi bile yazmadım. sadece sevindim, rahatladım vs. o kadar sadece. aslında bu kötü zamanlarda takıma ne yalan söyleyeyim çok daha fazla bağlanıyorum, takımla çok daha fazla ilgileniyorum ve daha fazla düşünüyorum vs. 2 haftadır eğlenmem gereken, arkadaşlarla alkole girmem gereken bu cumartesi akşamlarının bu vakitlerinde kendi kendime içerek galatasaray'ı kurtarıyorum, kafayı galatasaray'a takıyorum adeta.
böyle manyak derecede seviyoruz işte galatasaray'ı ve sizi, siz de sizi sevenleri üzmeyin artık...