• 34
    2014 senesinde tekrar bir izleyince nostalji yaşatan efsane film. nasıl 17 mayıs belgeseli ciddi bir kahramanlık öyküsüyse, bu film de o kahramanların başarıdan sonra düştüğü duygusal boşluğu anlatıyor, hele ki hocanın ve takımın çok üstüne düştüğü maçların öncesini görüp, daha sonra sahadan boynu bükük ayrıldığımızı gösteren o minik kutucuk, resmen sanat filmi havası katmış. normalde filmler mutlu sonla biter, kahramanlar hayatta kalır ya da evlenirler, daha sonra ne olduğunu göstermezler ya, bu film onu gösteriyor. terim'in bile o başarıdan sonra tekrar gelmesiyle her şeyi yenibaştan aynı kafayla yapabileceğine zaman zaman inanması şu an garip geliyor. hasan'ın, bülent'in, arif'in, ergün'ün,suat'ın durumları cidden etkileyici. taraftar olarak biletini alıp, yagmur çamur dinlemeden gidip tribünde beklediğimiz adamlar, o maça çıkana kadar neler yapıyor, bunu görmek o dönem de iyiydi, bu dönemde.

    rahmetli canaydın ve alpaslan dikmen'i, efsane ali sami yen stadını, futbolu bıraktıktan 2 sene sonra barcelona maçı öncesi takım elbisesiyle soyunma odasına uğrayan hagi'yi, hasan şaş'ın şebekliklerini, kaptanın fenerbahçe maçı öncesi tv'de 6-0'lık maçtan bahsedildiği zaman "ilk 20 dk 3-0 yapmalıyız" diyip, maçtan hemen önce takımı "bu rövanş maçı değil, 3 puanı alalım yeter" sözlerini görmek çok iyi. sözlükteki yorumlar biraz farklı ama çok da kötü bir sezon geçirmedik o yıl, ligi 2. bitirdik ki türlü dalaverelerin olduğunu sırf adanaspor maçından görebiliyoruz, sinirden çatlamıştım o gün 5 gol atıp maç 2-2 bitince.

    ulan bir de yanarım yanarım, o yıl şampiyonlar ligi grubunu sonuncu bitirmemize yanarım. moskova'da çok rahat 2-0 kazanıp brugge ve lokomotiv'in ardından nasıl sonuncu olduk hala anlayamıyorum, belki de tarihimizin en kötü şampiyonlar ligi performansı oldu, istanbul'da maç kazanamadık şu grupta.
App Store'dan indirin Google Play'den alın