28
arabesk müziğe overrated demiş galiba. :( fernando torres mi bu? (u: oversinging i ilk kez duydum da anlamını bilmiom :( )
abi, müzikal bilgine laf etmem de, saydığın isimlerle biz gargara yaparız, bırak depresyona girmeyi :( hangi meyhanede, hangi alemde görülmüş umay umay'la kadeh tokuşturulduğu. senin bahsettiğin şey depresyon değil, melankoli. siz melankoli'ye aşıksınız, boş zamanlarınızda hobi olarak üzersiniz kendinizi, üzülmek istersiniz, gerekli gereksiz sebepler üretirsiniz, öyle ki sizin dertten, üzüntüden saydıklarınızın esamesi okunmaz gerçek yaralıların hüzünleri yanında. nasıl ki bizim kederden uzattığımız sakallarımız, sosyete piçlerine moda olmuşsa; bizi bizden iyi anlayan, anlatan babalarımızın, abilerimizin, ablalarımızın sözleri, müzikleri de sosyoloji dergilerine tez konusu olmuş. depresyondayım, unutuldum, aldatıldım geyikleriyle popüler kültüre meze edilirken hayatın sırtımıza yüklediği bu içinden çıkılmaz kabus, biz yine ter kokulu şarkılara, köprü altlarına, şarap şişelerine sığınıyoruz.
hayallerimizle hayal kırıklıklarımız arası öyle kısa mesafe ki, taksiler almıyor.
mutluluk bize o kadar uzak ki, kaleciler baraj kurdurma gereği bile duymuyor abi, anla artık sen.
sarwidas başkanıma kalsa 7/24 kafamız güzel dolaşıyoruz, doğrudur da alkolden değil, üflemekten hiç değil. kahpe dünyadan sebep bu baygın hallerimiz.
o yüzden ben o destansı yazı ve soft avunma önerilerine inat, periyodik aşk acısı sanrısı yaşayan tüm genç kardeşlerime müslüm babamın sözleriyle seslenmek istiyorum, kapısına gidip haykırın o kitapsızın :
tek tesellim kaldı o da hayalin
onu da al eğer acımıyorsan
hiç düşünme beni ne olur halim
hep uzaklarda kal acımıyorsan
yaktın sevgi dene duygularımı
yıktın dağlar gibi umutlarımı
çaldın bugünümü yarınlarımı
gel canımı da al acımıyorsan
unutmak istesen unutulmuyor
seven gönül '''''sözle''''' avutulmuyor
bir kadeh boşalıp biri doluyor
kır kadehleri de acımıyorsan
abi, müzikal bilgine laf etmem de, saydığın isimlerle biz gargara yaparız, bırak depresyona girmeyi :( hangi meyhanede, hangi alemde görülmüş umay umay'la kadeh tokuşturulduğu. senin bahsettiğin şey depresyon değil, melankoli. siz melankoli'ye aşıksınız, boş zamanlarınızda hobi olarak üzersiniz kendinizi, üzülmek istersiniz, gerekli gereksiz sebepler üretirsiniz, öyle ki sizin dertten, üzüntüden saydıklarınızın esamesi okunmaz gerçek yaralıların hüzünleri yanında. nasıl ki bizim kederden uzattığımız sakallarımız, sosyete piçlerine moda olmuşsa; bizi bizden iyi anlayan, anlatan babalarımızın, abilerimizin, ablalarımızın sözleri, müzikleri de sosyoloji dergilerine tez konusu olmuş. depresyondayım, unutuldum, aldatıldım geyikleriyle popüler kültüre meze edilirken hayatın sırtımıza yüklediği bu içinden çıkılmaz kabus, biz yine ter kokulu şarkılara, köprü altlarına, şarap şişelerine sığınıyoruz.
hayallerimizle hayal kırıklıklarımız arası öyle kısa mesafe ki, taksiler almıyor.
mutluluk bize o kadar uzak ki, kaleciler baraj kurdurma gereği bile duymuyor abi, anla artık sen.
sarwidas başkanıma kalsa 7/24 kafamız güzel dolaşıyoruz, doğrudur da alkolden değil, üflemekten hiç değil. kahpe dünyadan sebep bu baygın hallerimiz.
o yüzden ben o destansı yazı ve soft avunma önerilerine inat, periyodik aşk acısı sanrısı yaşayan tüm genç kardeşlerime müslüm babamın sözleriyle seslenmek istiyorum, kapısına gidip haykırın o kitapsızın :
tek tesellim kaldı o da hayalin
onu da al eğer acımıyorsan
hiç düşünme beni ne olur halim
hep uzaklarda kal acımıyorsan
yaktın sevgi dene duygularımı
yıktın dağlar gibi umutlarımı
çaldın bugünümü yarınlarımı
gel canımı da al acımıyorsan
unutmak istesen unutulmuyor
seven gönül '''''sözle''''' avutulmuyor
bir kadeh boşalıp biri doluyor
kır kadehleri de acımıyorsan