• 147
    (bkz: #1518261)

    atatürk başlığı ben tartışmayı göremeden kilitlenmiş. herkesin yorum yaptığı konuda eksik kalmamak adına tamanlamiylaotuzkarakterlinick'in paylaştığı "be hey dürzü" üzerinden ben de konu hakkındaki görüşlerimi paylaşayım:

    öncelikle "be hey dürzü" şiiri neyzen tevfik'in değil, bir asayiş şube müdürü olan mutlu çelik'indir. bunun detaylarını uzun uzun yazmak istemem, şu linkte arkadaş oldukça anlaşılır bir şekilde anlatmış:
    http://ozgurdurus.wordpress.com/...kolaylinin-degildir/

    öncelikle kişisel görüşüm; "baban kimdi bilemezdin şerefsiz!", m. kemal ve onun anadolu'ya girmesine ön ayak olduğu çağdaş, batılı düşünceden oldukça uzak bir nida. halk ağzıyla kişinin "piçlik" durumuna vurgu yapılıyor ve kadını edilgen bir forma sokarak atatürk olmasa ve dolayısıyla yurdu düşman işgalinden kurtarmasa, işgalcilerin seslenilen şahsın annesine tecavüz edeceğine gönderme yapılıyor.

    kişisel olarak m. kemal'i sevmekle, iyi ve olumlu bir tarihi, siyasi figür olarak görmekle beraber türkiye'nin düşman işgalinden kurtulmasında tabi ki büyük pay sahibi olduğunu düşünüyorum. "o olmasaydı" türünden bir düşünme metodu ise pascal'ın meşhur "kleopatra'nın burnu" örneğinde olduğu gibi anlamsız geliyor. yine de belirtmeden geçemeyeceğim ki bana göre "o olmasaydı" da öyle ya da böyle türk haklının direnişi başarıya ulaşırdı. ama dediğim gibi bu önemsiz, önemli olan gerçekler; mustafa kemal vardı ve bu direnişe önderlik etti.

    meclis başkanı seçildikten ve savaş hali bittikten sonra ise mustafa kemal, bazı kemalist arkadaşların iddiasının aksine "birleştirici" bir figür değil tamamen siyasi bir figür oldu. kendisi zaten küçüklüğünden beri batılı değerlere hayran olan m. kemal bu ülke açısından fark yaratan devrimlerini işte o siyasal figür olarak gerçekleştirdi. saltanatı ve hilafeti kaldırmak, dini dogmaların yerine aklı ön plana çıkarmak, burjuvaziyi ortaya çıkarma denemeleri, sosyal hayatı batılı değerler ışığında değiştirmeye çalışmak" vb. devrimler, etki etme oranına göre bir kesimin kendisini ilahlaştırma derecesinde sevmesine, diğerlerinin ise getirdiği yenilikleri geri alma öfkesiyle nefretine dönüştü. statükonun üstün çabasıyla ise m. kemal bu siyasi figürlükten arındırılmaya, bir üst birleşme noktası gibi gösterilmeye çalışıldı. keza kendisine yöneltilen nefretin paratonerliği de ismet inönü'ye nasip oldu.

    tüm bunları ve yazmadığım nicelerini göz önüne aldığımızda ise kendisinin ön ayak olduğu batılı değerleri kabul eden ve kendini batılı duyumsayan, yabancı dizi izleyip kendi kültürünü yaratan batılı kesim ile kendilerinin tam aksi noktasındaki kesim neredeyse her konuda birbirinden ayrı kültürler oluşturdular. siyasal islam'ın 80 sonrası zaferiyle ise bu sefer mağdur duruma düşmeye başlayan taraf atatürkçü kesim oldu.

    nice kitaplara sığmamış bu konuyu bildiğim ve anladığımca bölük pörçük anlatmaya çalıştım. sonuçta demek istediğim şudur ki insanlara, hele ki artık iktidarı elinde bulunduranlara "başlarına bir şey gelmeyecekse" atatürk'ü sevmeme hakkını vermek zorundayız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın