493
ekonomiden çok anlamam. ilgilenmem, sıkılırım. ama şu ülkenin futbolunun vergi yavşaklığına, borç durumlarının affını içime sindiremiyorum. benim de ekonomiye ilgi duyasım geliyor. ben, sen, biz hepimiz vergi yükünü çekerken bu memleketin futbol kulüplerinin ve futbolcuların vergi konusunda bu kadar rahat olması bana batıyor. siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama şu anki durum büyük bir haksızlık.
bakın başka ülkelerdeki futbolcular maaşların yüzde 50'sine varan vergiler verirken bizde yüzde 5-15 arası vergi vermesi kanıma dokunuyor. hayır ülkeye bir yararı olsa, katma değer getirse tolere ederim de futbol sektörü cepten yiyor. yabancılar geliyor yüksek ücretlere. hiçbir şey vermeden çekip gidiyor çoğu. biz verdiğimiz paranın karşılığını göremiyoruz. sürekli eksi halindeyiz. devamlı olarak para, itibar kaybediyoruz. çılgıncasına peşinden sürüklendiğimiz bu futbol bizi hep zarara uğratıyor. değişmesi gerek artık bu durumun. o kadar zengin bir ülke değiliz biz.
bizim insanımız çeşitli dolaylı vergilerle anası ağlatılırken bu hak etmedikleri paraları cukkalayan futbolcular, teknik direktörler, iki kelimeyi bir araya getiremeyen ağzı bozuk yorumcular yüzbinlerce lira haksız kazanç elde ediyor. vergi vermiyorlar. vergi borçları affediliyor. baş tacı yapılıyorlar. sistemi kurmuşlar. herkes birbirini kolluyor, bizi kandırıyorlar, sömürüyorlar. umursamıyorlar. hepsi cebine bakıyor. benim bildiğim bir ülke gelişmişse doğrudan vergileri dolaylı vergilerinden daha çok olur. bizde tam tersi. memurlar, işçiler bu ülkenin vergi yükünü çekiyor. fubolcular, teknik adamlar, iş adamları, siyasetçiler, doktorlar, esnaflar şark kurnazlığı yapıp vergi kaçırıyor. en çok bu meslekteki insanlar yapıyor bunu. hepsine demiyorum elbette. ama kimse samimi davranmıyor bu konuda. resmen kanayan yaramız ulan bu bizim.
kalitesiz, içi kof bir futbol sektörü var ama biz hala izliyoruz. kalitesizliğe alışıyoruz. futbolcuların hiçbiri kendini geliştirmiyor, teknik direktörler vardiyalı çalışıyor, kulüp başkanları ihaleleri kapmak için, kendi banka hesapları için başkan oluyorlar. hiçbirinde spor yöneticiliği eğitimi yok. vizyon yok. dümdüz tüccar kafasıyla kulüpleri yönetiyor, bizi hepimizi uyutuyorlar. bizde umutla bekliyoruz işte mutlu olalım, sevelim bu oyunu, zevk alalım. hepsi yalan ulan. biz böyleyiz ne uzarız ne kısalırız. bir kaos ve sömürü sistemi var bizde buna uyuyoruz işte. daha fazlası değil.
bakın başka ülkelerdeki futbolcular maaşların yüzde 50'sine varan vergiler verirken bizde yüzde 5-15 arası vergi vermesi kanıma dokunuyor. hayır ülkeye bir yararı olsa, katma değer getirse tolere ederim de futbol sektörü cepten yiyor. yabancılar geliyor yüksek ücretlere. hiçbir şey vermeden çekip gidiyor çoğu. biz verdiğimiz paranın karşılığını göremiyoruz. sürekli eksi halindeyiz. devamlı olarak para, itibar kaybediyoruz. çılgıncasına peşinden sürüklendiğimiz bu futbol bizi hep zarara uğratıyor. değişmesi gerek artık bu durumun. o kadar zengin bir ülke değiliz biz.
bizim insanımız çeşitli dolaylı vergilerle anası ağlatılırken bu hak etmedikleri paraları cukkalayan futbolcular, teknik direktörler, iki kelimeyi bir araya getiremeyen ağzı bozuk yorumcular yüzbinlerce lira haksız kazanç elde ediyor. vergi vermiyorlar. vergi borçları affediliyor. baş tacı yapılıyorlar. sistemi kurmuşlar. herkes birbirini kolluyor, bizi kandırıyorlar, sömürüyorlar. umursamıyorlar. hepsi cebine bakıyor. benim bildiğim bir ülke gelişmişse doğrudan vergileri dolaylı vergilerinden daha çok olur. bizde tam tersi. memurlar, işçiler bu ülkenin vergi yükünü çekiyor. fubolcular, teknik adamlar, iş adamları, siyasetçiler, doktorlar, esnaflar şark kurnazlığı yapıp vergi kaçırıyor. en çok bu meslekteki insanlar yapıyor bunu. hepsine demiyorum elbette. ama kimse samimi davranmıyor bu konuda. resmen kanayan yaramız ulan bu bizim.
kalitesiz, içi kof bir futbol sektörü var ama biz hala izliyoruz. kalitesizliğe alışıyoruz. futbolcuların hiçbiri kendini geliştirmiyor, teknik direktörler vardiyalı çalışıyor, kulüp başkanları ihaleleri kapmak için, kendi banka hesapları için başkan oluyorlar. hiçbirinde spor yöneticiliği eğitimi yok. vizyon yok. dümdüz tüccar kafasıyla kulüpleri yönetiyor, bizi hepimizi uyutuyorlar. bizde umutla bekliyoruz işte mutlu olalım, sevelim bu oyunu, zevk alalım. hepsi yalan ulan. biz böyleyiz ne uzarız ne kısalırız. bir kaos ve sömürü sistemi var bizde buna uyuyoruz işte. daha fazlası değil.