1696
--- alıntı ---
bir arkadasimdan alintidir. dogru olduguna inandigim, beni sasirtmayan bir haber...
komplo teorilerinden değil; direkt soma'da görev yapan bir arkadaşımdan öğrendiklerimi yazacağım, dün de ondan öğrendiklerimi yazmıştım, tüm haberler mahsur kalan 300 işçiden bahsederken o söylemişti 1000 kişiden fazla olduğunu bana.
çok uzatmayacağım, neden saatlerdir bir sürü sedye çıkarılmasına rağmen ölü sayısının değişmediğini, ailelere neden bilgi verilmediğini, zaten hayatını kaybetmiş insanları neden yaralı süsü vererek çıkardıklarnı anlatacağım.
hani bakan diyor ya "15 yaşındaki birinin madende çalışıyor olması mümkün değil, araştırdık, yalan bilgi." diye, hayır, aslında değil. resmi olarak elbette çalışmıyor. ki kendisi de uykusuzluk / yorgunluk / stres gibi nedenlerle belki; sabah 8 gibi yaptığı açıklamada kaçırdı ağzından, "işçi olmayanlar da çıkıyor ceset olarak." dedi, rakam vermeyi ardından bıraktı.
şimdi o arkadaşımın aktardıklarına gelirsek;
madende vicdanın kabul etmeyeceği bir çalışma şekli var. elini kolunu sallayarak gidiyorsun, saatlik çalışmaya geldiğini söylüyorsun, gerekli malzemeleri kayıt dışı verip gönderiyorlar seni madene, saatlik 4 ila 7 lira alıyorlarmış. 15 yaşınkdaki çocuk da böyle girdi, işçi sayısı da bu yüzden belli değil.
bu aynı zamanda madende çalışan işçi sayısını yükseltiyor ve oksijen yetmiyor. bu nedenle daha fazla hava pompalanıyor madene. trafo konusu bir çok mühendis odasının açıkladığı gibi yalan, asıl yangın nedeni gereğinden fazla pompalanan oksijenin kömürü tutuşturması.
ölenlerin isimlerinin, sayılarının muallak olması ise pazarlıklar. çok acı fakat gerçek. yüzlerce kayıt dışı işçi mevcut madende şu an, bir çok çocuk dahil, çalışan sayısına dair rakam veremiyor olmaları da bundan söylediğim gibi. kayıt dışı çalışanların aileleri ile acı, çirkin fakat engellenemez bir pazarlık yürütüyor şirket hatta belki de devlet. "sesinizi çıkarmayın, x lira alın." gibi. saatlik 5 liraya muhtaç aileler için cezbedici teklifler sunabileceklerini tahmin ediyorum.
ve maalesef 24 saattir devam eden bir yangın var o madende. kömür madeni burası ve sürekli yanıyor, hiç sönmedi yangın. kayıt dışı çalışanları en acemiler diye düşünürsek, en acemiler de en alt kademelerde çalışıyorlardı dersek; çok acı bir cümle olacak belki ama orada teşhis edecek bir beden bile bulunmayabilir artık. ki bulunmayacaktır da. bu yazdıklarımı öngürü gibi yazıyorum fakat değil, yukarıda söylediğim gibi, orada olan bir arkadaşımla geçen konuşmalarımız bunlar. "o şöyle dedi - ben böyle dedim." gibi yazmak istemedim, yazı akıcı ilerlesin diye kendi fikirlerim gibi yazıyorum, aslen bir konuşmanın ürünü bu yazı.
ben tam bu satırları yazarken tayyip erdoğan 232 dedi ölü sayısını, şimdilik 232 olduğunu söyledi. dün gece 3'dü bu sayı, bu değişim üzerinden düşünülmeli yazdıklarım.
ne denir bilmiyorum ..
yani yazdıklarım bilginiz olsun falan diye, yoksa bir anlam ifade eden şeyler değil, elden gelen bir şey yok .. hiç uyumadım, bol üzüldüm, çok kızdım falan derken benim de kafam allak bullak .. fakat beni tanıyan arkadaşlar birazcık bilir, hiç oturduğum yerden teoriler üreten biri olmadım, bu yazdıklarım da öyle değil, maalesef değil.
dileyebileceğim tek şey; acıları unutulmasın.
yakınlarını kaybedenler de acılarını unutmasın, bu acılarını unutacak kadar büyük bir acı yaşamasınlar bir daha .. biz de unutmayalım .. unutulmasınlar işte .. bir çoğunun adını vefat edenlerin listesinde göremeyeceğiz, resmi rakamlara girmeyecekler, varlıkları gizlenecek ama orada olduklarını bilelim, unutmayalım.
--- alıntı ---
bir arkadasimdan alintidir. dogru olduguna inandigim, beni sasirtmayan bir haber...
komplo teorilerinden değil; direkt soma'da görev yapan bir arkadaşımdan öğrendiklerimi yazacağım, dün de ondan öğrendiklerimi yazmıştım, tüm haberler mahsur kalan 300 işçiden bahsederken o söylemişti 1000 kişiden fazla olduğunu bana.
çok uzatmayacağım, neden saatlerdir bir sürü sedye çıkarılmasına rağmen ölü sayısının değişmediğini, ailelere neden bilgi verilmediğini, zaten hayatını kaybetmiş insanları neden yaralı süsü vererek çıkardıklarnı anlatacağım.
hani bakan diyor ya "15 yaşındaki birinin madende çalışıyor olması mümkün değil, araştırdık, yalan bilgi." diye, hayır, aslında değil. resmi olarak elbette çalışmıyor. ki kendisi de uykusuzluk / yorgunluk / stres gibi nedenlerle belki; sabah 8 gibi yaptığı açıklamada kaçırdı ağzından, "işçi olmayanlar da çıkıyor ceset olarak." dedi, rakam vermeyi ardından bıraktı.
şimdi o arkadaşımın aktardıklarına gelirsek;
madende vicdanın kabul etmeyeceği bir çalışma şekli var. elini kolunu sallayarak gidiyorsun, saatlik çalışmaya geldiğini söylüyorsun, gerekli malzemeleri kayıt dışı verip gönderiyorlar seni madene, saatlik 4 ila 7 lira alıyorlarmış. 15 yaşınkdaki çocuk da böyle girdi, işçi sayısı da bu yüzden belli değil.
bu aynı zamanda madende çalışan işçi sayısını yükseltiyor ve oksijen yetmiyor. bu nedenle daha fazla hava pompalanıyor madene. trafo konusu bir çok mühendis odasının açıkladığı gibi yalan, asıl yangın nedeni gereğinden fazla pompalanan oksijenin kömürü tutuşturması.
ölenlerin isimlerinin, sayılarının muallak olması ise pazarlıklar. çok acı fakat gerçek. yüzlerce kayıt dışı işçi mevcut madende şu an, bir çok çocuk dahil, çalışan sayısına dair rakam veremiyor olmaları da bundan söylediğim gibi. kayıt dışı çalışanların aileleri ile acı, çirkin fakat engellenemez bir pazarlık yürütüyor şirket hatta belki de devlet. "sesinizi çıkarmayın, x lira alın." gibi. saatlik 5 liraya muhtaç aileler için cezbedici teklifler sunabileceklerini tahmin ediyorum.
ve maalesef 24 saattir devam eden bir yangın var o madende. kömür madeni burası ve sürekli yanıyor, hiç sönmedi yangın. kayıt dışı çalışanları en acemiler diye düşünürsek, en acemiler de en alt kademelerde çalışıyorlardı dersek; çok acı bir cümle olacak belki ama orada teşhis edecek bir beden bile bulunmayabilir artık. ki bulunmayacaktır da. bu yazdıklarımı öngürü gibi yazıyorum fakat değil, yukarıda söylediğim gibi, orada olan bir arkadaşımla geçen konuşmalarımız bunlar. "o şöyle dedi - ben böyle dedim." gibi yazmak istemedim, yazı akıcı ilerlesin diye kendi fikirlerim gibi yazıyorum, aslen bir konuşmanın ürünü bu yazı.
ben tam bu satırları yazarken tayyip erdoğan 232 dedi ölü sayısını, şimdilik 232 olduğunu söyledi. dün gece 3'dü bu sayı, bu değişim üzerinden düşünülmeli yazdıklarım.
ne denir bilmiyorum ..
yani yazdıklarım bilginiz olsun falan diye, yoksa bir anlam ifade eden şeyler değil, elden gelen bir şey yok .. hiç uyumadım, bol üzüldüm, çok kızdım falan derken benim de kafam allak bullak .. fakat beni tanıyan arkadaşlar birazcık bilir, hiç oturduğum yerden teoriler üreten biri olmadım, bu yazdıklarım da öyle değil, maalesef değil.
dileyebileceğim tek şey; acıları unutulmasın.
yakınlarını kaybedenler de acılarını unutmasın, bu acılarını unutacak kadar büyük bir acı yaşamasınlar bir daha .. biz de unutmayalım .. unutulmasınlar işte .. bir çoğunun adını vefat edenlerin listesinde göremeyeceğiz, resmi rakamlara girmeyecekler, varlıkları gizlenecek ama orada olduklarını bilelim, unutmayalım.
--- alıntı ---