3348
kendisine haksızlık edilen ve tam değerlendirme için önümüzdeki yılın beklenmesi gereken galatasaray futbol takımının italyan teknik direktörü. takımı türkiye liginde orta sıralardayken ve şl'de durumu oldukça zordayken almış, yıl sonunda türkiye kupası alıp, şl'de gruptan çıkarıp, muhtemelen lig ikincisi yapıp şl'ye direk götürmüştür.
artık paranın başarıyı ölçen en önemli kıstas olduğu günümüzde; yıllık futbol geliri, toplam marka değeri ve takım değeri rakamlarında rakiplerine fersah fersah fark atmışken , başarısız demenin ölçülebilir bir karşılığı yoktur, izafidir, sayının olduğu yerde lafın hükmü yoktur. gene sayılardan gidersek dünya elit antrenörler listesindeki yeri, şu an türkiye'deki bütün antrenörlerin çok çok üstündedir. o sıralamaları da tipine veya atkısına göre değil, sayılara dönüştürülebilir somut kıstaslarla yapıyorlar.
kaldı ki kendisine (sportif başarının yanısıra) geldiğinde, yönetim tarafından, 2 temel hedef gösterilmiştir ki bunu hem kendi ifadesinden , hem de yöneticilerin ifadesinden anlıyoruz: ''daha az gol yiyen bir takım yarat'' ve ''takımı gençleştir''. şu anda galatasaray ligte en az mağlubiyet alan ve en az gol yiyen takım. yani adam söyleneni yapmış. bu az gol yeme olayı da çok farklı mağlubiyetlerin, avrupa'daki marka değerine çok zarar vermesinden ötürüdür. yani illa yenileceksen, 1-2 farkla yenil,ama madara olma , çok farklı yenilginin markaya uluslararası zararı çok. üstelik senin 3-5 katı bütçeleri olan devlere karşı , ofansif futbolla değil, alanı taktiksel olarak iyi kapatan takım oyunuyla bir yere gelebilirsin. porto ve atletico madrid bunun örneği. gerçekleştirilmek istenen bu,doğru strateji bu, hoca seçimi bu bağlamda kağıt üstünde doğru, başarılı olur mu bilemiyoruz. ikinci yarıda yaptığı gençleştirme operasyonu ve de almanya'da yapılan altyapı klüp alımıyla/ortaklığıyla gençleştirme ile ilgili de önemli adımlar atıldı. sezon ortası alınan gençlerin genel olarak doğru seçim olduğuna inanıyorum.
herkes lucescu gelsin diyor, ama bunu diyenlerin bir kısmı '' mancini gitsin '' diyor. peki lucescu ne diyor:'' ben gelemeyeceksem, benden sonra ki en uygun isim mancinidir''. buyur buradan yak! lucescu'nun futbol alanında çok çalışkan bir teorisyen olduğunu ve akademik yanının olduğunu biliyoruz. mancini de bu konuda oldukça iyi ve kuvvetli. lucescu'nun bölge paylaşımcılığına dayanan, zevksiz fakat çok verimli futbol anlayışını biliyoruz. mancini de farklı bir şey yapmıyor, üstelik lucescu'da 20-25 yaş daha genç. mancini gitsin, lucescu gelsin demek kendi içinde çelişkili olan bir istek.
en son semih niye sağ bek oynadı eleştirisi var. 2 assistle gereken cevap verildi ama assistler olmasa bile işin mantığı var. klübün içinde ujfalusi adında sağbek ve stoper mevkisinin zamanında avrupa ve dünyadaki en iyilerinden biri olmuş ve oynarken semih'in akıl hocası olan biri var. acaba o öneriyi mancini'ye ujfalusi yapmış olmasın? çünkü bir nevi fahri defans koordinatörü gibi de bir konumu var, en azından defansif kararlarda söz sahibi olduğunu zannediyoruz.. ardayı zamanında manisa'da bek oynatarak kazanmış ersun'u alkışlarken, oyuncu geliştirmeye yönelik adımlar atan mancini'ye niye veryansın ediyoruz?
bir de takımın dizilişini niye çok değiştiriyor eleştirisi var. gelmeden önce galatasaray futbol takımı ile ilgili en büyük eleştiri hafta içi galatasaray'ı şl'de seyreden anadolu takımlarının artık galatasaray'ı çözdüğü ve şablonu kurduğunda puanı/puanları rahat aldığıydı. buna çözüm arıyor işte bu maç içindeki taktiksel değişikliklerle. aynı zamanda futbol taktik/ teori yanı çok zayıf olan türk oyuncuları oyun esnasında eğitiyor. unutmamamız gereken başka bir şey ise takımın ikinci yarı bruma'nın ve aydın'ın sakatlanması, amrabat'ın gönderilmesi, eboue'nin ciddiyetsizliği, adili'nin oynayamaması sebebiyle ileri taşıyacak kanatlara sahip olmadan oynaması. alan paylaşımlı kollektif oyunda kanatlar çok önemliyken, mancini koskoca yarım sezonu elinde bu koz olmadan, böyle geçirdi. sabri'den, burak'tan, telles'ten idareten kanat yarattı. kanat etkinliği bu kadar azken , o da mecburen karşı takımı yıkmak için oyun içi taktiksel değişimlerin yaratacağı etkiyle sonuç almaya çalıştı.
kendisi için sübjektif eleştiri olarak türk futbolcusunu tam anlayamadı ve anadolu takımlarından alınacak beraberlik şampiyonluğu engeller gerçeğini kavrayamadı denmektedir. ben mancininin bu iki problemi bu yıl tam halledememekle beraber gördüğünü , önümüzdeki yıl bu iki problemi daha etkin bir şekilde çözebileceğini zannediyorum.
kısaca eleştirmeden evvel ''neden böyle yapıyor?'' sorusunu kendi kendimize sorup bilgilenirsek, yani empati yaparsak,kendisi ile ilgili olarak daha doğru bir yargıya ulaşırız.
artık paranın başarıyı ölçen en önemli kıstas olduğu günümüzde; yıllık futbol geliri, toplam marka değeri ve takım değeri rakamlarında rakiplerine fersah fersah fark atmışken , başarısız demenin ölçülebilir bir karşılığı yoktur, izafidir, sayının olduğu yerde lafın hükmü yoktur. gene sayılardan gidersek dünya elit antrenörler listesindeki yeri, şu an türkiye'deki bütün antrenörlerin çok çok üstündedir. o sıralamaları da tipine veya atkısına göre değil, sayılara dönüştürülebilir somut kıstaslarla yapıyorlar.
kaldı ki kendisine (sportif başarının yanısıra) geldiğinde, yönetim tarafından, 2 temel hedef gösterilmiştir ki bunu hem kendi ifadesinden , hem de yöneticilerin ifadesinden anlıyoruz: ''daha az gol yiyen bir takım yarat'' ve ''takımı gençleştir''. şu anda galatasaray ligte en az mağlubiyet alan ve en az gol yiyen takım. yani adam söyleneni yapmış. bu az gol yeme olayı da çok farklı mağlubiyetlerin, avrupa'daki marka değerine çok zarar vermesinden ötürüdür. yani illa yenileceksen, 1-2 farkla yenil,ama madara olma , çok farklı yenilginin markaya uluslararası zararı çok. üstelik senin 3-5 katı bütçeleri olan devlere karşı , ofansif futbolla değil, alanı taktiksel olarak iyi kapatan takım oyunuyla bir yere gelebilirsin. porto ve atletico madrid bunun örneği. gerçekleştirilmek istenen bu,doğru strateji bu, hoca seçimi bu bağlamda kağıt üstünde doğru, başarılı olur mu bilemiyoruz. ikinci yarıda yaptığı gençleştirme operasyonu ve de almanya'da yapılan altyapı klüp alımıyla/ortaklığıyla gençleştirme ile ilgili de önemli adımlar atıldı. sezon ortası alınan gençlerin genel olarak doğru seçim olduğuna inanıyorum.
herkes lucescu gelsin diyor, ama bunu diyenlerin bir kısmı '' mancini gitsin '' diyor. peki lucescu ne diyor:'' ben gelemeyeceksem, benden sonra ki en uygun isim mancinidir''. buyur buradan yak! lucescu'nun futbol alanında çok çalışkan bir teorisyen olduğunu ve akademik yanının olduğunu biliyoruz. mancini de bu konuda oldukça iyi ve kuvvetli. lucescu'nun bölge paylaşımcılığına dayanan, zevksiz fakat çok verimli futbol anlayışını biliyoruz. mancini de farklı bir şey yapmıyor, üstelik lucescu'da 20-25 yaş daha genç. mancini gitsin, lucescu gelsin demek kendi içinde çelişkili olan bir istek.
en son semih niye sağ bek oynadı eleştirisi var. 2 assistle gereken cevap verildi ama assistler olmasa bile işin mantığı var. klübün içinde ujfalusi adında sağbek ve stoper mevkisinin zamanında avrupa ve dünyadaki en iyilerinden biri olmuş ve oynarken semih'in akıl hocası olan biri var. acaba o öneriyi mancini'ye ujfalusi yapmış olmasın? çünkü bir nevi fahri defans koordinatörü gibi de bir konumu var, en azından defansif kararlarda söz sahibi olduğunu zannediyoruz.. ardayı zamanında manisa'da bek oynatarak kazanmış ersun'u alkışlarken, oyuncu geliştirmeye yönelik adımlar atan mancini'ye niye veryansın ediyoruz?
bir de takımın dizilişini niye çok değiştiriyor eleştirisi var. gelmeden önce galatasaray futbol takımı ile ilgili en büyük eleştiri hafta içi galatasaray'ı şl'de seyreden anadolu takımlarının artık galatasaray'ı çözdüğü ve şablonu kurduğunda puanı/puanları rahat aldığıydı. buna çözüm arıyor işte bu maç içindeki taktiksel değişikliklerle. aynı zamanda futbol taktik/ teori yanı çok zayıf olan türk oyuncuları oyun esnasında eğitiyor. unutmamamız gereken başka bir şey ise takımın ikinci yarı bruma'nın ve aydın'ın sakatlanması, amrabat'ın gönderilmesi, eboue'nin ciddiyetsizliği, adili'nin oynayamaması sebebiyle ileri taşıyacak kanatlara sahip olmadan oynaması. alan paylaşımlı kollektif oyunda kanatlar çok önemliyken, mancini koskoca yarım sezonu elinde bu koz olmadan, böyle geçirdi. sabri'den, burak'tan, telles'ten idareten kanat yarattı. kanat etkinliği bu kadar azken , o da mecburen karşı takımı yıkmak için oyun içi taktiksel değişimlerin yaratacağı etkiyle sonuç almaya çalıştı.
kendisi için sübjektif eleştiri olarak türk futbolcusunu tam anlayamadı ve anadolu takımlarından alınacak beraberlik şampiyonluğu engeller gerçeğini kavrayamadı denmektedir. ben mancininin bu iki problemi bu yıl tam halledememekle beraber gördüğünü , önümüzdeki yıl bu iki problemi daha etkin bir şekilde çözebileceğini zannediyorum.
kısaca eleştirmeden evvel ''neden böyle yapıyor?'' sorusunu kendi kendimize sorup bilgilenirsek, yani empati yaparsak,kendisi ile ilgili olarak daha doğru bir yargıya ulaşırız.