• 8009
    benim de içinde bulunduğum ve sözlüğün genelinin yaşadığını düşündüğüm bir sıkıntısı olan sözlük.
    karar veremiyoruz. bir yandan istiyoruz ki, avrupada olduğu gibi bir futbol ortamımız olsun, ya da biz oradaki kulüpler gibi yönetilelim, kaybedince tebrik edelim, eleştiriyi olgunlukla karşılayalım, taraftarları kışkırtmayalım, adaletli olalım, kimsenin hakkı yenmesin, büyükler kayrılmasın, sportif rekabet dışına çıkılmasın vs vs. bu temenniler uzar gider. ama öte yandan içinde bulunduğumuz ülkenin şartları her gün yüzümüze yüzümüze çarpıyor. burada ne adaleti bulabiliyoruz, ne sportmenliği, ne de güzel olan herhangi birşeyi. sonra ister istemez hakkımızın yendiğini hissediyoruz. çoğumuzun kanına dokunuyor olan biten. al işte şampiyon olduğu akşam gs store u yaktılar diyoruz, biz bir de kalkıp adamları tebrik ettik diye sinirleniyoruz. hakem hatalarını mazur görmeyi hepimiz becerebiliriz, hakeme başarısız diyip geçebiliriz, ama içimizden bir ses diyor ki, eğer sesini çıkartıp bağırmazsan kimse tanımaz seni. sonra işler çirkinleşiyor. hayretler içinde izliyoruz, avrupadan men yemiş takımın ligde mücadeleye devam etmesini. 50 yıllık ligin sonuna bir anda playoff eklenmesini izliyoruz, yaşıyoruz. bir yandan tekrar istiyoruz o şampiyonlar ligi müziğini duymayı, herşeyden çok istiyoruz belkide ama gün geliyor, fenerli volkanın çıkıp abuk subuk konuşması bizi herşeyden çok sinirlendiriyor, nefretimiz oluyor. kim yani aslında volkan? nedir değeri? takımımız 2 yıldır avrupada gayet başarılı sezonlar geçirmiş, ama bugün medyaya baksan fener dominasyonu var. medya hep taraflı. bizler de öyle bir ruh halindeyiz ki, bir gün inanıyoruz gerçekten futbolu sevip, başarmak için mücadele etmeye, hagili günlerdeki gibi sevinmeye, ertesi gün diyoruz ki başlarım kurumsallaşmasına da saygısına da sportmenliğine de.
    ben şahsen neyi istediğimi bilemiyorum. aslında neyi istediğim gayet ortada, hepimizin istediği şeylerden bir farkı yok. ama bu istediklerim bana hayalcilikmiş gibi geliyor bazen, haftaya yine alves gidip birinin bileğine basacak, emre onun bunun anasına küfredecek, sonra herkes birden kalkıp melonun dilini eleştirecek. birileri kimse bişey diyemez şike yaptıysam da fenerin iyiliği için yaptım diyecek, bütün herkes alkıslayacak. mesela biliyoruz ki fatih terim takımın başında kalsaydı, kimse hakkında atıp tutamazdı. rıdvan çıkıp iki kelime ettiğinde ağzının payını alırdı, gerekirse kabadayılık yapılır ama yine de kazanılırdı. çünkü oyunu kurallarına göre oynamış olurduk. aslında hiçbirimizin sevmediği o kuralları, çok güzel oynardık. şimdi mancini var, bambaşka şeyleri temsil ediyor. ama burada çalışmıyor. yaşamıyor. yok burada öyle bir gerçeklik. burada bağırıcaksın, lobi yapacaksın, arkadan iş çevireceksin. yanlış anlaşılmasın terim bunları yapıyordu da hata ediyordu demiyorum. ama terim türk insanı sonuçta, hepimiz gibi neyin nasıl işlediğini biliyor.
    lafın özü, futbolumuzda ülkemiz gibi arada kalmış. insanlarımız arada kalmış. aslında bizler doğru olanın ne olduğunu biliyoruz, ama doğru bize uymuyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın