7067
ülke futbolunu; ülkede yaşanan ve vuku bulan her kötülüğün, kutuplaşmanın, nefretin, tehditin, çirkefliğin, yıldırmanın bir küçük ölçekte laboratuvarı, deneyi olarak düşünürsek, bu kötülüklerden nasibini alan herkes herkes meloya bir teşekkür borçlu kesinlikle.
emre b. denen kılçık; tarihimizde, bugünümüzde, gastelerimizde, evimizde, sokağımızda midemizi bulandıran ne varsa küçük bir minyatürüdür. hadsizliğin, mafyözlüğün, ırkçılığın, otoriterliğin, iyi yere dükkan açmanın, mağdura yatmanın, her durumda korunup kollanmanın, muhaliflerini kontrol edip etkisizleştirmenin, kendi beyliğinin sultanıymış gibi hükmetmenin temsili resmidir. bu resmin dize geldiği ve aciz bırakıldığı o müthiş anı yaşattığı için melo'ya teşekkürlerimi sunuyorum. aylardır, yıllardır yaşadığımız (futbol içi veya dışı) bir çok rezillikten sonra içimi bu denli soğutan, yağlarımı eriten bi olay olmamıştı.
bu olay özelinden uzaklaşıp melo'yu masaya yatıralım. melo efendi bi oyuncu mu, değil. yumuşak bir oyuncu mu, değil. rakip taraftarla iyi geçinen bir oyuncu mu, hiç değil. rakip oyuncuların ve tarafların sevmeyeceği nefret edeceği her şeyi yapıyor mu, evet. bunları zaten biliyoruz. ama felipe melo kasap bir futbolcu mu? kesinlikle öyle olduğunu düşünmüyorum. rakibi bilerek sakatlamaya yönelik tek bir olayını hatırlamıyorum. mesela riera, daha kasap bir futbolcuydu.
melo agresif bir futbolcu. bir sertlik içinde bulunmuşsa hem oyuncudan hem hakemden gidip özürünü anında diliyor. hiçbir zaman parmağını havada sallayıp tehditler savurduğunu hatırlamıyorum. hakemi itip kalktığını hatırlamıyorum. hatırlayan varsa lütfen görüntülerini paylaşsın.
evet melo, her hareketine kefil olabileceğiniz bir adam değil. yapmasa daha iyi diyeceğiniz bir çok şey yapar. ama bunlar 'melo bu ülkeden gitsin' kıvamına ulaşırsa o zaman da bizim sesimiz çıkar. melo, bu ülkede medya ve spor dünyası tarafından yıllarca kollanan bir çok isimden daha karakterli bi adam, hiç kusura bakmayın. sadece kendi karakterini, adaletini, hırsını ve sevgisini bir ortaya koyma şekli var. herkes tarafından kabul edilebilecek bir şekil değil bu. ama melo'yu melo yapan bu. onu bu kadar iyi futbolcu yapan da bu. melo'ya 'iyi futbolcu ama bu hareketlerinden dolayı gönderilmeli' demek, cantona'ya sakin olmasını, ya da sallıyorum jim morrison'a efendi olmasını öğütlemek gibi bir şey. benim 3 yıldır izlediğim melo, sadece sahaya kendi inancını koyuyor. mesela emre b.'na yaptığı o davranışı hiç bir zaman kuyt veya benzeri bir adama yapmayacağını herkes biliyor. emre b. 'dan bu kadar nefret edilmesine neden olan ne varsa o da bunun farkında,ve milyonlarca insanın olmasını istediği gibi onu aciz bir duruma sokmak için uğraşıyor sadece. ya da beşiktaş maçında çok sert bir müdahalede bulunduğu motta'nın, muslera'nın sakatlığında topu dışarı atmadığını bildiği ve hakettiğini düşündüğü için, hareketinden dolayı özür dileyip kaldırmak yerine tahrik etmeye devam ediyor.
melo'yu haksızlıklar karşısında bir kahraman şeklinde tasvir etmek değil amacım, onu şeytanlaştıranlarla aramdaki çizgiyi belirtmek.. teknik direktör, melo'nun agresifliği takıma zarar veriyor diyip göndermek isteyebilir. saygı duyarım. ancak melo ahlaksız diyip ülkeden göndermeye çalışmak, ancak top sektirdiği için lincoln'u lince uğrataların yapabileceği bir şey, benim değil. kusura bakmayın.
emre b. denen kılçık; tarihimizde, bugünümüzde, gastelerimizde, evimizde, sokağımızda midemizi bulandıran ne varsa küçük bir minyatürüdür. hadsizliğin, mafyözlüğün, ırkçılığın, otoriterliğin, iyi yere dükkan açmanın, mağdura yatmanın, her durumda korunup kollanmanın, muhaliflerini kontrol edip etkisizleştirmenin, kendi beyliğinin sultanıymış gibi hükmetmenin temsili resmidir. bu resmin dize geldiği ve aciz bırakıldığı o müthiş anı yaşattığı için melo'ya teşekkürlerimi sunuyorum. aylardır, yıllardır yaşadığımız (futbol içi veya dışı) bir çok rezillikten sonra içimi bu denli soğutan, yağlarımı eriten bi olay olmamıştı.
bu olay özelinden uzaklaşıp melo'yu masaya yatıralım. melo efendi bi oyuncu mu, değil. yumuşak bir oyuncu mu, değil. rakip taraftarla iyi geçinen bir oyuncu mu, hiç değil. rakip oyuncuların ve tarafların sevmeyeceği nefret edeceği her şeyi yapıyor mu, evet. bunları zaten biliyoruz. ama felipe melo kasap bir futbolcu mu? kesinlikle öyle olduğunu düşünmüyorum. rakibi bilerek sakatlamaya yönelik tek bir olayını hatırlamıyorum. mesela riera, daha kasap bir futbolcuydu.
melo agresif bir futbolcu. bir sertlik içinde bulunmuşsa hem oyuncudan hem hakemden gidip özürünü anında diliyor. hiçbir zaman parmağını havada sallayıp tehditler savurduğunu hatırlamıyorum. hakemi itip kalktığını hatırlamıyorum. hatırlayan varsa lütfen görüntülerini paylaşsın.
evet melo, her hareketine kefil olabileceğiniz bir adam değil. yapmasa daha iyi diyeceğiniz bir çok şey yapar. ama bunlar 'melo bu ülkeden gitsin' kıvamına ulaşırsa o zaman da bizim sesimiz çıkar. melo, bu ülkede medya ve spor dünyası tarafından yıllarca kollanan bir çok isimden daha karakterli bi adam, hiç kusura bakmayın. sadece kendi karakterini, adaletini, hırsını ve sevgisini bir ortaya koyma şekli var. herkes tarafından kabul edilebilecek bir şekil değil bu. ama melo'yu melo yapan bu. onu bu kadar iyi futbolcu yapan da bu. melo'ya 'iyi futbolcu ama bu hareketlerinden dolayı gönderilmeli' demek, cantona'ya sakin olmasını, ya da sallıyorum jim morrison'a efendi olmasını öğütlemek gibi bir şey. benim 3 yıldır izlediğim melo, sadece sahaya kendi inancını koyuyor. mesela emre b.'na yaptığı o davranışı hiç bir zaman kuyt veya benzeri bir adama yapmayacağını herkes biliyor. emre b. 'dan bu kadar nefret edilmesine neden olan ne varsa o da bunun farkında,ve milyonlarca insanın olmasını istediği gibi onu aciz bir duruma sokmak için uğraşıyor sadece. ya da beşiktaş maçında çok sert bir müdahalede bulunduğu motta'nın, muslera'nın sakatlığında topu dışarı atmadığını bildiği ve hakettiğini düşündüğü için, hareketinden dolayı özür dileyip kaldırmak yerine tahrik etmeye devam ediyor.
melo'yu haksızlıklar karşısında bir kahraman şeklinde tasvir etmek değil amacım, onu şeytanlaştıranlarla aramdaki çizgiyi belirtmek.. teknik direktör, melo'nun agresifliği takıma zarar veriyor diyip göndermek isteyebilir. saygı duyarım. ancak melo ahlaksız diyip ülkeden göndermeye çalışmak, ancak top sektirdiği için lincoln'u lince uğrataların yapabileceği bir şey, benim değil. kusura bakmayın.