227
içim içime sığmıyor pazar akşamından beridir. maçı kafamda oynatıp bitirdikten sonra sigara yakmaktan ötürü ciğerlerim harap oldu. ama her seferinde o keyif sigarasını yakıyorum ister istemez. biliyorum ki bu akşam da o sigarayı büyük bir keyifle yakıp "ne koyduk be amına koyim" diyeceğim. bir gram şüphem yok. drogba'nın chelsea tribünleriyle flörtleşmesi canımı sıkmaktan da öte beni kıskandırsa da, mourinho temkinli yaklaşarak sneijder'in ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu üstüne basa basa vurgulasa da önemli değil. oraya çıkıp çatır çatır oynacağız çeyrek finale çıkmak için ne gerekiyorsa onu yapacağız.
http://this11.com/play/abGz5UGao9.png
selçuk'un malum form grafiği, hamit gibi akıllı ve tecrübeli bir orta sahamızın bugün kadroda yer almaması, chelsea tandeminin devliği vs gibi bir çok sebepten ötürü böylesine bir on bir ile çıkmamız herhalükarda bizim işimize gelir. selçuk'un hücumsal açıdan efektif olamaması ve ileriye gönderdiği topların ekseriyetle bumerang vari savunmamıza dönmesi bizim için ciddi bir dezavantaj. selçuk'un savunma yönünün ne kadar güçlü olduğunu hepimiz biliyoruz. (bkz: 20 şubat 2013 galatasaray schalke 04 maçı) hücumda etinden ve sütünden bir türlü faydalanamadığımız selçuk'u savunmada kullanmak daha mantıklı gibi duruyor. riskli bir istek ortaya koyduğumun farkındayım ancak hücumda saç baş yolduracak selçuk'un daha da demoralize olmasını engellemek için böylesine bir risk almanın zamanı geldi de geçiyor bile.
sol tarafta alex telles, yekta ve wesley sneijder üçlüsünün oluşturacağı üçgenler ivanovic'i hem savunma hem de hücum anlamında sıkıntıya sokabilir. yekta her ne kadar vasat bir orta saha olsa da ardışık pas dediğimiz seri pas görevini ciddi anlamda iyi şekilde yapabiliyor. selçuk'un veya melo'nun seri pas oynunu sevmediğini de düşünecek olursak ve ne yazık ki hamit'in de sahada olmayacağını gözümüzün önüne getirirsek şu an itibariyle yekta'dan daha iyi bir alternatifimiz yok. alex telles'in ayağına hakim olması sneijder'in vizyonu ve yekta'nın hırslı oyunu ile sol tarafı domine etmemiz mümkün.
hazard'ın karşısına sağlam bir savunma anlayışı güden ve hazard'ın öldürücü ataklarına karşı hamle yapabilecek hücumsal atraksiyonlar gösterebilen isimler koymamız bizim açımızdan çok daha iyi olacaktır. melo'nun dinamizmini eboue ve semihle desteklememiz hazard'ı etkisiz kılabilir. sağ stoperde chedjou'nun yer alması bizim açımızdan fazlasıyla tehlikeli. geçen maçta gol yediğimiz alanın eboue ile chedjou'nun anlaşamamasından doğan alan olduğunu da hatırlamak gerekiyor.
drogba'yı güçlü chelsea savunmasının içine atmak büyük bir intihar olacaktır. onu pivot santrafor oynatmak yerine serbest mevkiye çekmemiz ve baskıdan uzak tutmamız çok çok önemli. drogba'yı burak'ın koşu kanallarına doğru yöneltmek ve asist öncesi pas dağıtımını drogba'ya vermek ve bu şekilde sneijder'in üzerindeki oyun kurucu veya öldürücü pas ağırlığını hafifletmek her açıdan bize yarar. sneijder'in baskıdan kurtulduğu anda sihirbaza dönüşeceğini de hepimiz biliyoruz. *
ve burak yılmaz... ne dersek diyelim ne düşünürsek düşünelim gene onun ayağına bakıyor bu tur. istekli ve hırslı olduğu taktirde çok acayip şeyler yapacağını adım gibi biliyorum. ancak o burak yılmaz... neyse.
zafer seninle olsun aslanım. allah yardımcınız olsun.
http://this11.com/play/abGz5UGao9.png
selçuk'un malum form grafiği, hamit gibi akıllı ve tecrübeli bir orta sahamızın bugün kadroda yer almaması, chelsea tandeminin devliği vs gibi bir çok sebepten ötürü böylesine bir on bir ile çıkmamız herhalükarda bizim işimize gelir. selçuk'un hücumsal açıdan efektif olamaması ve ileriye gönderdiği topların ekseriyetle bumerang vari savunmamıza dönmesi bizim için ciddi bir dezavantaj. selçuk'un savunma yönünün ne kadar güçlü olduğunu hepimiz biliyoruz. (bkz: 20 şubat 2013 galatasaray schalke 04 maçı) hücumda etinden ve sütünden bir türlü faydalanamadığımız selçuk'u savunmada kullanmak daha mantıklı gibi duruyor. riskli bir istek ortaya koyduğumun farkındayım ancak hücumda saç baş yolduracak selçuk'un daha da demoralize olmasını engellemek için böylesine bir risk almanın zamanı geldi de geçiyor bile.
sol tarafta alex telles, yekta ve wesley sneijder üçlüsünün oluşturacağı üçgenler ivanovic'i hem savunma hem de hücum anlamında sıkıntıya sokabilir. yekta her ne kadar vasat bir orta saha olsa da ardışık pas dediğimiz seri pas görevini ciddi anlamda iyi şekilde yapabiliyor. selçuk'un veya melo'nun seri pas oynunu sevmediğini de düşünecek olursak ve ne yazık ki hamit'in de sahada olmayacağını gözümüzün önüne getirirsek şu an itibariyle yekta'dan daha iyi bir alternatifimiz yok. alex telles'in ayağına hakim olması sneijder'in vizyonu ve yekta'nın hırslı oyunu ile sol tarafı domine etmemiz mümkün.
hazard'ın karşısına sağlam bir savunma anlayışı güden ve hazard'ın öldürücü ataklarına karşı hamle yapabilecek hücumsal atraksiyonlar gösterebilen isimler koymamız bizim açımızdan çok daha iyi olacaktır. melo'nun dinamizmini eboue ve semihle desteklememiz hazard'ı etkisiz kılabilir. sağ stoperde chedjou'nun yer alması bizim açımızdan fazlasıyla tehlikeli. geçen maçta gol yediğimiz alanın eboue ile chedjou'nun anlaşamamasından doğan alan olduğunu da hatırlamak gerekiyor.
drogba'yı güçlü chelsea savunmasının içine atmak büyük bir intihar olacaktır. onu pivot santrafor oynatmak yerine serbest mevkiye çekmemiz ve baskıdan uzak tutmamız çok çok önemli. drogba'yı burak'ın koşu kanallarına doğru yöneltmek ve asist öncesi pas dağıtımını drogba'ya vermek ve bu şekilde sneijder'in üzerindeki oyun kurucu veya öldürücü pas ağırlığını hafifletmek her açıdan bize yarar. sneijder'in baskıdan kurtulduğu anda sihirbaza dönüşeceğini de hepimiz biliyoruz. *
ve burak yılmaz... ne dersek diyelim ne düşünürsek düşünelim gene onun ayağına bakıyor bu tur. istekli ve hırslı olduğu taktirde çok acayip şeyler yapacağını adım gibi biliyorum. ancak o burak yılmaz... neyse.
zafer seninle olsun aslanım. allah yardımcınız olsun.