22
haddim olmayarak bir tane yazmayı denemek istediğim mektup...
aslında karışığım, yazmak istediğimi tam yazamadım. hala daha da yazamayabilirim. bunun için en başından bir özür diliyorum...
böyle bir olayın(bkz: #1440718) ardından bu kadar övgü almak garip geldi gerçekten. sanki rahmetliyi kullanıyormuşum gibi hissettim. o yüzden utandım epey.
bir iki cümleyle bir anda bu kadar büyük ünvanlara sahip olmak ayrıca garip geliyor bana, o yazanların değer verme biçimidir ama pek bişey diyemem yine de..
ikincisi ben sözlük yönetiminde değilim. yani admin ya da moderatör gibi bir durumum yok. 3-4 sene önce muhbirliğin belli kişilere verildiği dönemlerde muhbir olmuşluğum var sadece. önce bütün nesile verildi, yazdaki kapanıp açılma olaylarında hepten kaldırıldı zaten o işler malum. ancak tevazunun alemi yok, moderasyondanmışcasına uğraşmaya çalışıyorum imkanım dahilinde. bazen mesajla yardım/müdahale etmeye çalışıyorum, bazen doğrudan entrylerle uyardığım oluyor, hiçbişey yapamıyorsam sol frame i darmadağın ederek insanları bi şekilde dürtmeye çalışıyorum... bu yüzden genelde yönetimden biri gibi algılanıyorum dışardan.
sözlükte siyaset konuşulması, içerik sınırlaması, moderasyonun tutumu vs. konularda çok sert yazılarım vardır. bu yazıların neredeyse tamamı yerinde duruyor. denk gelmiş olanlar zaten bilir, hiç okumamış olanlar ilgili başlıkları az biraz kurcalayarak okuyabilir. hala daha da karşıyım çoğu şeye. ha diyeceksin peki nasıl karşı olmak bu..
birincisi tabi olayın insani yönü.
ikincisi ve en önemlisi benim, bu tarz konulara müdahale edenlere yapıştırdığınızın aksine, insanların istediğini düşünmesine ya da yazmasına karşı olmamam...
karşı olduğum insanların sözlük kurallarından dışarı çıkması,
birbirlerine sade ve sadece hakaret edip düşündüğünü dikte ettirmeye çalışması,
güya matemde olup yas tuttuğumuz bir günde bile böylesine bir öfke selinin hakim olması...
dün(11 mart 2014) yaşananlar sadece bir örnek, çoğu konuda malesef hep böyle bu.
canımı sıkan ve karşı olduğum bu.. moderasyonun bazı konulardaki hepten yasakçı görünmesinin asıl nedeni bu. çoğu kullanıcı malesef art niyetli ve bilenerek geliyor. değil beş, beşbin kişilik bir moderasyon ekibi de olsa yine aynı şekilde olur sözlük. üzücü olan o...
bu konulara girmiyoruz, yazanlara bu doğrultuda engel olmaya çalışıyoruz diye insanlar bizi yaftalayıp duruyor. berkin elvan olayı özelinde konuşmak gerekirse, açık açık yazıp anlatmam gereken birkaç şey var maalesef...
iki gündür sözlükte yazılan malum konudaki entrylere müdahale eden/etmeye çalışan yazarlar da en az sizler kadar insan., en az sizler kadar herşeyin farkında. sizin yaşadığınız hassasiyeti anlamıyor, bizzat yaşıyorlar. belki de çoğu şeyi yazmak onların içinden de gelse kendilerini tutmayı başarıyorlar.
federasyon veritabanlarının en dibindeki amatör topçuları arayıp bulup sol framee taşımak yerine hepimizin üçer beşer yazdığı türden entrylerle de yapılabilirdi pek tabi. ancak burası bir sözlükse ve kuralları varsa yapılması gereken o kurallar çerçevesi içinde birşeylerin yapılması idi. çoğuna katıldığı entryleri silmek durumunda kalan, bu yüzden linç edilen insanların da isteği aslında bu kadar basitti.
bayağı uzun oldu ama, bilmem buraya kadar okur musunuz, okuduklarınız ne uyandırır ama..
böyle işte...
edit: hadi eyvallah...
aslında karışığım, yazmak istediğimi tam yazamadım. hala daha da yazamayabilirim. bunun için en başından bir özür diliyorum...
böyle bir olayın(bkz: #1440718) ardından bu kadar övgü almak garip geldi gerçekten. sanki rahmetliyi kullanıyormuşum gibi hissettim. o yüzden utandım epey.
bir iki cümleyle bir anda bu kadar büyük ünvanlara sahip olmak ayrıca garip geliyor bana, o yazanların değer verme biçimidir ama pek bişey diyemem yine de..
ikincisi ben sözlük yönetiminde değilim. yani admin ya da moderatör gibi bir durumum yok. 3-4 sene önce muhbirliğin belli kişilere verildiği dönemlerde muhbir olmuşluğum var sadece. önce bütün nesile verildi, yazdaki kapanıp açılma olaylarında hepten kaldırıldı zaten o işler malum. ancak tevazunun alemi yok, moderasyondanmışcasına uğraşmaya çalışıyorum imkanım dahilinde. bazen mesajla yardım/müdahale etmeye çalışıyorum, bazen doğrudan entrylerle uyardığım oluyor, hiçbişey yapamıyorsam sol frame i darmadağın ederek insanları bi şekilde dürtmeye çalışıyorum... bu yüzden genelde yönetimden biri gibi algılanıyorum dışardan.
sözlükte siyaset konuşulması, içerik sınırlaması, moderasyonun tutumu vs. konularda çok sert yazılarım vardır. bu yazıların neredeyse tamamı yerinde duruyor. denk gelmiş olanlar zaten bilir, hiç okumamış olanlar ilgili başlıkları az biraz kurcalayarak okuyabilir. hala daha da karşıyım çoğu şeye. ha diyeceksin peki nasıl karşı olmak bu..
birincisi tabi olayın insani yönü.
ikincisi ve en önemlisi benim, bu tarz konulara müdahale edenlere yapıştırdığınızın aksine, insanların istediğini düşünmesine ya da yazmasına karşı olmamam...
karşı olduğum insanların sözlük kurallarından dışarı çıkması,
birbirlerine sade ve sadece hakaret edip düşündüğünü dikte ettirmeye çalışması,
güya matemde olup yas tuttuğumuz bir günde bile böylesine bir öfke selinin hakim olması...
dün(11 mart 2014) yaşananlar sadece bir örnek, çoğu konuda malesef hep böyle bu.
canımı sıkan ve karşı olduğum bu.. moderasyonun bazı konulardaki hepten yasakçı görünmesinin asıl nedeni bu. çoğu kullanıcı malesef art niyetli ve bilenerek geliyor. değil beş, beşbin kişilik bir moderasyon ekibi de olsa yine aynı şekilde olur sözlük. üzücü olan o...
bu konulara girmiyoruz, yazanlara bu doğrultuda engel olmaya çalışıyoruz diye insanlar bizi yaftalayıp duruyor. berkin elvan olayı özelinde konuşmak gerekirse, açık açık yazıp anlatmam gereken birkaç şey var maalesef...
iki gündür sözlükte yazılan malum konudaki entrylere müdahale eden/etmeye çalışan yazarlar da en az sizler kadar insan., en az sizler kadar herşeyin farkında. sizin yaşadığınız hassasiyeti anlamıyor, bizzat yaşıyorlar. belki de çoğu şeyi yazmak onların içinden de gelse kendilerini tutmayı başarıyorlar.
federasyon veritabanlarının en dibindeki amatör topçuları arayıp bulup sol framee taşımak yerine hepimizin üçer beşer yazdığı türden entrylerle de yapılabilirdi pek tabi. ancak burası bir sözlükse ve kuralları varsa yapılması gereken o kurallar çerçevesi içinde birşeylerin yapılması idi. çoğuna katıldığı entryleri silmek durumunda kalan, bu yüzden linç edilen insanların da isteği aslında bu kadar basitti.
bayağı uzun oldu ama, bilmem buraya kadar okur musunuz, okuduklarınız ne uyandırır ama..
böyle işte...
edit: hadi eyvallah...