• 1995
    yazdığım entry aslında bir başka entry'e cevap niteliği taşıyor sizin de okuyabileceğiniz gibi ancak entry numarası vermediğim için şimdi bunu bertaraf etmiş olacağım.

    "öyle ki bahsedilen şeylerin alakasızlığı ve parkeye yansımasını geçtim kuban maçına kadar takımda ne tür bir sorun görmüşte bunları yazmış merak ettim. takımın sorunları var ancak sorunların hiçbirisi bahsettiği şeylerle irintili değil.

    1) sayı ortalamasında 20'ymişiz. birincisi bu istatistik kaç sayı attığına bakılarak yorumlanacak bir istatistik değil. maç içinde kaç top kullandığınla alakalı bir durum bu. eğer sen düşük tempo sete set hücum tercih ediyorsan takımını ona göre kuruyorsan maç başı 65 top kullanıyorsan 70 sayı gayet yeterli olabilir sana. bahsettiği takımların yada karşılaştırdığı takımların kaç top kullandığına bakmadan bu istatistiği yorumlamak facia. bahsi geçen takımlardan kızılyıldız ve kiev maç başına 74 küsür top kullanıyor. galatasaray ise 67 civarı.

    2) asist rakamlarını değerlendirme içine alırken takımın mevcut sistemini göz önüne almazsanız yine yanılgıya düşersiniz. galatasaray nasıl bir takım, neyi yaparsa iyi sonuç alır? sene başında takımı arroyo'nun direksiyonuna emanet ettiğiniz ve dönem içinde ona yardımcı olacak 2 oyuncunuzu ( jamont - marko ) kaybettiğiniz bir ortamda 14.7 rakamını tartışmayı mantıklı bulmam. bir de üstüne maç başı top kaybı sayısının 10 olması ve bu konuda el'in en iyilerinden biri konumunda olmamız bu konudaki dengeyi göstermesi açısından mühim. gelelim set offence'deki sıkıntı var söylemine.

    bu da gelişi güzel bir söylemden öteye gitmiyor. çünkü takımın kuban maçına kadar özellikle jamont sakatladıktan ve bonsu geldikten sonra set offence'de yaşadığı gelişim muazzam. takım geçen sene ve bu sene başı pick oyunlarını oynayamazken şu 2 aylık sürede muntazam bir 2,5 kişilik pick and roll takımına evrildik. her hücumda gerek tepe p&r'leri olsun gerekse de hem 4 hem 5 numaradan oynanan pick and pop'lar olsun şuan için bizim en tehlikeli silahlarımız. tepe pick and roll'leri ise sadece uzunu devirmeye yaramaz. kısa oyuncunun kendi yaratacağı şut ve yardım gelen tarafa yapılacak paslarla daha boş şut imkanı sağlar. şu takıma set offence'de yetersiz demek abesle iştigal. ( takımın sorunları konusunda set offence'e ayrı bir parantez açacağım )

    3) 2 sayılık yüzdemi düşük. neden? sırtı dönük oynayacak uzunumuz yok. misal? kaun, dunston. teşekkürler.

    4) 3 sayı yüzdemiz düşük. evet düşük ancak 27,9 rakamı doğru değil. doğrusu 31.6 olacak. top16'daki 3 maçta ise 40.7.

    5) nba istatikleri sizin olsun.

    istatistik basketbol için çok önemlidir ancak istatistikleri takım yapısı ve sistem üzerinden sorgularsan doğruyu bulursun.
    - galatasaray'ın fazla dış şut kullanması rakip savunmaların bizi ittiği bir şey midir yoksa bizim istediğimiz mi? ya yoksa bizim hücumumuzu çeşitlendirememizin bir sebebi mi?
    - takımın hücumdaki tıkanmalarını ise set offence'deki yetersiz taktiksel anlayışımızla değil durağan oyun yapımız ve arroyo bağımlılığımız yani yaratıcı oyuncu sıkıntımızla açıklayabiliriz.
    - jawai'ye göre planlanan kadronun daha sonra jamont-marko-dudley eksilmeleriyle mevcut durumunu iyi analiz etmeliyiz. içeriden oynamıyoruz sığlıktan öte bir yere gitmez. post-up oynayacak bir uzunumuz vardı sakatlandı, sezon ortası öyle bir post oyuncusu bulamayacağın için en kolay ve en çabuk yolu seçip arroyo'nun besleyebileceği bir uzuna gittin. olay bu kadar basit.

    ve son olarak bu entry'de bahsi geçen olaylar bizim 13 maçlık euroleague performansımızı konu alıyor ve başarısız damgası vuruyor sanıyorum. bunu hangi ölçütlerle sunmuş orasını bir türlü anlamadım. neye göre başarısızız? kuban maçına kadar neyi yanlış yapmışız bir de onu anlatsın da dinleyelim. kuban maçını ayrıca konuşuruz."
App Store'dan indirin Google Play'den alın