• 802
    rakip takım da olsa küfürlü bir tezahüratı aklım almıyor. tezahürat dediğin tüm tribünlerin takıma ruh vermek için hep bir ağızdan söylediği gazlama besteleri. taraftar da bundan zevk almalı.
    ben küfür edilen bir ailede büyümedim. çocukken de arkadaşlarım birbirine bağırıp kötü kelime kullanıyor diye sokağa çıkmak istemezdim. küfür bilmeden büyüdüm. birçok kötü kelimeyi de kitaplardan öğrendim. inanın kendimi ifade edebiliyorum küfretmeden.

    özellikle son 2 yıldır küfürlü bestelerle taraftar profilimiz gittikçe kaymış durumda. bunlar ilginçtir ki başarının getirisi. 14 senelik çileden çıkmıyor bu küfürler. sağ kanatta altıntoplu drogbalı besteyi onlarca dakika tribünlerden söyletmeye çalışmak zorbalık değil de nedir? fener ağlama tezahüratını da hiç söylemedim. var yani söylemeyen. fanatik babaların küçük kızlarının elinden tutup götüremeği ortamlar yaratmak, taraftar eşittir serseri topluluğu olarak görülmek hiç mi rahatsız etmiyor sizi? rakip takıma küfür etmek yerine kendi takımımıza destek vermenin mantıksal üstünlüğünü kavramak bu kadar mı zor?
    hayatımda ilk kez babamı kandırıp 2012 süper final beşiktaş maçına gittik. 7 saat yol 3 saat bilet kuyruğu.. kuyrukta beklerken 'fb taraftarı olsa bu kadar bekletmeye yıkardı ortalığı, çarşı zaten kopuk. bizim taraftarımız medeni..' diye sohbetler dönüyordu. kuyrukta sevimli ufaklıklar da var tabi. sonra metroya bindik. bağıra bağıra küfür eden taraftar. o küfürlü tezahüratların arasında bağırmayan taraftar .... gitsin sıkıştırıp küfre devam ediyorlar. bjk maçına gidiyoruz s*****zi kaldır kanarya diye dakikalarca inliyor tren. metroda çocuklar var. taraftarlar metroya binerken korkan anneler var. kadın resmen çocuğuna sarıldı taraftarlara korkarak bakıp. hala küfrü savunan var. stadın çevresinde de küfür var mesela ama geniş alan ve katılmak zorunda değilsin. rahatsız edici boyutu çok yok o yüzden.
    neyse ki o sırada henüz drogba'mız yoktu da o tezahürattan yoksun rahat bir 90 dk çıkardık. o maça iyi ki gitmişim. çünkü ilk gittiğim maç bu sene herhangi bir maç olsaydı mutlu ayrılmayacaktım. onca yol babamı sürükleyip bel tutulmasına yol açtığım için pişmanlık duyacaktım ve kendi paramı kazanıp arkadaşlarımla maça gidene kadar arena görmek hayal olacaktı. siz kendinizde bu hakkı görüyor musunuz gerçekten?

    ergin hoca ilk kez uyarmadı taraftarı. haftalardır uyarıyor. önce takımı göndermedi maç sonrası tribüne baktı anlayan yok ciddiye alınsın durumun farkına varılsın diye kendi çıkıp konuştu en son. ben size şampiyonluk yaşatan hocayım. ve beni haketmiyorsunuz dedi. haksız mı? fenerden karşıyakadan mı rica edecek?
    etkin bir isim olarak salondaki küfür ve şiddet konusunda sorumluluk aldı.
    bu muameleye maruz kalmak istemiyorsak deplasmanda, maruz kaldığımızda şikayetçi olma hakkımız olacaksa önce biz adam gibi takım desteklemeyi öğrenicez. önce o yaptı yeaa herkes yapıyo yeaa'larla kötüyü savunup daha da kötüleştirmenin mantığı yok. hocaya destek olup önce kendimizi düzeltmemiz lazm ki burada en büyük görev 'taraftar topluluklarımıza' düşüyor.
    bayan basketbolunda fenerbahçeyi finalde yenip aldığımız kupayı kaldımak değil, asıl tribünlerdeki şiddeti küfrü önleyebiliyorsan reissin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın