91
hani bir şeyi zorlanarak başarınca sevincimiz daha farklı, daha fazla olur ya; işte öyle bir şey ali sami yen'de maç izlemek. gün gelir eski açık turnikelerinin olduğu taraf çamurdan geçilmez, gün gelir turnikede sorun çıkar geçemezsiniz, tribünde oturunca rahat edemezsiniz, stad o kadar da büyük değildir ama ihtişamlıdır, bunu hissedersiniz. maçtan önce bile polisler diş gösterip sinirinizi bozar. ama içeride maç başlamaya yaklaşınca hepsi unutulur, farklı bir insana bürünürsünüz. eski açık veya yeni açıktaysanız kapalıya bakarsınız, zaten onlar hiç susmadığından size de bir coşku gelir. amatör ama bir o kadar da bilinçli bir coşku. kapalıdaysanız zaten coşkuyu siz verirsiniz, oturmak gibi bir şansınız yoktur.
peki biz de lükse alışınca diğerlerine benzeyek miyiz? amatör ruhla gelen küçük başarıları sefa içinde kazanılan kupalara tercih ederim. çünkü o zaman biz taraftarlar birşeyler başardığımızın farkında olabiliriz. bu amatör ruhu bugüne kadar yaşattık, yaşatmaya çalıştık; başarılarımız da bunun sayesindedir. son yıllarda taraftar profilinde kısmen bozulma olsa da çoğunluğun hala bu amatör, hırs dolu ruha sahip olduğunu düşünüyorum. ali sami yen stadı'nı "hell" yapan da budur zaten.
umarım yeni stad bizleri diğerleri gibi yapmaz, bizi biz yapan öğeleri tekrar ruhumuza işler. işte o zaman başarıya sevinmeyi de başarısızlığa üzülmeyi de öğrenmiş oluruz.
peki biz de lükse alışınca diğerlerine benzeyek miyiz? amatör ruhla gelen küçük başarıları sefa içinde kazanılan kupalara tercih ederim. çünkü o zaman biz taraftarlar birşeyler başardığımızın farkında olabiliriz. bu amatör ruhu bugüne kadar yaşattık, yaşatmaya çalıştık; başarılarımız da bunun sayesindedir. son yıllarda taraftar profilinde kısmen bozulma olsa da çoğunluğun hala bu amatör, hırs dolu ruha sahip olduğunu düşünüyorum. ali sami yen stadı'nı "hell" yapan da budur zaten.
umarım yeni stad bizleri diğerleri gibi yapmaz, bizi biz yapan öğeleri tekrar ruhumuza işler. işte o zaman başarıya sevinmeyi de başarısızlığa üzülmeyi de öğrenmiş oluruz.