4614
11 aralık 2013 galatasaray juventus maçında yine bu yılki ortalamasında, yani çok kötü oynamıştır. şüphesiz "sol kenardan forvet bölgesine yardım edecek" gömleği kendisine çok çok büyük geliyor ve rezalet oyununun önünde bir mazeret olarak kalıyor ama oyun konsantrasyonunu bu yıl iyiden iyiye kaybetmiş durumda. belki devam eden kötü performansı bunu getiriyor, belki sezon öncesi mental hazırlık eksikliği.
maçın tatil edilen ilk 30 dakikası açısından incelersek, takımın oyun aklı ve teknik açısından en ilerideki oyuncularından riera'yla sorunsuzca önlü-arkalı oynama şansını bir kez daha teptiğini söyleyebiliriz. sol bekten desteğin geldiği pozisyonlarda kanat organizasyonlarına tek bir kez dahi yeltenmedi. riera'ya bırakıp kaçmadı, alıp riera'nın taç çizgisinden set oynamasına müsaade etmedi, çapraz koşu yapıp kanat kulvarını aralamadı. tek yaptığı riera'ya doğru yaklaşmaktı. riera 2 kez topu burak'a attı, 1'i top kaybı oldu, diğerini burak tutup selçuk'a attı. riera'nın birebir kaldığı pozisyonlarda üstüne koşarak pozisyona 2. savunmacıyı dahil etti.
"burak formsuz", "burak gol kaçırdı"dan ötesi var bu 30 dakikalık analizde ve olabilecek tüm somut eleştirilerden daha vahim. pozisyonunun gerektirdiği hiçbir zorunluluğu yerine getiremediği gibi, çoğunlukla merkez koşusu yapıp net gollük pozisyonlarıbitiremiyor. çünkü kabul etmek gerekir ki burak repertuarı çok geniş bir golcü değil. "kafayla attı, solla, sağla attı" bu yelpazenin içini dolduracak cümleler değil arkadaşlar. danimarka'da oynanan kopenhag maçında, son oynanan kasımpaşaspor maçında alın hizasında gelen topları darbesiz biçimde kalecilerin omuz seviyesine vuran bir forvet için söylenmemeli bu güzellemeler.
futbolun çoğunlukla mental tarafı atlanıyor ülkemizde maalesef, daha somut, daha yetenekle, daha "istatistikle" bakmayı seviyoruz, emre çolak'ları a takımlarda oynatıyor; riera'nın önüne set çeken burak'ı maç içinde 2 kez deparla adam kovaladı diye en iyi ilan ediyoruz. bu yüzden bekine koridor yaratan aydın'lar, tek oynayabilen emre çolak'lar, gol koşusunu yarım dairelik bir rotayla başlatan burak'lar yetiştiremiyoruz.
maçın tatil edilen ilk 30 dakikası açısından incelersek, takımın oyun aklı ve teknik açısından en ilerideki oyuncularından riera'yla sorunsuzca önlü-arkalı oynama şansını bir kez daha teptiğini söyleyebiliriz. sol bekten desteğin geldiği pozisyonlarda kanat organizasyonlarına tek bir kez dahi yeltenmedi. riera'ya bırakıp kaçmadı, alıp riera'nın taç çizgisinden set oynamasına müsaade etmedi, çapraz koşu yapıp kanat kulvarını aralamadı. tek yaptığı riera'ya doğru yaklaşmaktı. riera 2 kez topu burak'a attı, 1'i top kaybı oldu, diğerini burak tutup selçuk'a attı. riera'nın birebir kaldığı pozisyonlarda üstüne koşarak pozisyona 2. savunmacıyı dahil etti.
"burak formsuz", "burak gol kaçırdı"dan ötesi var bu 30 dakikalık analizde ve olabilecek tüm somut eleştirilerden daha vahim. pozisyonunun gerektirdiği hiçbir zorunluluğu yerine getiremediği gibi, çoğunlukla merkez koşusu yapıp net gollük pozisyonlarıbitiremiyor. çünkü kabul etmek gerekir ki burak repertuarı çok geniş bir golcü değil. "kafayla attı, solla, sağla attı" bu yelpazenin içini dolduracak cümleler değil arkadaşlar. danimarka'da oynanan kopenhag maçında, son oynanan kasımpaşaspor maçında alın hizasında gelen topları darbesiz biçimde kalecilerin omuz seviyesine vuran bir forvet için söylenmemeli bu güzellemeler.
futbolun çoğunlukla mental tarafı atlanıyor ülkemizde maalesef, daha somut, daha yetenekle, daha "istatistikle" bakmayı seviyoruz, emre çolak'ları a takımlarda oynatıyor; riera'nın önüne set çeken burak'ı maç içinde 2 kez deparla adam kovaladı diye en iyi ilan ediyoruz. bu yüzden bekine koridor yaratan aydın'lar, tek oynayabilen emre çolak'lar, gol koşusunu yarım dairelik bir rotayla başlatan burak'lar yetiştiremiyoruz.
