8880
yapılması gereken basit şeyleri yapmayan, futbolun gereklerini yerine getirmeyen, sahaya doğruları koymayan ve dolayısıyla başarılı olamayan takımdır. takımımızdır.
son iki senenin açık ara en iyi futbolunu oynayan ve ilk sezonda 9, ikinci sezonda 10 puan fark atmış şampiyon takım bana göre şuan 3 şeyi, aslında yapabildiği şeyi yapmıyor, yapamıyor.
1. ikili mücadelelerin kıymetini bilmiyoruz. bunu ilk olarak mental ikinci olarak fiziksel eksikliğe bağlıyorum ki başka açıklaması olamaz. o her topun kıymetli olduğunu, topa dokunmanın bile bir atağı başlamadan bitirdiğinin bilincinde olan takım gitmiş, yerine çıtkırıldım oynayan, bir türlü dengeyi sağlayamayan bir takım gelmiş.
2. fatih terim'in sarı kırmızı formaya yerleştirdiği bir gelenek midir bilinmez, galatasaray pres gücüyle özdeşleşmiş bir takım. aslında bana göre futbolun en önemli üç etmeninden biri ve biz bunu layıkıyla yapamıyoruz. etkili ve isabetli bölgesel pres, oyunu sıkıştırdığımız anlarda da adamlara bireysel olarak pres yapmak rakibi bunaltmak, hataya zorlamak, direncini kırmak için müthiş bir silah. ancak biz bu sezonun başından beri topu ve rakibi bekliyoruz. bu sebeple de durdurulamaz bir hızla gol + pozisyon yiyoruz.
3. ciddiyetimizi ve hırsımızı kaybetmiş, mutsuz, bezgin, keyifsiz, moralsiziz. geçen iki senede her maça şampiyonluk parolasıyla çıkan ve her maçın kendi içinde öneminin bilincinde olan takım bu sene maçların %90'ına rehavet içinde çıkıyor. futbolcuların saha içinde yaptıkları ve vücut dilleri kendilerini resmen ele veriyor. bunun üzerine birde oyuncuların ciddiyetsiz tavırları eklenince anadolu takımından farkımız kalmıyor.
bunları bir şekilde çözmeliyiz. futbolcu bazında değerlendirdiğimizde uefa avrupa liginde finale, ligde de açık ara şampiyonluğa oynayacak bir takımımız var. doğru şekilde motive edilip doğru şekilde kullanmak ve futbolcuların artık bu saydığım üç olumsuz etmeni ortadan kaldırması gerekiyor.
kötü bir takım değiliz. gayet yetenekli ve türkiye ligi için fersah fersah yeterli bir takımız. ancak sebebini bilemiyorum ama her hafta daha fazla dibe batıyor, her hafta kendi ayağımıza sıkıyoruz.
son iki senenin açık ara en iyi futbolunu oynayan ve ilk sezonda 9, ikinci sezonda 10 puan fark atmış şampiyon takım bana göre şuan 3 şeyi, aslında yapabildiği şeyi yapmıyor, yapamıyor.
1. ikili mücadelelerin kıymetini bilmiyoruz. bunu ilk olarak mental ikinci olarak fiziksel eksikliğe bağlıyorum ki başka açıklaması olamaz. o her topun kıymetli olduğunu, topa dokunmanın bile bir atağı başlamadan bitirdiğinin bilincinde olan takım gitmiş, yerine çıtkırıldım oynayan, bir türlü dengeyi sağlayamayan bir takım gelmiş.
2. fatih terim'in sarı kırmızı formaya yerleştirdiği bir gelenek midir bilinmez, galatasaray pres gücüyle özdeşleşmiş bir takım. aslında bana göre futbolun en önemli üç etmeninden biri ve biz bunu layıkıyla yapamıyoruz. etkili ve isabetli bölgesel pres, oyunu sıkıştırdığımız anlarda da adamlara bireysel olarak pres yapmak rakibi bunaltmak, hataya zorlamak, direncini kırmak için müthiş bir silah. ancak biz bu sezonun başından beri topu ve rakibi bekliyoruz. bu sebeple de durdurulamaz bir hızla gol + pozisyon yiyoruz.
3. ciddiyetimizi ve hırsımızı kaybetmiş, mutsuz, bezgin, keyifsiz, moralsiziz. geçen iki senede her maça şampiyonluk parolasıyla çıkan ve her maçın kendi içinde öneminin bilincinde olan takım bu sene maçların %90'ına rehavet içinde çıkıyor. futbolcuların saha içinde yaptıkları ve vücut dilleri kendilerini resmen ele veriyor. bunun üzerine birde oyuncuların ciddiyetsiz tavırları eklenince anadolu takımından farkımız kalmıyor.
bunları bir şekilde çözmeliyiz. futbolcu bazında değerlendirdiğimizde uefa avrupa liginde finale, ligde de açık ara şampiyonluğa oynayacak bir takımımız var. doğru şekilde motive edilip doğru şekilde kullanmak ve futbolcuların artık bu saydığım üç olumsuz etmeni ortadan kaldırması gerekiyor.
kötü bir takım değiliz. gayet yetenekli ve türkiye ligi için fersah fersah yeterli bir takımız. ancak sebebini bilemiyorum ama her hafta daha fazla dibe batıyor, her hafta kendi ayağımıza sıkıyoruz.