3055
tabii ilk galatasaray kelimesi babadan geçti kulağa. aşinalık dayıdan amcadan değil, direkt babadan. o yüzden güçlü bir bağ oldu...o dönem sokakta top oynardık, cine5 vardı, ardından tele10 eksik olmadı hiçbiri evimizden. babam futbol sevdalısı olduğu için, seninde kahramanın sarı kırmızı formayla sahada oynayan adamlar oldu.
büyüdükçe, daha başka geldi renkler. koyulaştı. iki taşın arasına top sokmaya çalıştığım oyun, büyüdükçe başka bir hal aldı. efsane kadro ayhan mustafa sarp barışlı ortasahalı sezonda bıraktım ben bir kenara futbol izlemeyi. tabii okulda başladı, gurbette okuyorduk. altyazılardan takip ediyorduk sadece.
tek vazgeçemediğim alışkanlığım bilgisayar oyunlarında yükler yüklemez ilk maçımı galatasarayı alarak yaptım...taa ilk fifa 99dan beri..konu dağılmasın, toplayalım...
selçuk inan diye bir adamı izledim stadda, manisada. hayran kaldım ona. o sezon da trabzonspora gitti zaten. keşke galatasaraya gelse dediğim zamanlardı...geldi..ben takıma ısındım. büyüdükçe, ayırdığım zamanın değerli olduğunu farkettikçe, kör dövüşü futbolu izlemek izlemekten vazgeçmiştim. selçuk geldi o sezon galatasaraya.
heh dedim tamam, hem sevdiğim forma, hem sevdiğim adam...
belki siz yadırgayacaksınız, ne biçim galatasaraylısın la, topçuya mı bağlı diye. değil elbet, ama ben o formanın o kalitesizlikte sahada olmasına tahammül edemiyorum. romantik olamıyorum bu konuda... selçuk, kendime benzettiğim bir adam. belki ondan böyle baktım. fatih terim faktörü de üstüne lezzet kattı elbet. dünyadaki tek teknik direktör zannettiğim adamdı fatih terim.
dedim heralde bu sene, tam bu sene. girdim futbola tekrar. tekrar futbol çekti beni. istanbula döndüm, her maçı izlemeye başladım. sözlüklerde yorumlar yapmaya başladım. artık ilgiliydim. oldu, oldu bu güne geldik...
galatasaray... mavi star logolu şampiyonlar ligi maçlarıdır benim için. hagi sevdirdi, şimdi diğer kaliteli ayaklar sürdürüyor... çok uzattım. aslolan galatasaraydır.
büyüdükçe, daha başka geldi renkler. koyulaştı. iki taşın arasına top sokmaya çalıştığım oyun, büyüdükçe başka bir hal aldı. efsane kadro ayhan mustafa sarp barışlı ortasahalı sezonda bıraktım ben bir kenara futbol izlemeyi. tabii okulda başladı, gurbette okuyorduk. altyazılardan takip ediyorduk sadece.
tek vazgeçemediğim alışkanlığım bilgisayar oyunlarında yükler yüklemez ilk maçımı galatasarayı alarak yaptım...taa ilk fifa 99dan beri..konu dağılmasın, toplayalım...
selçuk inan diye bir adamı izledim stadda, manisada. hayran kaldım ona. o sezon da trabzonspora gitti zaten. keşke galatasaraya gelse dediğim zamanlardı...geldi..ben takıma ısındım. büyüdükçe, ayırdığım zamanın değerli olduğunu farkettikçe, kör dövüşü futbolu izlemek izlemekten vazgeçmiştim. selçuk geldi o sezon galatasaraya.
heh dedim tamam, hem sevdiğim forma, hem sevdiğim adam...
belki siz yadırgayacaksınız, ne biçim galatasaraylısın la, topçuya mı bağlı diye. değil elbet, ama ben o formanın o kalitesizlikte sahada olmasına tahammül edemiyorum. romantik olamıyorum bu konuda... selçuk, kendime benzettiğim bir adam. belki ondan böyle baktım. fatih terim faktörü de üstüne lezzet kattı elbet. dünyadaki tek teknik direktör zannettiğim adamdı fatih terim.
dedim heralde bu sene, tam bu sene. girdim futbola tekrar. tekrar futbol çekti beni. istanbula döndüm, her maçı izlemeye başladım. sözlüklerde yorumlar yapmaya başladım. artık ilgiliydim. oldu, oldu bu güne geldik...
galatasaray... mavi star logolu şampiyonlar ligi maçlarıdır benim için. hagi sevdirdi, şimdi diğer kaliteli ayaklar sürdürüyor... çok uzattım. aslolan galatasaraydır.