1322
futbolu biz taraftarlardan çok çok fazla biliyor ama teknik direktörlere arasında pek bildiğini söylemek mümkün mü? kısa süren teknik direktörlük macerasında bu konuda ne kadar anladığını gözlemleme şansına sahiptik.
insan idare etme konusunda yıllarca kaptanlık yaptığından bir yatkınlığı olabilir, liderlik anlamında ön planda olabilir ama futbola dair ne gibi tezleri var merak ediyorum.
bilimsel olarak kendisini nasıl geliştirdi? ileri antreman teknikleri konusunda ne gibi bir bilgiye sahip? sporcu gelişimi konusunda ne düzeyde? gelişen futbol dünyasında gelişen futbol teknik ve taktik dünyasında kendisini ne kadar geliştirdi? bunlar hep soru işareti.
scott piri ayrılırken dediği bir laf vardı. depar sayısı yüksek oyunculara ayrı çalışma yaptırıyorduk gibi şeyler söylemişti. futbolun pek bilinmeyen ve arka planda kalmış yönleriydi. bir futbolcudan maçlarda kaç depar isteniyor, kaç km koşması isteniyor hep bilimsel çalışmayla olacak işler.
ersun yanal bile maçların devre arasında bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyup, görüntülü sistem getirtmiş. bunlar modern futbolda artık var olan şeyler.
dortmund takımının top kontrolü konusunda kurdurduğu sistemi herkes biliyor.
dünya çapındaki takımları ne kadar takip ediyor? kaç tane yabancı maça gidip yerinde gözlemlemiş? bu maçlardan ne çıkarmış? hikmet karaman ünlü adamlarla fotoğraf çektiriyor diye kızıyoruz ama adam oraya fotonun yanında birşeyler öğrenmek için de gidiyor.
bülent korkmaz her gs li eski futbolcu gibi teknik ekipte görev almak için sırasını bekleyip durdu. kendini geliştirme namına en ufak bir çaba yok. yurtdışına gidip birşeyler öğren gayreti yok. insan hiç olmazsa her hafta ispanya'ya, almanya'ya ingiltere'ye canlı maç seyretmeye gider. gider antreman seyreder. yerinde görür. futbolcular saha içine nasıl yayılıyor, pas kanalları nasıl, topsuz oyunda ne gibi planları var, antreman teknikleri neler, vs.. gibi konuları izler, öğrenir.
bülent korkmaz'da var mı bu çaba? yok.
ne yaptı peki? futbolu bıraktı ve trışkadan verilen pro lisansını alıp teknik direktör oldu. dünyada pro lisansı almanın bu kadar kolay olduğu ülke yoktur heralde. ya da şöyle söyleyeyim. ilk seferinde pro lisansı alamayan büyük takım oyuncusu, milli oyuncu var mı?
tırışkadan verilen pro lisansıyla teknik direktörcülük yaptı. oldu mu peki? olmadı tabikide. futbol onların oynadığı zamanki gibi değil artık.
insan idare etme konusunda yıllarca kaptanlık yaptığından bir yatkınlığı olabilir, liderlik anlamında ön planda olabilir ama futbola dair ne gibi tezleri var merak ediyorum.
bilimsel olarak kendisini nasıl geliştirdi? ileri antreman teknikleri konusunda ne gibi bir bilgiye sahip? sporcu gelişimi konusunda ne düzeyde? gelişen futbol dünyasında gelişen futbol teknik ve taktik dünyasında kendisini ne kadar geliştirdi? bunlar hep soru işareti.
scott piri ayrılırken dediği bir laf vardı. depar sayısı yüksek oyunculara ayrı çalışma yaptırıyorduk gibi şeyler söylemişti. futbolun pek bilinmeyen ve arka planda kalmış yönleriydi. bir futbolcudan maçlarda kaç depar isteniyor, kaç km koşması isteniyor hep bilimsel çalışmayla olacak işler.
ersun yanal bile maçların devre arasında bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyup, görüntülü sistem getirtmiş. bunlar modern futbolda artık var olan şeyler.
dortmund takımının top kontrolü konusunda kurdurduğu sistemi herkes biliyor.
dünya çapındaki takımları ne kadar takip ediyor? kaç tane yabancı maça gidip yerinde gözlemlemiş? bu maçlardan ne çıkarmış? hikmet karaman ünlü adamlarla fotoğraf çektiriyor diye kızıyoruz ama adam oraya fotonun yanında birşeyler öğrenmek için de gidiyor.
bülent korkmaz her gs li eski futbolcu gibi teknik ekipte görev almak için sırasını bekleyip durdu. kendini geliştirme namına en ufak bir çaba yok. yurtdışına gidip birşeyler öğren gayreti yok. insan hiç olmazsa her hafta ispanya'ya, almanya'ya ingiltere'ye canlı maç seyretmeye gider. gider antreman seyreder. yerinde görür. futbolcular saha içine nasıl yayılıyor, pas kanalları nasıl, topsuz oyunda ne gibi planları var, antreman teknikleri neler, vs.. gibi konuları izler, öğrenir.
bülent korkmaz'da var mı bu çaba? yok.
ne yaptı peki? futbolu bıraktı ve trışkadan verilen pro lisansını alıp teknik direktör oldu. dünyada pro lisansı almanın bu kadar kolay olduğu ülke yoktur heralde. ya da şöyle söyleyeyim. ilk seferinde pro lisansı alamayan büyük takım oyuncusu, milli oyuncu var mı?
tırışkadan verilen pro lisansıyla teknik direktörcülük yaptı. oldu mu peki? olmadı tabikide. futbol onların oynadığı zamanki gibi değil artık.