2992
bünyesinde görev yapmanın; milli takım görevinden çok daha değerli, siyasi baskılara göğüs germeye de kesinlikle değer olduğu kulüp. öyle ki; bu kulübe efsane olmuşsanız, vatan-millet değil ölüm-kalım meselesi dahi olsa bu kulübün ezeli rakibini kollamak ve bu kulübü baltalamak adına elinden gelen hukuki ve gayri hukuki tüm adımları atan, bulunduğu kuruma şikeyi aklayabileceği iddaasıyla gelmiş, karanlıklarda beş karış suratla sana kupa teslim etmiş orospu çocuklarıyla çalışmazsınız. yapamazsın güzel abim, yapamazsın ablam, ya pa maz sın!
vatan millet değil, ölüm kalım olsa yapamazsın!
şimdi; gelelim mevcut başkanı ve yönetim kurulu üyelerine. sen de; üstü örtülü değil, ayan beyan ihanet etse dahi; bu kulübte efsaneleşmiş, formandaki üç yıldızın tek başına birisi eden, en büyük avrupa başarının altına imza atmış, en zor durumdayken sana koşmuş adamı görevinden uzaklaştırdığını o idmandayken televizyondan açıklayamazsın. söyleyeceksin, konuşacaksın, yakıştığı biçimde atacaksın adımlarını. bunun aksini yapamazsın; yaparsan bu armanın altında eğreti durursun.
yeterince açık mı? tekrar anlatılmaya ihtiyacı var mı bunların? illâ üslubumuzun şirazesinden çıkması ve dilimizin kemiğinin kırılması mı lazım? olmadık oyuncularla olmadık oyuncuların kıyaslamasını yapmazsam, olmadık bahanelerle olmadık adamları yermez, ne galatasaray'a zarar verecek kadar vıcık vıcık duygusal zırvalara ne de yine galatasaray'a yakışmayacak kadar soğuk, duygusuz akılcılıklara prim vermezsem dikkatinizi çekemez miyim? sanırım çekemem. çünkü; bunları uzun zamandır defaatle belirtiyorum, bir karşılığı olduğunu göremiyorum fakat.
vatan millet değil, ölüm kalım olsa yapamazsın!
şimdi; gelelim mevcut başkanı ve yönetim kurulu üyelerine. sen de; üstü örtülü değil, ayan beyan ihanet etse dahi; bu kulübte efsaneleşmiş, formandaki üç yıldızın tek başına birisi eden, en büyük avrupa başarının altına imza atmış, en zor durumdayken sana koşmuş adamı görevinden uzaklaştırdığını o idmandayken televizyondan açıklayamazsın. söyleyeceksin, konuşacaksın, yakıştığı biçimde atacaksın adımlarını. bunun aksini yapamazsın; yaparsan bu armanın altında eğreti durursun.
yeterince açık mı? tekrar anlatılmaya ihtiyacı var mı bunların? illâ üslubumuzun şirazesinden çıkması ve dilimizin kemiğinin kırılması mı lazım? olmadık oyuncularla olmadık oyuncuların kıyaslamasını yapmazsam, olmadık bahanelerle olmadık adamları yermez, ne galatasaray'a zarar verecek kadar vıcık vıcık duygusal zırvalara ne de yine galatasaray'a yakışmayacak kadar soğuk, duygusuz akılcılıklara prim vermezsem dikkatinizi çekemez miyim? sanırım çekemem. çünkü; bunları uzun zamandır defaatle belirtiyorum, bir karşılığı olduğunu göremiyorum fakat.