3
sarayda kriz 3 (u: önceki bölümlerin kendi içinde bi tutarlılığı vardı. bu bölümün belirli yerlerinde sanki realiteden biraz koptular)
--- alıntı ---
sarı-kırmızılılarda angelo ogbonna, n’koulu, joshua guilavogui, jeremy mathieu, wellington, carlinhos, nani ve farfan isimleri uzun süre konuşuldu. ancak imza sadece chedjou ve bruma’ya attırıldı.
galatasaray’in geçen yaz transfer listesi çok kalabalıktı. amaç takımı tam anlamıyla değiştirmekti. başkan aysal takımın şampiyonluğa oynarken sergilediği futboldan memnun değildi. terim de aynı şekilde değişiklik yapılması gerektiğini söylüyordu. listeler ortaya çıktı. stoperden başlayacaklardı!
terim’in bir numarası torino’da oynayan angelo ogbonna idi. ama bu oyuncu hem italyan milli takımı’nda oynuyor hem juventus’un transfer listesinde yer alıyordu. olmadı... 2 numara ise marsilya’nın genç stoperi nocolas n’koulu’ydu. onun için marsilya ile görüşüldü. fiyatının 15 milyon euro olduğu bilgisi geldi. ondan da vazgeçildi.
imparator bildi ama...
ön libero için terim’in bir numarası saint etienne’de oynayan fransız milli joshua guilavogui idi. gelen referanslar müthişti. bülent tulun’a yetki verildi. ilk fiyat korkutucuydu. yine o rakam: 15 milyon euro... terim ise bu transferin 7-8 milyon euro civarında bitirilebileceğini söylüyordu. galatasaray için dosya erken kapandı ama transferin son günlerinde joshua, atletico madrid’e 8 milyon euroya transfer oluyordu!
transferler yatınca sao paolo’dan wellington dosyası açıldı. o da olmadı. oyuncu için çelişkili bilgiler gelince terim risk almadı. galatasaray imza masasından kalktı. terim son iki sezonun şampiyon kadrosunun bel kemiği melo ile devam etmek istedi. juventus ile pazarlıklar 2 günde bitti. melo takımda kaldı.
sol bekte carlinhos ise hep gel-gelecek aralığında tutuldu. hem fluminense hem oyuncu ikna oldu ama brezilya’nın konfederasyon kupası kadrosunda carlinhos yer almayınca terim bu transferden de vazgeçti.
nani ve farfan neden olmadı?
manchester united’dan nani, schalke’den farfan transferin ilk ayında hep olabilecek noktadaydı. ama galatasaray nani’de geç kaldı, farfan’da ise mahalle baskısı geri adım attırdı. çünkü bir sezon önce farfan serbestti ve galatasaray’a teklif edilmişti. terim ‘bize yaramaz’ demişti ama schalke ile oynanan maçlardan sonra fikri değişmişti. alman kulübünün istediği 7 artı 2 milyon euro bu sebepten çok gelmişti. homurtular yükselince terim bu transferden de vazgeçti. sonrasında önüne konacak transfer maliyet bütçesi ona geri adım attırıyordu. çünkü geçmişte 2002-2003-2004’te böyle yıpratılmıştı. transfer yaparken kulübün bütçesini de düşünüyordu. böyle yapmalıydı çünkü canını geçmişte çok yakmışlardı haksız yere.
bruma defteri açıldı
ardindan bruma transferine yelken açıldı. 6 aydır izlenen futbolcu sporting lizbon’a açtığı serbest kalma davasını kaybedince 10-12 milyonluk bir maliyet çıkmıştı ortaya. terim ‘kesin istiyorum’ raporu verince lizbon temsilcisi ile anlaşılma noktasına gelindi. başkan aysal, terim’in önüne bir de basel’de oynayan mohamed salah alternatifini koydu ama hocanın istediği bruma’ydı.
ve bu transfer sonuçlandırıldı. ama yaşananlardan dolayı terim, bruma eserini fazla izleyemedi. fakat galatasaray‘a çok iyi bir futbolcu kazandırmıştı.
listenin 3 numarası chedjou’ydu. terim oyuncuyu ocak’ta da istemişti. başkan da bunu bildiği için 4 aydır lille başkanıyla temastaydı. 6.3 milyon euroya el sıkıştılar. imza atılırken ünal aysal terim’i aradı: “hocam alıyoruz, hayırlı olsun...” o sırada jeremy mathieu fırsatı doğmuştu. sol bek ve stoper oynayabiliyordu. “başkanım bekleyelim” dedi ama aysal “hocam söz verdik. chedjou’yu alalım” diyerek konuyu kapattı.
fatih terim, geçtiğimiz sezonun devre arasında sneijder ismi gündeme geldiğinde hollandalı’a sıcak bakmıyordu. “evet o bir dünya yıldızı ama bizim kanat oyuncusuna ihtiyacımız var. selçuk ve melo’nun önlerinde oynayacak oyuncu bizi bozar” demişti. ancak başkan ısrar edince sneijder galatasaraylı oldu. terim, sneijder’i takıma monte etti, hatta 2013-14 sezonunda çoğu maçlarda sistemi ona göre oturttu. ancak sıkıntı sahada değil saha dışındaydı!
hem davranışları, yaşam şekli, takıma bakış açısı, sahadaki vurdumduymaz tavrı, özensiz gece hayatı, evde verdiği partiler ve özel hayatını takıma yansıtması arkadaşları arasında istenmeyen adam olmasına neden oldu.
galatasaray için sıkıntılı dönemlerdi. medyada ünal aysal ile fatih terim arasındaki gerginlik haberleri tavan yapmış, takım şampiyonlar ligi’nde real madrid ile açılış yapmıştı. ilk 45 dakikanın sonunda skor 1-0’dı. devre arasında başkanın 3006 numaralı locasına tanıdık bir isim geldi: ali dürüst...
eski yönetici kısa konuştu: başkan bu aralar hocayla çok gerginsiniz. ben senin yerinde olsam, gönderir bu gerginliği bitiririm. aysal şaşırdı, “benim hocayı göndermek gibi bir niyetim yok” dedi. başkan konuyu önce yakın çevresiyle paylaştı, “benim yapmayacağım bir şeyi bana yaptırıp beni zor duruma sokmak istiyorlar” dedi. konuyu yönetim kurulu toplantısında da gündeme getirdi ancak real maçından sonra telefon ve mesaj kriziyle iyice gerilen ipler beşiktaş maçından sonra iyice koptu.
‘ellerinden geleni artlarına koymasınlar’
fatih terim, 24 eylül salı günü antrenman sırasında görevinden uzaklaştırıldı. ancak imparator’un haberi aldığı dakikalar o anlar değildi. bir gece önce telefonun karşı tarafındaki ses “hocam seni yarın gönderecekler” demişti zaten... ardından telefon bir kez daha çaldı.
bu kez arayan ceo lutfi arıboğan’dı: “sizin kendisini aramamanızdan dolayı başkan çok kızgın...” terim, “ben gerekirse ararım demiştim” diyerek ceo’yu yanıtlasa da arıboğan, “hocam gerekirse ya da gerekmezse... siz aramadınız” sözleriyle telefonu kapattı. bir saat sonra arayan yine arıboğan’dı: “hocam ortam çok gergin. bu işi yumuşatamazsak görevinize son verecekler!” imparator’un yanıtı çok kısa ve netti: “ellerinden geleni artlarına koymasınlar...”
--- alıntı ---
kaynak: http://amkspor.com/...kismet-202395/?pid=1
--- alıntı ---
sarı-kırmızılılarda angelo ogbonna, n’koulu, joshua guilavogui, jeremy mathieu, wellington, carlinhos, nani ve farfan isimleri uzun süre konuşuldu. ancak imza sadece chedjou ve bruma’ya attırıldı.
galatasaray’in geçen yaz transfer listesi çok kalabalıktı. amaç takımı tam anlamıyla değiştirmekti. başkan aysal takımın şampiyonluğa oynarken sergilediği futboldan memnun değildi. terim de aynı şekilde değişiklik yapılması gerektiğini söylüyordu. listeler ortaya çıktı. stoperden başlayacaklardı!
terim’in bir numarası torino’da oynayan angelo ogbonna idi. ama bu oyuncu hem italyan milli takımı’nda oynuyor hem juventus’un transfer listesinde yer alıyordu. olmadı... 2 numara ise marsilya’nın genç stoperi nocolas n’koulu’ydu. onun için marsilya ile görüşüldü. fiyatının 15 milyon euro olduğu bilgisi geldi. ondan da vazgeçildi.
imparator bildi ama...
ön libero için terim’in bir numarası saint etienne’de oynayan fransız milli joshua guilavogui idi. gelen referanslar müthişti. bülent tulun’a yetki verildi. ilk fiyat korkutucuydu. yine o rakam: 15 milyon euro... terim ise bu transferin 7-8 milyon euro civarında bitirilebileceğini söylüyordu. galatasaray için dosya erken kapandı ama transferin son günlerinde joshua, atletico madrid’e 8 milyon euroya transfer oluyordu!
transferler yatınca sao paolo’dan wellington dosyası açıldı. o da olmadı. oyuncu için çelişkili bilgiler gelince terim risk almadı. galatasaray imza masasından kalktı. terim son iki sezonun şampiyon kadrosunun bel kemiği melo ile devam etmek istedi. juventus ile pazarlıklar 2 günde bitti. melo takımda kaldı.
sol bekte carlinhos ise hep gel-gelecek aralığında tutuldu. hem fluminense hem oyuncu ikna oldu ama brezilya’nın konfederasyon kupası kadrosunda carlinhos yer almayınca terim bu transferden de vazgeçti.
nani ve farfan neden olmadı?
manchester united’dan nani, schalke’den farfan transferin ilk ayında hep olabilecek noktadaydı. ama galatasaray nani’de geç kaldı, farfan’da ise mahalle baskısı geri adım attırdı. çünkü bir sezon önce farfan serbestti ve galatasaray’a teklif edilmişti. terim ‘bize yaramaz’ demişti ama schalke ile oynanan maçlardan sonra fikri değişmişti. alman kulübünün istediği 7 artı 2 milyon euro bu sebepten çok gelmişti. homurtular yükselince terim bu transferden de vazgeçti. sonrasında önüne konacak transfer maliyet bütçesi ona geri adım attırıyordu. çünkü geçmişte 2002-2003-2004’te böyle yıpratılmıştı. transfer yaparken kulübün bütçesini de düşünüyordu. böyle yapmalıydı çünkü canını geçmişte çok yakmışlardı haksız yere.
bruma defteri açıldı
ardindan bruma transferine yelken açıldı. 6 aydır izlenen futbolcu sporting lizbon’a açtığı serbest kalma davasını kaybedince 10-12 milyonluk bir maliyet çıkmıştı ortaya. terim ‘kesin istiyorum’ raporu verince lizbon temsilcisi ile anlaşılma noktasına gelindi. başkan aysal, terim’in önüne bir de basel’de oynayan mohamed salah alternatifini koydu ama hocanın istediği bruma’ydı.
ve bu transfer sonuçlandırıldı. ama yaşananlardan dolayı terim, bruma eserini fazla izleyemedi. fakat galatasaray‘a çok iyi bir futbolcu kazandırmıştı.
listenin 3 numarası chedjou’ydu. terim oyuncuyu ocak’ta da istemişti. başkan da bunu bildiği için 4 aydır lille başkanıyla temastaydı. 6.3 milyon euroya el sıkıştılar. imza atılırken ünal aysal terim’i aradı: “hocam alıyoruz, hayırlı olsun...” o sırada jeremy mathieu fırsatı doğmuştu. sol bek ve stoper oynayabiliyordu. “başkanım bekleyelim” dedi ama aysal “hocam söz verdik. chedjou’yu alalım” diyerek konuyu kapattı.
fatih terim, geçtiğimiz sezonun devre arasında sneijder ismi gündeme geldiğinde hollandalı’a sıcak bakmıyordu. “evet o bir dünya yıldızı ama bizim kanat oyuncusuna ihtiyacımız var. selçuk ve melo’nun önlerinde oynayacak oyuncu bizi bozar” demişti. ancak başkan ısrar edince sneijder galatasaraylı oldu. terim, sneijder’i takıma monte etti, hatta 2013-14 sezonunda çoğu maçlarda sistemi ona göre oturttu. ancak sıkıntı sahada değil saha dışındaydı!
hem davranışları, yaşam şekli, takıma bakış açısı, sahadaki vurdumduymaz tavrı, özensiz gece hayatı, evde verdiği partiler ve özel hayatını takıma yansıtması arkadaşları arasında istenmeyen adam olmasına neden oldu.
galatasaray için sıkıntılı dönemlerdi. medyada ünal aysal ile fatih terim arasındaki gerginlik haberleri tavan yapmış, takım şampiyonlar ligi’nde real madrid ile açılış yapmıştı. ilk 45 dakikanın sonunda skor 1-0’dı. devre arasında başkanın 3006 numaralı locasına tanıdık bir isim geldi: ali dürüst...
eski yönetici kısa konuştu: başkan bu aralar hocayla çok gerginsiniz. ben senin yerinde olsam, gönderir bu gerginliği bitiririm. aysal şaşırdı, “benim hocayı göndermek gibi bir niyetim yok” dedi. başkan konuyu önce yakın çevresiyle paylaştı, “benim yapmayacağım bir şeyi bana yaptırıp beni zor duruma sokmak istiyorlar” dedi. konuyu yönetim kurulu toplantısında da gündeme getirdi ancak real maçından sonra telefon ve mesaj kriziyle iyice gerilen ipler beşiktaş maçından sonra iyice koptu.
‘ellerinden geleni artlarına koymasınlar’
fatih terim, 24 eylül salı günü antrenman sırasında görevinden uzaklaştırıldı. ancak imparator’un haberi aldığı dakikalar o anlar değildi. bir gece önce telefonun karşı tarafındaki ses “hocam seni yarın gönderecekler” demişti zaten... ardından telefon bir kez daha çaldı.
bu kez arayan ceo lutfi arıboğan’dı: “sizin kendisini aramamanızdan dolayı başkan çok kızgın...” terim, “ben gerekirse ararım demiştim” diyerek ceo’yu yanıtlasa da arıboğan, “hocam gerekirse ya da gerekmezse... siz aramadınız” sözleriyle telefonu kapattı. bir saat sonra arayan yine arıboğan’dı: “hocam ortam çok gergin. bu işi yumuşatamazsak görevinize son verecekler!” imparator’un yanıtı çok kısa ve netti: “ellerinden geleni artlarına koymasınlar...”
--- alıntı ---
kaynak: http://amkspor.com/...kismet-202395/?pid=1