7257
fatih terimi savunacağım diye kulübün değerlerine laf atan, yeni teknik direktöre laf sokan yazarların çoğunluk olduğu sözlük malesef. şimdi 100 kişi aynı şeyi söylerken 101. kişi sesini duyurabilmek için bağırmak zorunda. sözlüğün çoğunluğu (çoğunluk derken entry girenlerden takip edebildiğim) galatasaray başkanına laf ederken, manciniye laf ederken sesini duyurmaya çalışanlar da fatih terime laf ediyorlar.
bakın arkadaşlar ünal aysal bu kulübün başkanı. belki beş sene on sene onun adını kimse hatırlamayacak doğrudur. fatih terim bu kulübün efsanelerinden biri olarak belki yüz sene sonra da hatırlanacak, bu da doğrudur. ama laf ettiğiniz botokslu diye dalga geçtiğiniz, kurumsallaşma diye kötülediğiniz adam başkan. bu camianın bir numaralı temsilcisi. şu ana kadar da canaydın ve polat dönemlerine baktığınızda sportif, cansun ve süren dönemlerine baktığınızda da ekonomik olarak daha başarılı. bence zaten bu işin piri alp yalmandı. ondan sonra gelenlerin hepsi onu aratıyor ama mesele bunlar değil. arkadaşlar eleştirmek başka şey galatasaray başkanına hakaret etmek, onunla alay etmeye çalışmak başka şey. çünkü bu yapıldığında isim önemli değil makama laf ediyorsunuz farkında değilsiniz.
roberto mancini daha dün geldi bugün iki. içinizdeki öfke, galatasaray futbol takımının başarısız olmasını isteyecek kadar mı büyük?
yanlış anlamayın bu bir özeleştiri. ben de fatih terimle ilgili ağır entryler girdim. eleştiri sınırları içerisinde kalmaya çalıştım ama keşke hiçbirimiz bunları yazmasaydık. bugün geldiğimiz noktada elimizde yarım yamalak bir futbol takımı, çiçeği burnunda, takımı da ülkeyi de tanımayan bir teknik direktör var. biz taraftarız elbette eleştireceğiz, bu kulübün sahibi biziz. ama takımımıza sahip çıkmayı da unutmayacağız. mancini başarılı olursa, başkan haklı çıktı diye üzülmeyeceğiz.
hepimizin ortak noktası galatasaray. ünal aysalla fatih terim derdine birbirimize de hakaret eder olduk. sneijder yüzünden yan yana olsak birbirimizi boğazlayacağız. halbuki hepimizin bir ali sami yen anısı var. hepimizin hayatımızın en güzel gecelerinden biri uefa kupasını alışımız. hepimiz hagiye yarı tanrı gözüyle bakıyoruz. hepimizin dolabında bir tane parçalı forma var. hepimiz bu renklerle ağladık, güldük, gülerken ağladık. hepimizin ilker yasinin ağlamak istiyorum galatasaray yarı finalde bağırışını hatırlayınca tüyleri diken diken oluyor. prekazinin türkçe konuşmasını duyunca gözlerimiz doluyor. arkadaşlar sevgimiz aynı. keşke bunları hatırlayarak yazabilsek.
bakın arkadaşlar ünal aysal bu kulübün başkanı. belki beş sene on sene onun adını kimse hatırlamayacak doğrudur. fatih terim bu kulübün efsanelerinden biri olarak belki yüz sene sonra da hatırlanacak, bu da doğrudur. ama laf ettiğiniz botokslu diye dalga geçtiğiniz, kurumsallaşma diye kötülediğiniz adam başkan. bu camianın bir numaralı temsilcisi. şu ana kadar da canaydın ve polat dönemlerine baktığınızda sportif, cansun ve süren dönemlerine baktığınızda da ekonomik olarak daha başarılı. bence zaten bu işin piri alp yalmandı. ondan sonra gelenlerin hepsi onu aratıyor ama mesele bunlar değil. arkadaşlar eleştirmek başka şey galatasaray başkanına hakaret etmek, onunla alay etmeye çalışmak başka şey. çünkü bu yapıldığında isim önemli değil makama laf ediyorsunuz farkında değilsiniz.
roberto mancini daha dün geldi bugün iki. içinizdeki öfke, galatasaray futbol takımının başarısız olmasını isteyecek kadar mı büyük?
yanlış anlamayın bu bir özeleştiri. ben de fatih terimle ilgili ağır entryler girdim. eleştiri sınırları içerisinde kalmaya çalıştım ama keşke hiçbirimiz bunları yazmasaydık. bugün geldiğimiz noktada elimizde yarım yamalak bir futbol takımı, çiçeği burnunda, takımı da ülkeyi de tanımayan bir teknik direktör var. biz taraftarız elbette eleştireceğiz, bu kulübün sahibi biziz. ama takımımıza sahip çıkmayı da unutmayacağız. mancini başarılı olursa, başkan haklı çıktı diye üzülmeyeceğiz.
hepimizin ortak noktası galatasaray. ünal aysalla fatih terim derdine birbirimize de hakaret eder olduk. sneijder yüzünden yan yana olsak birbirimizi boğazlayacağız. halbuki hepimizin bir ali sami yen anısı var. hepimizin hayatımızın en güzel gecelerinden biri uefa kupasını alışımız. hepimiz hagiye yarı tanrı gözüyle bakıyoruz. hepimizin dolabında bir tane parçalı forma var. hepimiz bu renklerle ağladık, güldük, gülerken ağladık. hepimizin ilker yasinin ağlamak istiyorum galatasaray yarı finalde bağırışını hatırlayınca tüyleri diken diken oluyor. prekazinin türkçe konuşmasını duyunca gözlerimiz doluyor. arkadaşlar sevgimiz aynı. keşke bunları hatırlayarak yazabilsek.