16645
oyun ilk maça benziyordu. roller tersti tabii. onlar baskıyla başladı ve volkan’ın iki hatası dışında pozisyon bulamadılar. biz de savunmada oyunu kabul etmek zorunda kaldık ama ikinci şansımızda golü bulduk. beklenmedik olan burak’ın harika kafa golünü bulduktan sonra pek yapamadığımız şeyi yapmamız oldu. topa sahip olduk ve geniş alanda top çevirmeyi başardık. hücumdaki umut, burak ve plansız gökhan töre dışında hemen her oyuncuyla geniş alanda top çevirdik ve oyunu soğukttuk. selçuk merkezde, topal salt savunamada değil destekte çok iyidik. ama önemli bir şey eksik kaldı. ne burak, ne de umut pivot özelliklerini sergileyebildi. sırtı dönük top alıp saklamakta yetersizdiler. bu da hem pozisyon bulmamızı, hem de orta sahaya zaman kazandırmayı engelledi.
ikinci yarıda oyun merkezi biraz ve mecburen geriye çekildi. topu ileride tutamamak, hastalıktan çıkan oyuncuların tüm iyi niyetlerine rağmen halsizliği ve tabii romanya’nın iki değişikliği nedeniyle risk büyüdü. ancak bu kez de kontra bulmayı başardık. arda ve töre’nin asistlerini umut ve gökhan’la değerlendirebilsek oyunu erken koparıp, rakibi umutsuzluğa erken itebilirdik ama atamayınca risk daha da büyüdü.
72’de olcay oyuna girene kadar bir 10 dakika ciddi baskı yedik. arda ve gökhan’ın yorgunluğu büyüdü. ileride top tutamama sıkıntısı yarı alanımıza bizi hapsetti. terim’in bu bu değişikliğinin ardından romanya’nın direncini kırıp hayata tutunduk. kabul edelim. averaj bile yaptık.
selçuk ayağından sakatlandığında kenarda hem maçı ve kupaya katılma yolunu, hem de real madrid maçını aynı anda düşünen bir teknik adam vardı muhtemelen. onsuz milli takım eksik, galatasaray’ın ise alternatifi yok. selçuk inan öyle bir organizasyon merkezi ve üstadı ki ancak kötü oynadığında haber olur. o derece yüksek standartta ve vazgeçilmez. ve alıştırdı. bu sebeple önemini ancak yokluğunda anlarsınız.
burak yılmaz’ın attığı golün asisti ve çizgiden çıkan bir top bile yeter. ancak özellikle ilk yarıda her pozisyonun içinde olmak da tek başına yeterli olabilir. caner, fenerbahçe’de 3’üncü tercih olarak başladığı sezonu milli takımla devam ettiriyor. dün sahanın en iyilerinden biri, hatta birincisiydi demek hiç yalnış olmaz. ve tabii gökhan gönül... bu halsizliği olmasa 2 golle oyunu bitirebilirdi. her türlü övgüyü hak ediyor.
mehmet demirkol
ikinci yarıda oyun merkezi biraz ve mecburen geriye çekildi. topu ileride tutamamak, hastalıktan çıkan oyuncuların tüm iyi niyetlerine rağmen halsizliği ve tabii romanya’nın iki değişikliği nedeniyle risk büyüdü. ancak bu kez de kontra bulmayı başardık. arda ve töre’nin asistlerini umut ve gökhan’la değerlendirebilsek oyunu erken koparıp, rakibi umutsuzluğa erken itebilirdik ama atamayınca risk daha da büyüdü.
72’de olcay oyuna girene kadar bir 10 dakika ciddi baskı yedik. arda ve gökhan’ın yorgunluğu büyüdü. ileride top tutamama sıkıntısı yarı alanımıza bizi hapsetti. terim’in bu bu değişikliğinin ardından romanya’nın direncini kırıp hayata tutunduk. kabul edelim. averaj bile yaptık.
selçuk ayağından sakatlandığında kenarda hem maçı ve kupaya katılma yolunu, hem de real madrid maçını aynı anda düşünen bir teknik adam vardı muhtemelen. onsuz milli takım eksik, galatasaray’ın ise alternatifi yok. selçuk inan öyle bir organizasyon merkezi ve üstadı ki ancak kötü oynadığında haber olur. o derece yüksek standartta ve vazgeçilmez. ve alıştırdı. bu sebeple önemini ancak yokluğunda anlarsınız.
burak yılmaz’ın attığı golün asisti ve çizgiden çıkan bir top bile yeter. ancak özellikle ilk yarıda her pozisyonun içinde olmak da tek başına yeterli olabilir. caner, fenerbahçe’de 3’üncü tercih olarak başladığı sezonu milli takımla devam ettiriyor. dün sahanın en iyilerinden biri, hatta birincisiydi demek hiç yalnış olmaz. ve tabii gökhan gönül... bu halsizliği olmasa 2 golle oyunu bitirebilirdi. her türlü övgüyü hak ediyor.
mehmet demirkol