414
önce referans entryi verelim;
http://www.rerererarara.net/sozluk.php?id=1298246
görüldüğü üzre aydın beyin kadroya alınmasının altyapı kuralıyla falan hiçbir ilgisi yokmuş. bunu okuyana dek düşüncem fatih hoca'nın sadece kural gereği aydın'ı takımda tutup tüm sezon boyunca tribünde oturtacağı idi ki, hayalmiş.
şimdi okuyorum da erman'ın eskişehir'e verilmesi konusunda profesyonellikten dem vuranlar falan var. hatta fatih hoca'ya laf atmak için bahane aranıyormus falan. bakın üzülerek söylüyorum ki bu sezon ilk defa bir yönden de olsa fener'e benzediğimiz bir nokta var; futbolcu hayatını alt üst edip bir kenara atıyoruz. yönetimlerin kusuru olur hep de olacak. ancak insan yaşamını, onun duygularını hiçe sayıp yapılan hatalar pek makul karşılanabilir hatalar değil. biz bekliyoruz ki kurumsallaştık, bu ilk başta planlama konusunda büyük katkılar sağlayacak, sonra bir bakıyoruz yapılan transferler tribünde, ötekinin düzenin altüst etmişsin, bunun adı da profesyonellik olmuş.
fransa'dan üst düzey stoper getiriyoruz. chedjou. adamın oradaki formu ve ismi belli. kulübüne, taraftarına olan alışkanlığı belli, mutlu yani. ta 12/13 sezonu öncesinde federasyon diyor ki böyle böyle bir kural gelecek. susuyoruz. susuyoruz.. herkes susuyor. herkes susar tabi. lokomotif konuşmazsa vagon niye ses çıkarsın. sezon sonu geliyor. kafalarda isimler var. burası türkiye ya, her şey zaten son dakikada değişir. bak değişmedi, n'oldu şimdi? dünyanın çirkeflikte başı çeken kulüplerinden fenerbahçe, adamların bu işe yanaşmamasına ve bunu sadece galatasaray'ın önünü açmamak amaçlı olmasına kim ne ses çıkarabildi. hakkın yok çünkü abi. bir sezon susarsan ben olsam ben de değiştirmem. başta gururuma yediremem zaten. adama açıkça yalı kazığı muamelesi yaparsan yedirmez tabi. mr. demirören'in hakkındaki düşüncelerim az çok vicdanlı birisinin düşünceleri ile aynı. bunu belirtmeme bile gerek yok sanırım. velhasıl avrupa'nın başta gelen stoperlerinden chedjou, sezonun büyük bir bölümünde tribünde olacak. bir sezonu öldü ve bu durum her futbolcuda olduğu gibi eskisi gibi olabilir mi sorunsalını meydana getirecek. aksini düşünen?
erman'ı aldın getirdin sivas'tan. adam bas bas bağırıyor cimbomluyum diye, çocuk gibi mutlu. bu mutluluğun en önemli sebebi de 29 yaşında olan bu futbolcunun şampiyonlar ligi deneyimi yaşama hayali, hem de taraftarı olduğu kulübün forması altında. transfer döneminde okumuştum, hatrımda ama hatalı isem arayın; adamın 3 sezon ortalaması 9 gol 9 asist. sivas'ta her sene 18 - 20 gole etkisi olan bir oyuncu. buraya getirirken tabi ki 11 oyuncusu diye getirilmiyor. haliyle böyle bir katkı da beklenmiyor. kendisi de beklemiyor. bu konuda tereddütü olan? velhasıl onun da alışkanlıkları var, üstüne çatır çatır top oynuyor. ama sevgiliden davet gelince reddedemiyor tabi haliyle, ne bilsin yaşayacağı hayal kırıklıklarını.. ağzı kulaklarında koşa koşa geliyor, sonra bir bakıyor şampiyonlar ligi yok. hayal suda, alışkanlıklar çöpte, sudan çıkmış balığa dönmez misin abi? hadi diyelim takım o kadar iyi ki, tercih yapmakta çok zorlanıldı, piyango erman'ı vurdu, o da yok. altyapının çocuğu olan ama ne hikmetse takımına duygusal bir bağı olmayan aydın, göt sıkışınca diyor ki hocaaaamm imdat. hoca adamı elinden tutup çekmekle kalmıyor, üzerine ödülü de bas hoop şampiyonlar ligine. e bu adam senin verdiğin parayı beğenmemişti hani. tüm yaz yatmadı mı? erman hırsla istekle çalışmadı mı? üzerine kadro seçiminde zorda olduğun bir durum da yok. peki niye hocam?..
gelelim terim meselesine. hocanın kulübe katkısı belli. galatasaray isminin altındaki isminin büyüklüğü belli. metin oktay ruh, kendisi beden olsun, anlaştık mı? ancak bu seçimde hocayı eleştirmek için ortam aramaya bile gerek yok;
1. transfer listesini kim veriyor; hoca. yani ünal aysal 'sivas'ta erman varmış alak mı?' deyip transfer yapmıyor, yapamaz da. bu olasılığın dünyada en düşük olduğu kulüplerin başında galatasaray. yani hoca erman'ı istiyorum diyor. tabi erman da boşta. alınıyor.
2. aydın meselesi patlak veriyor. hani diyorsunuz ya lan hoca takımın hep başında ne varsa onu senden fazla görüp değerlendiren o. aynen abicim. hoca hep takımın başında ve aydın'ın o idmanda bütün yaz boyunca olmadığını görüyor. erman'ın da orada olduğunu görüyor. sizce yatan bir aydın'ın fit bir erman'dan kötü olma ihtimali var mı? hatta daha iddialı soruyorum; yatan bir aydın'ın yatan bir erman'dan iyi olma ihtimali var mı? ama uefa'ya kadro veriliyor, bunu da hoca yapıyor bu arada ve o an, erman için en optimist tanımla kötü..
şimdi kimi laflar var ki içinde e erman ne bekliyordu ki geçiyor. erman zaten bu takıma geldiğinde ilk 11 beklemiyordu. hele şampiyonlar liginde oo gelsin ilk 11'ler gibi bir hayali yoktu. o adam oturup kafasını toplayıp düşündüğünde hayalinde belki de 2-0 önde olacağımız grubun en zayıf takımına karşı 70'de oyuna girmek vardı. o düzeyde, o organizasyonda kariyerinin bitmesinde 4-5 yıl kala gönlünün olduğu forma altında bulunmak vardı. yani siz sanmayın ki erzincan doğumlu sivas'lı bir adam istanbul'a, galatasaray'a geldiğinde götü kalkık hayaller kuracak.
bu meseleye profesyonellikle yaklaşan arkadaşlar da umarım yarın 5 yıl çalıştığınız bir şirkette terfiyi sizden az çalışıp yalakalıkla alan birini görürseniz yine aynı şekilde yaklaşırsınız. öteki türlü elinizdeki kadehi sinirden nereye monte edeceğinizi şaşırırsınız.
http://www.rerererarara.net/sozluk.php?id=1298246
görüldüğü üzre aydın beyin kadroya alınmasının altyapı kuralıyla falan hiçbir ilgisi yokmuş. bunu okuyana dek düşüncem fatih hoca'nın sadece kural gereği aydın'ı takımda tutup tüm sezon boyunca tribünde oturtacağı idi ki, hayalmiş.
şimdi okuyorum da erman'ın eskişehir'e verilmesi konusunda profesyonellikten dem vuranlar falan var. hatta fatih hoca'ya laf atmak için bahane aranıyormus falan. bakın üzülerek söylüyorum ki bu sezon ilk defa bir yönden de olsa fener'e benzediğimiz bir nokta var; futbolcu hayatını alt üst edip bir kenara atıyoruz. yönetimlerin kusuru olur hep de olacak. ancak insan yaşamını, onun duygularını hiçe sayıp yapılan hatalar pek makul karşılanabilir hatalar değil. biz bekliyoruz ki kurumsallaştık, bu ilk başta planlama konusunda büyük katkılar sağlayacak, sonra bir bakıyoruz yapılan transferler tribünde, ötekinin düzenin altüst etmişsin, bunun adı da profesyonellik olmuş.
fransa'dan üst düzey stoper getiriyoruz. chedjou. adamın oradaki formu ve ismi belli. kulübüne, taraftarına olan alışkanlığı belli, mutlu yani. ta 12/13 sezonu öncesinde federasyon diyor ki böyle böyle bir kural gelecek. susuyoruz. susuyoruz.. herkes susuyor. herkes susar tabi. lokomotif konuşmazsa vagon niye ses çıkarsın. sezon sonu geliyor. kafalarda isimler var. burası türkiye ya, her şey zaten son dakikada değişir. bak değişmedi, n'oldu şimdi? dünyanın çirkeflikte başı çeken kulüplerinden fenerbahçe, adamların bu işe yanaşmamasına ve bunu sadece galatasaray'ın önünü açmamak amaçlı olmasına kim ne ses çıkarabildi. hakkın yok çünkü abi. bir sezon susarsan ben olsam ben de değiştirmem. başta gururuma yediremem zaten. adama açıkça yalı kazığı muamelesi yaparsan yedirmez tabi. mr. demirören'in hakkındaki düşüncelerim az çok vicdanlı birisinin düşünceleri ile aynı. bunu belirtmeme bile gerek yok sanırım. velhasıl avrupa'nın başta gelen stoperlerinden chedjou, sezonun büyük bir bölümünde tribünde olacak. bir sezonu öldü ve bu durum her futbolcuda olduğu gibi eskisi gibi olabilir mi sorunsalını meydana getirecek. aksini düşünen?
erman'ı aldın getirdin sivas'tan. adam bas bas bağırıyor cimbomluyum diye, çocuk gibi mutlu. bu mutluluğun en önemli sebebi de 29 yaşında olan bu futbolcunun şampiyonlar ligi deneyimi yaşama hayali, hem de taraftarı olduğu kulübün forması altında. transfer döneminde okumuştum, hatrımda ama hatalı isem arayın; adamın 3 sezon ortalaması 9 gol 9 asist. sivas'ta her sene 18 - 20 gole etkisi olan bir oyuncu. buraya getirirken tabi ki 11 oyuncusu diye getirilmiyor. haliyle böyle bir katkı da beklenmiyor. kendisi de beklemiyor. bu konuda tereddütü olan? velhasıl onun da alışkanlıkları var, üstüne çatır çatır top oynuyor. ama sevgiliden davet gelince reddedemiyor tabi haliyle, ne bilsin yaşayacağı hayal kırıklıklarını.. ağzı kulaklarında koşa koşa geliyor, sonra bir bakıyor şampiyonlar ligi yok. hayal suda, alışkanlıklar çöpte, sudan çıkmış balığa dönmez misin abi? hadi diyelim takım o kadar iyi ki, tercih yapmakta çok zorlanıldı, piyango erman'ı vurdu, o da yok. altyapının çocuğu olan ama ne hikmetse takımına duygusal bir bağı olmayan aydın, göt sıkışınca diyor ki hocaaaamm imdat. hoca adamı elinden tutup çekmekle kalmıyor, üzerine ödülü de bas hoop şampiyonlar ligine. e bu adam senin verdiğin parayı beğenmemişti hani. tüm yaz yatmadı mı? erman hırsla istekle çalışmadı mı? üzerine kadro seçiminde zorda olduğun bir durum da yok. peki niye hocam?..
gelelim terim meselesine. hocanın kulübe katkısı belli. galatasaray isminin altındaki isminin büyüklüğü belli. metin oktay ruh, kendisi beden olsun, anlaştık mı? ancak bu seçimde hocayı eleştirmek için ortam aramaya bile gerek yok;
1. transfer listesini kim veriyor; hoca. yani ünal aysal 'sivas'ta erman varmış alak mı?' deyip transfer yapmıyor, yapamaz da. bu olasılığın dünyada en düşük olduğu kulüplerin başında galatasaray. yani hoca erman'ı istiyorum diyor. tabi erman da boşta. alınıyor.
2. aydın meselesi patlak veriyor. hani diyorsunuz ya lan hoca takımın hep başında ne varsa onu senden fazla görüp değerlendiren o. aynen abicim. hoca hep takımın başında ve aydın'ın o idmanda bütün yaz boyunca olmadığını görüyor. erman'ın da orada olduğunu görüyor. sizce yatan bir aydın'ın fit bir erman'dan kötü olma ihtimali var mı? hatta daha iddialı soruyorum; yatan bir aydın'ın yatan bir erman'dan iyi olma ihtimali var mı? ama uefa'ya kadro veriliyor, bunu da hoca yapıyor bu arada ve o an, erman için en optimist tanımla kötü..
şimdi kimi laflar var ki içinde e erman ne bekliyordu ki geçiyor. erman zaten bu takıma geldiğinde ilk 11 beklemiyordu. hele şampiyonlar liginde oo gelsin ilk 11'ler gibi bir hayali yoktu. o adam oturup kafasını toplayıp düşündüğünde hayalinde belki de 2-0 önde olacağımız grubun en zayıf takımına karşı 70'de oyuna girmek vardı. o düzeyde, o organizasyonda kariyerinin bitmesinde 4-5 yıl kala gönlünün olduğu forma altında bulunmak vardı. yani siz sanmayın ki erzincan doğumlu sivas'lı bir adam istanbul'a, galatasaray'a geldiğinde götü kalkık hayaller kuracak.
bu meseleye profesyonellikle yaklaşan arkadaşlar da umarım yarın 5 yıl çalıştığınız bir şirkette terfiyi sizden az çalışıp yalakalıkla alan birini görürseniz yine aynı şekilde yaklaşırsınız. öteki türlü elinizdeki kadehi sinirden nereye monte edeceğinizi şaşırırsınız.