• 806
    ünal aysal'ın sözünü ettiği şartlarda olursa, benim için bir sakınca teşkil etmeyecek durumdur. (locaların paylaşılmaması, 7-8 maçla sınırlı kalması, oluşan zararların bjk tarafından karşılanması, kira ödenmesi, vs.)

    ama aklımı kurcalayan şey, beşiktaşlı yöneticilerin ve taraftarların, ''devlet yaptı o stadı size, istediğimiz gibi gelir oynarız!'' tavrı. bir kere en baştan bu tavrı takınarak çok büyük yanlış yaptılar. hükümeti kullanarak üzerimizde baskı kurmaya çalışmaları da cabası.

    şimdi bu durumu bütün galatasaylı taraftarların unutmasını ve ''ooo gel beşiktaşlı kardeşim, feda olsun sana stadımız!'' demesini beklemek çok saçma. üstelik beşiktaş taraftarının büyük çoğunluğunun da, ''eheh hani sadece deplasmana gelirdik, noldu len?'' çirkefliğine soyunup, ortamı gereceklerinden de adım gibi eminim.

    öte yandan zemin bizim için gerçekten önemli. zemin yüzünden şampiyonlar ligi'nde puan kaybetme lüksümüz yok.

    taraftarlar arasında esmeye başlayan sıcak rüzgarların devamı için stadımızı paylaşma gibi bir zorunluluğumuz yok. diyarbakırspor'u bir kenara bırakırsak, türkiye'de takım taraftarlığı ırk, mezhep, din, dil ayrımıyla şekillenmiyor. pek çoğumuzun ailesinde ayrı ayrı takımları tutan bireyler mevcut. gerilimin esas sebebi, türkiye futbolundaki adaletsizliklerden, gerilimi tırmandırarak başarısızlığını kamufle etmeye çalışan yöneticilerden kaynaklanıyor.

    futbolda bağımsız, adil, insanların çıkarlar sebebiyle değil de hakettikleri için belirli koltuklara getirildiği bir sistem oluşturulmadığı sürece, taraftarlar arasındaki gerilimi hiçbir şey sonlandıramayacaktır. aynı statta oynamamız dahil...

    biz, stadımızı kimseyle paylaşmak istemezken, oldukça geçerli sebeplerimiz vardı. hala da var. beşiktaş'ın artık bunu anlayıp, kamuoyu baskısıyla üzerimize gelmekten vazgeçmesi gerekiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın