74
sizin işiniz hakemlik mi? arabulucuk mu? halka haber sağlamak mı? diye sormak istediğim program.
aslında hepimiz için bir turnusol kağıdıydı şike davası. öncesinde maçları izlerken içimde pek artniyet olmazdı. kaleciler ellerinin altından top kaçırır, yöneticiler birbirleriyle yemek yer, bunlar gayet insancıl, olağan şeyler gibi gelirdi 3 temmuz'a kadar. şikeden, teşvik priminden bahsedilirdi sürekli ama paranoyakça sözler derdim kendi kendime. eskide kalmış işler derdim. ta ki şike süreci patlayana kadar, tapelerde satılmış kalemlerin aldığı emirleri görene kadar spor basını için de görüşlerim bu saflıktaydı. spor servisi hakkındaki görüşlerim de aslında bu çerçevede değişti. sadece spor servisi özelinde değil tabiki; meclisinden, medyasına, federasyonundan, yayıncı kuruluşlara kadar çok açık gördük 3 kuruşluk insanları. tekrar spor servisi özeline gelirsek, eskiden ilgiyle takip ettiğim programdı spor servisi. artık denk gelirse biraz bakıp yarısına kadar dayanabiliyorum.
dün program hakkında yazılanları takip ettim, bugün biraz izleme şansım oldu. son iki günde demagojinin kralını yaptıklarına tekrar şahit oldum. gittikçe kafamızdaki soruları dile getirmekten uzaklaştıklarını görüyorum. bugün de sürekli iki takım taraftarının birbirinden farklı olmadığı goygoyuna sarıldılar. peki tüm fenerbahçe taraftarına ırkçılık suçlamasının getirildiğini nereden çıkardılar? benim dün şahit olduğum, galatasaray taraftarının %90'ından fazlası malum ırkçı harekette bulunan bu adamların ceza alması gerektiğini, fenerbahçe kulübünün bu olayları kınaması gerektiğini, kulübün bu olaylarda suçu olmadığını söylüyordu taa ki dün yaptıkları, tarihe geçecek, rezalet basın toplantısına kadar. asıl konuşmaları gereken fb yönetiminin milleti nasıl yanılttığıydı. ırkçı saldırıda bulunan 3-5 kişiyi yalan argümanlarla nasıl savunduklarından, ortada kulübe bir suçlama yokken yönetimin nasıl bu suça ortak olduğundan bahsetmeleriydi ama bunlara dair bir kelime dahi edemediler. yok sadece renkler farklı, iki tarafın birbirinden farkı yok... yel değirmenlerine karşı savaş açmakta üstlerine yok. sürekli futbolda şiddeti bitirelim, en ağır cezaları verelim diyorlar ama mahkemede ispatlanmış satılmış kalemler kendi camialarında yazı yazmaya devam ediyor bunların haberlerini okuyorlar ve haklarında tek kelime ettiklerini duymadım. derbiden bir gün önce aziz yıldırım çıkmış kendi mali kurulundaki konuşmasının 4'te 3'ünü rakibini karalayarak yapıyor bunlar hakkında tek kelime etmiyorlar ama sporda şiddeti bitireceklermiş... nasıl olacak o suya sabuna dokunmadan mı? zincirlerinizin elverdiği ölçüde mi olacak bu. sürekli birilerini kızdırmayalım, aman onlar üstlerine alınmasın diyerek mi olacak bu iş?
aslında hepimiz için bir turnusol kağıdıydı şike davası. öncesinde maçları izlerken içimde pek artniyet olmazdı. kaleciler ellerinin altından top kaçırır, yöneticiler birbirleriyle yemek yer, bunlar gayet insancıl, olağan şeyler gibi gelirdi 3 temmuz'a kadar. şikeden, teşvik priminden bahsedilirdi sürekli ama paranoyakça sözler derdim kendi kendime. eskide kalmış işler derdim. ta ki şike süreci patlayana kadar, tapelerde satılmış kalemlerin aldığı emirleri görene kadar spor basını için de görüşlerim bu saflıktaydı. spor servisi hakkındaki görüşlerim de aslında bu çerçevede değişti. sadece spor servisi özelinde değil tabiki; meclisinden, medyasına, federasyonundan, yayıncı kuruluşlara kadar çok açık gördük 3 kuruşluk insanları. tekrar spor servisi özeline gelirsek, eskiden ilgiyle takip ettiğim programdı spor servisi. artık denk gelirse biraz bakıp yarısına kadar dayanabiliyorum.
dün program hakkında yazılanları takip ettim, bugün biraz izleme şansım oldu. son iki günde demagojinin kralını yaptıklarına tekrar şahit oldum. gittikçe kafamızdaki soruları dile getirmekten uzaklaştıklarını görüyorum. bugün de sürekli iki takım taraftarının birbirinden farklı olmadığı goygoyuna sarıldılar. peki tüm fenerbahçe taraftarına ırkçılık suçlamasının getirildiğini nereden çıkardılar? benim dün şahit olduğum, galatasaray taraftarının %90'ından fazlası malum ırkçı harekette bulunan bu adamların ceza alması gerektiğini, fenerbahçe kulübünün bu olayları kınaması gerektiğini, kulübün bu olaylarda suçu olmadığını söylüyordu taa ki dün yaptıkları, tarihe geçecek, rezalet basın toplantısına kadar. asıl konuşmaları gereken fb yönetiminin milleti nasıl yanılttığıydı. ırkçı saldırıda bulunan 3-5 kişiyi yalan argümanlarla nasıl savunduklarından, ortada kulübe bir suçlama yokken yönetimin nasıl bu suça ortak olduğundan bahsetmeleriydi ama bunlara dair bir kelime dahi edemediler. yok sadece renkler farklı, iki tarafın birbirinden farkı yok... yel değirmenlerine karşı savaş açmakta üstlerine yok. sürekli futbolda şiddeti bitirelim, en ağır cezaları verelim diyorlar ama mahkemede ispatlanmış satılmış kalemler kendi camialarında yazı yazmaya devam ediyor bunların haberlerini okuyorlar ve haklarında tek kelime ettiklerini duymadım. derbiden bir gün önce aziz yıldırım çıkmış kendi mali kurulundaki konuşmasının 4'te 3'ünü rakibini karalayarak yapıyor bunlar hakkında tek kelime etmiyorlar ama sporda şiddeti bitireceklermiş... nasıl olacak o suya sabuna dokunmadan mı? zincirlerinizin elverdiği ölçüde mi olacak bu. sürekli birilerini kızdırmayalım, aman onlar üstlerine alınmasın diyerek mi olacak bu iş?