resim
Hakan Şükür
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:52
Boy:1.91
Uyruk:Türkiye
  • 1898
    gol kralıdır, kraldır, profesyoneldir ancak benim kaptanım değildir; asla da olmadı.
    benim kaptanım, takımda oynadığı son sezon; etrafına gençleri alıp takım otobüsünün en arka koltuğuna yerleşerek yabancı oyuncuların aldığı parayı dedikodu malzemesi edemez.
    benim kaptanım, siyasi görüşünü veya inancını insanların gözüne soka soka; takım üzerinde dominasyon kurmaya çalışamaz.
    benim kaptanım, ramazan ayında oruç tutacağım diye tutturup 1 ay boyunca takıma hiç bir katkı vermeme lüksüne sahip değildir. (en az 4 maç ediyor)
    son olarak; benim kaptanım, takımdan ayrıldıktan sonra takımın ardından sallayamaz; ortalığı karıştıramaz.

    bu yüzden, ne hakan, ne bülent, ne arda turan benim için kaptan olmuştur.
    illa yerli örnek mi vermek lazım? al sana selçuk inan, kaptan gibi kaptan; veya üçlü çektirdiği için "amigo mu kaptan mı belli değil eheh" diyerek renk tanımaksızın her türlü arkadaş grubunda prim yaptığın sabri benim için kaptandır. gerisi fasa fiso.

    zamanın ötesine göndermekte özgürsünüz, tıpkı benim fikir belirtirken özgür olduğum gibi.

    edit: bir takım, belli başlı yanlış anlaşılmalar olmuş. katılanlar ya da katılmayanlar olmuş; her birine tek tek cevap verecek ne vaktim var, ne de mecalim. o yüzden; buradan devam edelim.
    mevzu bahis başlıkta geçen isimlerin başında hakan şükür geliyor ki o konuda çok ağır tepkiler almadığımı söyleyebilirim.
    ikinci konu; bülent korkmaz. o muhteşem zaferde kırık kolla oynayacak kadar adamdır belki, kabul; (hatta ve hatta kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bırakarak ayrılan hagi'den daha fazla emeği olduğu da kesin) ancak bülent korkmaz benim gördüğüm -belki de- görmek istediğim kadarıyla yine aynı meşrebin maşası olmuş, yabancılara mesafeli yaklaşmıştır. bu; tabii ki benim görüşümdür. çürütülebilir, aptalca bulunabilir veya siktir edilebilir en basit mantıkla. keşke; o büyük kaptan takımın başına geldiğinde yaptığı hareketlere veya kendini büyük görmesine; tanıklık etmeseydim.
    selçuk konusunda pek tepki aldığımı söyleyemem. sabri ile ilgili bir arkadaşımız dürttü; sabri'nin, zamanında "galatasaray benim için bitmiştir" dediğine dair bir uyarıda bulundu. "varsa öyle bir şey, hemen gösterin!" demiyorum tabii ki, lakin; kendi ellerimizle yücelttiğimiz ve yine kendi ellerimizle itin bi tarafına soktuğumuz -medyanın da etkisi büyük tabii ki- bir arda turan; sabri'den çok daha önce kaptanlık pazubandı alıyor ve "adam seçtiğini" bariz belli ediyorsa, hatta sarı kırmızı için en önemli sezonda, kaptan sıfatıyla gemisini terk ediyorsa; sabri'nin zamanında yaptığı bir hata da bu denli büyütülmemelidir arkadaşlar. yapmayın etmeyin; eboue afrika kupasına gittiğinde de bu adam elinden gelenin en iyisini verdi ve iyi hazırlandı; eboue sakatlandığında da aynı şekilde hep "vardı."
    diyeceklerim bu kadar kısacası. düzeltmeler ya da özel mesajlar üzerinden daha güzel bir ayarlama yapmaya çalışacağım yarın, ayık kafayla fakat dediğim gibi, bu benim kişisel fikrimdi.

    edit2: kuzenimden dayak yiye yiye, '96'da galatasaraylı yapıldım ben. hakan şükür'ün kulübe kattığı değere ya da kulübe yaşattığı başarıya karşı ağzımı açmadım farkındaysanız. bir anda cepheler çevrildi ve kartlar dağıtıldı. futbolu bıraktıktan sonra içine girdiği karakteri tartışmayacağım hakan şükür'ün; lakin sadece hatırlatmak istiyorum, o gol kralının son sezonundan sonra (2007-2008) tekrar şampiyon olana kadar (2011-2012) bir kez olsun aklından geçti mi? "o 2008 şampiyonluğu aslında bizi yaraladı..." dedin mi demedin mi? tek suçlu hakan şükür mü? tabii ki değil. bu işin ucunda adnan polat, adnan sezgin gibi iki teknik direktör öğütücü de var tabii ki ancak ben o sezon çıkanları unutamam arkadaşım. bunu bekleme benden.
App Store'dan indirin Google Play'den alın