2
o haftaya fenerbahçe'nin 3 puan onunde giriyorduk ve ligin bitmesine 6 hafta kala besiktas onunde galibiyetten baska bir sonucu dusunmek dahi istemiyordum. maçin hakemi ahmet çakar'di. benim gozumde çakar net bir besiktasliydi o zamanlar. neden boyle dusunuyordum bilmiyorum ama ahmet çakar'da çok pis besiktasli tipi varmis gibi gelirdi bana. zaman icinde kendisinin besiktasli degil, sovmen oldugunu ogrenecektik. neyse, gelelim maç oncesine; 3 gun once oynanan maçta alpay özalan ayisi hakan sukur'un burnunu kirma senliklerine basladigi icin hakan bu maçta oynayamayacakti. hakansiz bir galatasaray'in isinin zor olacaginin farkindaydim. maça aslinda iyi basladik ve devreyi de onde kapattik. fakat ikinci yari isler istedigimiz gibi gitmemisti. hakan sukur olsaydi boyle olmazdi diye dusunmustum o zamanlar. hala da oyle dusunurum. hakan pres yapar rakibi illallah ettirirdi. hem besiktas maclarini da bos gecmezdi.
beraberlikle beraber ertesi gun fenerbahce'nin macini kazanip puan farkini 1'e indirecegini dusunup cok sinirlenmistim. fakat ertesi gun saffet sancakli'nin dosedigi gol ile kocaelispor fenerbahce'yi yenmis ve puan farki da ligin bitimine 5 maç kala 4'e yukselmisti.
bu arada besiktas ile o sezon iki kere daha oynadik. 7 hafta icinde 4 derbi maca cikmistik onlarla. ilk ikisi berabere bitmisti, sonraki ikisini kaybetmistik maalesef.
beraberlikle beraber ertesi gun fenerbahce'nin macini kazanip puan farkini 1'e indirecegini dusunup cok sinirlenmistim. fakat ertesi gun saffet sancakli'nin dosedigi gol ile kocaelispor fenerbahce'yi yenmis ve puan farki da ligin bitimine 5 maç kala 4'e yukselmisti.
bu arada besiktas ile o sezon iki kere daha oynadik. 7 hafta icinde 4 derbi maca cikmistik onlarla. ilk ikisi berabere bitmisti, sonraki ikisini kaybetmistik maalesef.