402
korktuğum, daha doğrusu hepimizin korktuğu sezon başından beri basit goller yeme ve yine savunmada yapılan basit hataların gerçekleşme ihtimali maalesef gerçekleştiği maçtır. schalke kolay, eleriz, geçeriz gibi söylemlerin de ne kadar boş ve schalke'nin de ne kadar önemli bir takım olduğunu da görmemizi sağladı bu maç. maça tam istediğimiz o tempo ve baskı ile başlayamasak da ilk 15 dk'da gol bulursak rahat geçiririz maçı derken, neredeyse bu sezon ilk defa bir takıma karşı bu kadar mahkum oynadık. her topu alan, rahatça pas yapan, bize de bırakın ileri de top tutmayı orta saha da dahi top yaptırmayan bir takım çıktı karşımıza. ama bu takım son 11 maçta 1 galibiyet almıştı değil mi? o kadar eksikleri vardı hani ? maalesef çözüm bulamadık.
sol açıktan devşirme riera'nın sol bek oynadığı yerde, asıl mevkisi forvet arkası olan sneijder'i de riera'nın önüne yerleştirmek tam bir faciaydı. üstelik o tarafta, farfan gibi bir bela varken. resmen ilk yarı sol tarafımız otobana döndü. hadi riera uzun zamandır oynuyor, bir şekilde o idare edilebilirdi ancak; akhisar maçında sol tarafta başlayan ve hiç bir varlık gösteremeyen, akhisar'ın sağ bekinin sürekli bindirmesine karşı bir şey yapamayan sneijder'i böylesine etkili bir takıma karşı yine sol tarafta başlatmak büyük bir hataydı. aslında o dakikalarda golü yeseydik, bu kadar üzülmezdim. çünkü hak ediyorduk gol yemeyi. ancak hem dany hem de melo'nun hata zincirleri maalesef devre arasına rakibi moralli olarak soyunma odasına yollamamıza neden oldu.
ikinci yarıya başlarken, ben hocanın melo'nun yerine amrabat'ı alıp sneijder'i ortaya kaydıracağını düşünürken; hoca takımın gole ihtiyacı en fazla olduğu anda bir pas ile gol attırabilecek adamını kenarı aldı. hem de bu değişiklik, galibiyet için değil, otobana dönen sol tarafı kontrol altına almak içindi. bu işe yaradı, schalke o boşlukları bulamadı ve ilk yarıda ki gibi etkinlik yaratamadı ama biz de pek varlık gösteremedik üstelik yine gollük pozisyonlar da verdik. golün etkisiyle, ikinci yarı daha etkili olur diye beklediğimiz burak neredeyse kayboldu. sabri bu seviyenin oyuncusu olmadığını gösterdi, mücadelesi isteği güzel ancak, bu seviye başka bir seviye. aslanım selçuk ne hamit'ten ne de melo'dan bir şey olmayacağını anladı ve tek başına mücadele etti orta sahada. ben bu kadar koştuğu, ikili mücadeleye girdiği bir başka maçı daha hatırlamıyorum selçuk'un. takımın en iyisiydi. drogba da neredeyse bütün pozisyonlarımızın içindeydi ve sakinliği ile çok şey kattı takıma.
toparlayacak olursak eğer, bence yenilgiden ucuz yırttık. evet zemin de kötüydü ancak, schalke'li oyuncuların bizden daha fazla ayakta durduklarını da unutmamak gerek ve daha iyi pas yaptıklarını da. ikinci maçta, hocanın oyuncu tercih ve yerleştirmelerinde yaptığı hataları tekrar yapmayacağını ve takımın mutlaka kazanmak zorunda olduğu final maçlarını iyi oynadığı gerçeğini de göz önüne alarak çeyrek final'e çıkabileceğimizi düşünüyorum. her şeyin hayırlısı olsun.
sol açıktan devşirme riera'nın sol bek oynadığı yerde, asıl mevkisi forvet arkası olan sneijder'i de riera'nın önüne yerleştirmek tam bir faciaydı. üstelik o tarafta, farfan gibi bir bela varken. resmen ilk yarı sol tarafımız otobana döndü. hadi riera uzun zamandır oynuyor, bir şekilde o idare edilebilirdi ancak; akhisar maçında sol tarafta başlayan ve hiç bir varlık gösteremeyen, akhisar'ın sağ bekinin sürekli bindirmesine karşı bir şey yapamayan sneijder'i böylesine etkili bir takıma karşı yine sol tarafta başlatmak büyük bir hataydı. aslında o dakikalarda golü yeseydik, bu kadar üzülmezdim. çünkü hak ediyorduk gol yemeyi. ancak hem dany hem de melo'nun hata zincirleri maalesef devre arasına rakibi moralli olarak soyunma odasına yollamamıza neden oldu.
ikinci yarıya başlarken, ben hocanın melo'nun yerine amrabat'ı alıp sneijder'i ortaya kaydıracağını düşünürken; hoca takımın gole ihtiyacı en fazla olduğu anda bir pas ile gol attırabilecek adamını kenarı aldı. hem de bu değişiklik, galibiyet için değil, otobana dönen sol tarafı kontrol altına almak içindi. bu işe yaradı, schalke o boşlukları bulamadı ve ilk yarıda ki gibi etkinlik yaratamadı ama biz de pek varlık gösteremedik üstelik yine gollük pozisyonlar da verdik. golün etkisiyle, ikinci yarı daha etkili olur diye beklediğimiz burak neredeyse kayboldu. sabri bu seviyenin oyuncusu olmadığını gösterdi, mücadelesi isteği güzel ancak, bu seviye başka bir seviye. aslanım selçuk ne hamit'ten ne de melo'dan bir şey olmayacağını anladı ve tek başına mücadele etti orta sahada. ben bu kadar koştuğu, ikili mücadeleye girdiği bir başka maçı daha hatırlamıyorum selçuk'un. takımın en iyisiydi. drogba da neredeyse bütün pozisyonlarımızın içindeydi ve sakinliği ile çok şey kattı takıma.
toparlayacak olursak eğer, bence yenilgiden ucuz yırttık. evet zemin de kötüydü ancak, schalke'li oyuncuların bizden daha fazla ayakta durduklarını da unutmamak gerek ve daha iyi pas yaptıklarını da. ikinci maçta, hocanın oyuncu tercih ve yerleştirmelerinde yaptığı hataları tekrar yapmayacağını ve takımın mutlaka kazanmak zorunda olduğu final maçlarını iyi oynadığı gerçeğini de göz önüne alarak çeyrek final'e çıkabileceğimizi düşünüyorum. her şeyin hayırlısı olsun.