4373
felipe melo'ya kadar çok naif ve kırılgan bir orta sahamız vardı. rakibin karşısında ne futbol yönünden ne de psikolojik olarak herhangi bir üstünlük sağlayamıyorduk. bu adam ile birlikte önce bu özelliğimizi kazandık. adam atlıyor; zıplıyor; kart görüyor. galatasaray bu sayede iki yıldır topla daha fazla oynayan, rakibi daha fazla ısıran ve en az pozisyon veren takım. oynadığı oyunun yanında en önemli özelliklerinden biri takımı sahiplenmesi. o çok rahat oynadığımız kadıköy'deki son iki maça bakıp bunu çok rahat anlayabilirsiniz. o iki maçta da yaptığı çok iyi bir şey vardı gözden kaçan. bu adam taraftarın ve rakip oyuncuların bütün tepkisini üzerine çekip, diğer arkadaşlarının rahat rahat oynayabilmesini sağladı. o "sakin değil", "sinirlerine hakim olamıyor" dediğiniz adamı 2011-2012 sezonunun son maçında yaptıklarını açıp detaylı izleyebilirsiniz.
http://24.media.tumblr.com/...1r6yazto1_r1_500.jpg
o maçta sakin kalamayan, sinirlerine hakim olamayan ujfa reis'di mesela. ama şampiyonluk geldiği içim tamamen unutuldu. birilerini göklere çıkarırken birilerini itin götüne sokmanın alemi yok. bu adam benim oyuncum, benim sahadaki duruşum, benim takımı sahiplenmem. şimdi yapmadığı bir şey üzerinden adamı itin götüne sokuyoruz resmen. ama doğru ya melo mimli, yapmıştır illa ki bir şey. kusura bakmayın ama ben sahada verilen her karara eyvallah diyen oyuncudan ziyade önce kendisinin, sonra arkadaşlarının, sonra da formasının hakkını arayan oyuncular görmek isterim.
gelelim imparatorumuz'u itme olayına. orda melo ittiği kişinin kim olduğunun farkında bile değil. olay anında o sinir ve agresiflikle arkasında onu tutan ve çeken birisine bakıp da öyle hareket etmesini bekleyemezsiniz. anlık bir harekettir o, çünkü odak noktanız sizi tutan kişi değil diğer taraftır. bu tarz bir olayı yaşamışsanız çok iyi anlarsınız bu dediğimi.
bu adam iki sezondur tertemiz topunu oynuyor. galatasarayımız tertemiz mücadele edip, khalkedon'da kupa alıyor. bizi pisliğin içine çekmeye, iç huzurumuzu bozmaya çalışan insanlar melo'yu araç edinmiş durumdalar. bakın bu adam bugün yaptıklarından daha çok geçmişi ile yargılanıyor ülkemizde. melo şöyleydi, yok böyleydi diye diye göndermemiz için her şeyi yapıyorlar. bizim dünyanın en dürüst taraftarlarımız da olmayan şey üzerinden giydirmeye başlıyorlar önce melo'ya, sonra göndermiyorlar diye yönetime. bizim ülkemizde meyve veren ağacı taşlarlar. bu adam bir çok dengeyi değiştirdi gelişiyle. herkes farkında bazı şeylerin. bu yüzden de tekele çomak sokmak istiyorlar. biz birbirimize sahip çıkıp, dik duracağımıza milletin yazdıkları ile gaza gelip adam asmaca oynuyoruz.
şimdi bir de tanım yapmam gerekiyor. ama bu adam için yapılmış en iyi tanımı ekşi sözlükten "merhaba dunyali biz dostuz" yapmış. onun üzerine yapacak bir tanımım yok.
--- alıntı ---
irkcilik yapmadigi, hakeme gidip yalan yanlis bilgilerle oyuncu attirmadigi, sahadaki oyunculara "pis zenci" demedigi, seyirciye, basina ana avrat kufretmedigi, penalti kurtardigi, sikecilere sikiyle gol attigi icin sevilmeyen futbolcu.
--- alıntı ---
yapmayın, oyuna gelmeyin. birilerinin maşası, birilerinin ağzından çıkan söz olmayın.
(bkz: köpekler istedi diye atlar ölmez)
http://24.media.tumblr.com/...1r6yazto1_r1_500.jpg
o maçta sakin kalamayan, sinirlerine hakim olamayan ujfa reis'di mesela. ama şampiyonluk geldiği içim tamamen unutuldu. birilerini göklere çıkarırken birilerini itin götüne sokmanın alemi yok. bu adam benim oyuncum, benim sahadaki duruşum, benim takımı sahiplenmem. şimdi yapmadığı bir şey üzerinden adamı itin götüne sokuyoruz resmen. ama doğru ya melo mimli, yapmıştır illa ki bir şey. kusura bakmayın ama ben sahada verilen her karara eyvallah diyen oyuncudan ziyade önce kendisinin, sonra arkadaşlarının, sonra da formasının hakkını arayan oyuncular görmek isterim.
gelelim imparatorumuz'u itme olayına. orda melo ittiği kişinin kim olduğunun farkında bile değil. olay anında o sinir ve agresiflikle arkasında onu tutan ve çeken birisine bakıp da öyle hareket etmesini bekleyemezsiniz. anlık bir harekettir o, çünkü odak noktanız sizi tutan kişi değil diğer taraftır. bu tarz bir olayı yaşamışsanız çok iyi anlarsınız bu dediğimi.
bu adam iki sezondur tertemiz topunu oynuyor. galatasarayımız tertemiz mücadele edip, khalkedon'da kupa alıyor. bizi pisliğin içine çekmeye, iç huzurumuzu bozmaya çalışan insanlar melo'yu araç edinmiş durumdalar. bakın bu adam bugün yaptıklarından daha çok geçmişi ile yargılanıyor ülkemizde. melo şöyleydi, yok böyleydi diye diye göndermemiz için her şeyi yapıyorlar. bizim dünyanın en dürüst taraftarlarımız da olmayan şey üzerinden giydirmeye başlıyorlar önce melo'ya, sonra göndermiyorlar diye yönetime. bizim ülkemizde meyve veren ağacı taşlarlar. bu adam bir çok dengeyi değiştirdi gelişiyle. herkes farkında bazı şeylerin. bu yüzden de tekele çomak sokmak istiyorlar. biz birbirimize sahip çıkıp, dik duracağımıza milletin yazdıkları ile gaza gelip adam asmaca oynuyoruz.
şimdi bir de tanım yapmam gerekiyor. ama bu adam için yapılmış en iyi tanımı ekşi sözlükten "merhaba dunyali biz dostuz" yapmış. onun üzerine yapacak bir tanımım yok.
--- alıntı ---
irkcilik yapmadigi, hakeme gidip yalan yanlis bilgilerle oyuncu attirmadigi, sahadaki oyunculara "pis zenci" demedigi, seyirciye, basina ana avrat kufretmedigi, penalti kurtardigi, sikecilere sikiyle gol attigi icin sevilmeyen futbolcu.
--- alıntı ---
yapmayın, oyuna gelmeyin. birilerinin maşası, birilerinin ağzından çıkan söz olmayın.
(bkz: köpekler istedi diye atlar ölmez)
