11
vukovar, balkanlarda savaşın ateşlendiği yer olarak tanındı yıllarca. bir de sinisa mihajlovic’in doğum yeri olarak. sinisa her futbolcu gibi benzer çocukluk yılları yaşayıp, 18 yaşında vojvodina takımında profosyonel hayata atıldı. burada gösterdiği performans ile o yılların efsane takımı kızılyıldız’ın dikkatini hemen çekti ve oraya geçti. kızılyıldız ile avrupa’nın zirvesine çıktı. hiçbiri tesadüf değildi.
savaş doğduğu yeri alıp götürdüğünde 22 yaşındaydı. ülke çok tehlikeli bir hal almaya başlamıştı zira kuzeni hırvatlar tarafından vurulmuştu. çabuk karar vermesi gerekiyordu. ailesini savaşın içinden çıkarmak zorundaydı. ilk teklifin geldiği yer italya oldu. teklif başkentin sarı-kırmızısı’ndan dı. kariyerinin en kötü iki sezonunu orada geçirmiş olsa da, savaştan ve gürültüden uzaklaşmak rahatlatmıştı onu. ama içi hep kan ağladı. elinde olsa ülkesinden ayrılmak bile istemezdi. ancak hayatında ki en büyük değer olan ”aile” kavramı sürükledi onu italya’ya.
sinisa’nın yolu roma’ya düştüğünde sene 1992′ydi. vatandaşı boskov onu büyük umutlarla takıma getirmiş ve hep forma şansı tanımıştı. ama sinisa savaşın verdiği bunalımla bir türlü form grafiğini yükseltemedi. daha da kötüsü ülkesi günden güne yok oluyordu. akrabalarından az haber alabiliyordu. ikinci sezon yeni teknik direktör mazoone daha ilk günden yedek bıraktı sinisa’yı.
1994 yılı gitme vakti oldu sinisa için. yeni durak kuzey italya idi. sampdoria antrenörü eriksson onun yeteneklerinin farkındaydı. sinisa’yı geri kazanması çok uzun sürmedi.
mihajlovic’in annesi hırvat, babası ise bir sırp’tı. iki milli takımda oynama şansı doğmuştu onun için. ama o kendisini sırp hissediyordu ve sırbistan formasını tercih etti.
mancini onun sampdoria’daki en iyi arkadaşıydı. dizilişte defansın solunda oynuyor ama bununla sınırlı kalmıyordu. hemen önünde oynayan mancini le harika bir ikili olmuşlardı. sinisa bazen oyun kuruyor, frikikler kullanıyordu. sampdoria yıllarında frikiklerde ki becerisi iyice dillere düşümüştü.
1996 yılında güzeller güzeli bir kadınla evlendi. arianna en büyük hayali ülkesinde evlenebilmekti ama ortam buna izin vermedi.
sinisa ilk tecrübesinden sonraki harika performansıyla başta ispanyol devleri olmak üzere bir çok kulübün transfer listesine girmişti. ama eriksson ve mancini etkenleri, serie a aşkı, ve lazio’nun ”curva nord” tribünü lazio’ya gitmesine neden oldu.
lazio tribünleri ile arasında ki bağ, çok sağlamdı. henüz sampdoria forması giyerken çıktığı bir lazio maçında, ”sırpları seviyoruz” yazılı bir pankart açılması tribünlere çağrılıp dakikalarca alkışlanması onu çok duygulandırmıştı.
ilk yılında kupa galipler kupasını kazandı. ayrıca ”yılın yugoslav futbolcusu” ödülüne layık görüldü. lazio onun sol ayağı sayesinde herhangi bir kilidi açmak için zorlanmıyordu. bir sonra ki yıl serie a’da şampiyonluğa da ulaştışar nitekim.
bir şampiyonlar ligi maçında mutu’ya attığı tekme 8 maçla cezalandırıldı.
başkentin derbileri hep özel oldu onun için. 2000 yılında ki olaylı roma-lazio maçında sahadaydı sinisa. maçta başlayan olaylar büyümüş ve maç tatil edilmişti. roma kaptanı totti ve lazio kaptanı sinisa birlikte karakola gidip ifade verdiler maçtan sonra. iki kaptan arasında kavga bekleyenler totti’nin ”o benim ustamdır” sözleriyle hayal kırıklığına uğradılar.
karısı 4.çocuklarına hamileyken hayalini kurduğu evlilik törenini ortadoks geleneklerine uygun olarak belgrad’da gerçekleştirdi. ayrıca ailelerini savaşta kaybeden 160 çocuğun masraflarını üzerine aldı.
italya’ya döndüğünde arkadaşı mancini iner’in başındaydı. 1 yıllık sözleşme ile inter’de oynadı ve 27. frikik golünü ağlara gönderdi.
tam 15 yıl serie a’da oynadı. elde edilebilecek başarıların çoğunu elde etti hayatı boyunca.
2006 yılında manici’nin yanında antrenör olarak çalışmaya başladı sinisa. genç oyunculara frikik dersleri vermeye başladı. televizyonda inter maçlarını seyrederken bir frikik olduğunda kameralar hemen ona dönüyordu.
ilk teknik direktörlük kariyerini bologna’da yaşadı. ve hala devam ediyor.
son olarak onun nasıl bir futbolcu olduğunu anlatacal en iyi merci italyan kalecilerin katıldığı bir anket olacaktır. italya’da kaleciler arasında yapılan bir ankette, ”frikik ve penaltılarda karşınızda kimi görmekten çekinirsiniz?” sorusuna aynı cevabı verdiler. ” sinisa mihajlovic ! ”
http://www.futbolsever.com/...3-sinisa-mihajlovic/
savaş doğduğu yeri alıp götürdüğünde 22 yaşındaydı. ülke çok tehlikeli bir hal almaya başlamıştı zira kuzeni hırvatlar tarafından vurulmuştu. çabuk karar vermesi gerekiyordu. ailesini savaşın içinden çıkarmak zorundaydı. ilk teklifin geldiği yer italya oldu. teklif başkentin sarı-kırmızısı’ndan dı. kariyerinin en kötü iki sezonunu orada geçirmiş olsa da, savaştan ve gürültüden uzaklaşmak rahatlatmıştı onu. ama içi hep kan ağladı. elinde olsa ülkesinden ayrılmak bile istemezdi. ancak hayatında ki en büyük değer olan ”aile” kavramı sürükledi onu italya’ya.
sinisa’nın yolu roma’ya düştüğünde sene 1992′ydi. vatandaşı boskov onu büyük umutlarla takıma getirmiş ve hep forma şansı tanımıştı. ama sinisa savaşın verdiği bunalımla bir türlü form grafiğini yükseltemedi. daha da kötüsü ülkesi günden güne yok oluyordu. akrabalarından az haber alabiliyordu. ikinci sezon yeni teknik direktör mazoone daha ilk günden yedek bıraktı sinisa’yı.
1994 yılı gitme vakti oldu sinisa için. yeni durak kuzey italya idi. sampdoria antrenörü eriksson onun yeteneklerinin farkındaydı. sinisa’yı geri kazanması çok uzun sürmedi.
mihajlovic’in annesi hırvat, babası ise bir sırp’tı. iki milli takımda oynama şansı doğmuştu onun için. ama o kendisini sırp hissediyordu ve sırbistan formasını tercih etti.
mancini onun sampdoria’daki en iyi arkadaşıydı. dizilişte defansın solunda oynuyor ama bununla sınırlı kalmıyordu. hemen önünde oynayan mancini le harika bir ikili olmuşlardı. sinisa bazen oyun kuruyor, frikikler kullanıyordu. sampdoria yıllarında frikiklerde ki becerisi iyice dillere düşümüştü.
1996 yılında güzeller güzeli bir kadınla evlendi. arianna en büyük hayali ülkesinde evlenebilmekti ama ortam buna izin vermedi.
sinisa ilk tecrübesinden sonraki harika performansıyla başta ispanyol devleri olmak üzere bir çok kulübün transfer listesine girmişti. ama eriksson ve mancini etkenleri, serie a aşkı, ve lazio’nun ”curva nord” tribünü lazio’ya gitmesine neden oldu.
lazio tribünleri ile arasında ki bağ, çok sağlamdı. henüz sampdoria forması giyerken çıktığı bir lazio maçında, ”sırpları seviyoruz” yazılı bir pankart açılması tribünlere çağrılıp dakikalarca alkışlanması onu çok duygulandırmıştı.
ilk yılında kupa galipler kupasını kazandı. ayrıca ”yılın yugoslav futbolcusu” ödülüne layık görüldü. lazio onun sol ayağı sayesinde herhangi bir kilidi açmak için zorlanmıyordu. bir sonra ki yıl serie a’da şampiyonluğa da ulaştışar nitekim.
bir şampiyonlar ligi maçında mutu’ya attığı tekme 8 maçla cezalandırıldı.
başkentin derbileri hep özel oldu onun için. 2000 yılında ki olaylı roma-lazio maçında sahadaydı sinisa. maçta başlayan olaylar büyümüş ve maç tatil edilmişti. roma kaptanı totti ve lazio kaptanı sinisa birlikte karakola gidip ifade verdiler maçtan sonra. iki kaptan arasında kavga bekleyenler totti’nin ”o benim ustamdır” sözleriyle hayal kırıklığına uğradılar.
karısı 4.çocuklarına hamileyken hayalini kurduğu evlilik törenini ortadoks geleneklerine uygun olarak belgrad’da gerçekleştirdi. ayrıca ailelerini savaşta kaybeden 160 çocuğun masraflarını üzerine aldı.
italya’ya döndüğünde arkadaşı mancini iner’in başındaydı. 1 yıllık sözleşme ile inter’de oynadı ve 27. frikik golünü ağlara gönderdi.
tam 15 yıl serie a’da oynadı. elde edilebilecek başarıların çoğunu elde etti hayatı boyunca.
2006 yılında manici’nin yanında antrenör olarak çalışmaya başladı sinisa. genç oyunculara frikik dersleri vermeye başladı. televizyonda inter maçlarını seyrederken bir frikik olduğunda kameralar hemen ona dönüyordu.
ilk teknik direktörlük kariyerini bologna’da yaşadı. ve hala devam ediyor.
son olarak onun nasıl bir futbolcu olduğunu anlatacal en iyi merci italyan kalecilerin katıldığı bir anket olacaktır. italya’da kaleciler arasında yapılan bir ankette, ”frikik ve penaltılarda karşınızda kimi görmekten çekinirsiniz?” sorusuna aynı cevabı verdiler. ” sinisa mihajlovic ! ”
http://www.futbolsever.com/...3-sinisa-mihajlovic/