felipe melo

ortada bir gerçek var ki ne zaman heyecanı ve temposu yüksek bir maç oynansa ben felipe melodan oldukça ürküyorum. rakip takım taraftarların ürkmesi yerine ben ürküyorum, her an bir şeyler yapacak sarı kart veya kırmızı kart görecek diye tırsıyorum. geçen sene süper final maçıydı sanırım, veya kadıköyde ki diğer derbi maçı da olabilir tam hatırlamıyorum. maçın henüz başı dakika bir tak melo sarı kart görüyor ve daha sonra 90 dakika boyunca diken üzerinde top koşturuyor, gördüğü sarı kart pozisyon gereği olsa yine amenna. hadi oldu da önemli bir pozisyonda rakibi indirmek zorundasın ne yapacak sın ? bir selçuk, bir hamit veya bir semih bile beni zerre kadar endişelendirmiyor iken neden felipe melo konusunda bu kadar endişeliyim ? eminim benim gibi endişeli bir çok taraftar vardır. iyi futbolcu, agresif, hırslı vs. hepsine tamam ama biraz da kendini kontrol etmesi gerekiyor. her takım büyük küçük fark etmez, sahaya çıktığı zaman galip gelmek ister ve bazen galip gelme hırsı yüzünden saçma sapan hareketlerde bulunulabilir. bugün oğuzhan özyakup adlı futbolcuda bunu yapmıştır, önemli olan onun bunu yapması değil, felipe melo' nun onu kaale almasıdır. hassiktir oradan sen kimsin deyip gönder.

işin özü, ya kendisine çeki düzen verir yada gereken yapılır. iyidir hoştur geçtiğimiz sezon kadar olmasa da zaman zaman güzel futbol oynamaktadır, bu akşam oynanan 27 ocak 2013 galatasaray beşiktaş maçında atılana kadar çok da güzel bir performans sergilemiştir. ama bunun daha güzel olabilmesi için kesinlikle ve kesinlikle kendisini kontrol etmesi gerekmektedir. kontrolsüz güç güç değildir.