12009
-dört büyük takımda şampiyonlar ligi'nde oynadın; sadece galatasaray'da gol attın. hatta krallıkta iddialısın. bunu nasıl yorumluyorsun?
o zamanlar, yani diğer takımlardayken bu şekilde bir burak yılmaz yoktu. güvenilen, inanılan, kendini kabul ettirmiş bir burak değildi o... baktığınız zaman ben galatasaray'a iyi bir performans yakalamış, gol kralı olarak geldim. hiçbir zaman galatasaray'da oynadığım özgüvenle oynama şansı yakalamamıştım. bu zamanım galatasaray'a denk geldi. elbette farklı bir burak yılmaz görüntüsü ortaya çıktı. bunda fatih hocamız'ın katkıları da çok büyük. zaten beni daha 2.lig'de oynadığım günlerde a milli takım'a çağırıp oynatan da fatih hocam'dı...
-şampiyonlar ligi'nde gol krallığı iddiası, ronaldo ve messi ile yarışmak nasıl bir duygu?
neden olmasın ama benim hedefimde gol kralı olmak yok, takımımın başarılı olması var. takımım başarılı olursa, ben de gollerimle katkıda bulunabilirsem ne mutlu bana. ama bireysel olarak gol kralı olmak gibi bir hedefim yok. açıkçası, messi ve ronaldo dünyanın en iyi futbolcuları. onlarla yarışmak güzel ve onur verici ama onlarla da aşık atacak değilim. kendime güveniyorum, atabildiğim kadar gol atacağım ve iyi işler yapmaya devam edeceğim.
-şampiyonlar ligi'nde attığın goller içinde en beğendiğin hangisi?
son maçta braga'ya kafa ile attığım gol...
-yakın zamana kadar 'kafa golü yok' diye eleştiriliyordun. ama şampiyonlar ligi'nde 6 golünün dördü kafayla... nasıl oldu bu?
geçen sezon attığım 33 golden sadece biri kafaylaydı. benim kafa vuruşlarımda bir eksikliğim yoktu ama bu istatistik de ilginç. galatasaray'dan önceki oyun tarzımdan ve pozisyonlardan dolayı böyle olduğunu düşünüyorum. ama ben galatasaray'da kafa ile goller atabileceğimi de gösterdim. insanlar nedense beni bir türlü kabullenmiyor. kabullenmek istemedikleri için de 'yok, kafayla gol atamıyor. yok, ofsaytta kalıyor. yok, kendini yere atıyor. yok, hakemle devamlı konuşuyor' diye hep eleştiri yapıyorlar. yani sürekli bir şeyler çıkarıyorlar, ben de onların tam tersini yapıyorum yine de başka şeyler üretiyorlar. eleştiriler her zaman olacak ama biraz da destek olmak lazım. benim üzüldüğüm taraf bu. baktığınız zaman benim yakaladığım bireysel başarılar, birçok oyuncunun yapmak isteyip başaramadıkları şeyler. uefa'da en iyi oyuncu seçilmemi bile konuşmak istemiyorlar. çünkü ben olduğum için bunu bile kabullenemiyorlar. bunun nedenini bilmiyorum, belki galatasaray'a gelişim olabilir. düşünün büyük takımlarda oynayıp giden futbolcuların çoğu silinip giderken, ben çalıştım, direndim, devamlı üstüne koyarak ilerledim ve bir yerlere geldim. bir türlü insanlara bunu kabul ettiremedim. insanların çoğu sanki bunu hazmedemiyor. benim en çok üzüldüğüm konu bu. böyle başarıları yakalamak kolay değil. ben bitmemişim, yılmadan çalışıp buralara gelmişim. biraz da köstek değil destek olunup 'haydi yürü oğlum' demeleri lazım diye düşünüyorum.
-baban da bir teknik direktör... ondan özel taktik veya nasihatler alıyor musun?
taktik diyemem ama bana tavsiyelerde bulunuyor. taktik anlamında ise hiçbir zaman karışmadı, karışmaz da... zaten benim bir hocam var. ama özellikle benim sinirli yapımı bildiği için sahada sakin olmamı hep söyler. saha içinde yapamadıklarım olunca asabileşiyorum,. babam da bu konuda bana hep nasihat eder. bunları aşmam gerektiğini söyler.
-transferde ismin avrupa için geçiyor. ne düşünüyorsun?
trabzonspor'dayken transferde yüzde yüz konuşma hakkım vardı. çünkü sözleşmemde öyle bir madde vardı. ama galatasaray'da transferim hakkında konuşmam söz konusu bile değil. tüm yetki kulübüme ait. ben burada mutlu ve huzurluyum. gönlüm burada kalmaktan yana. galatasaray forması ile avrupa'da ve ligde başarılar yaşamak istiyorum. bu yüzden transferle ilgili hiçbir düşüncem yok.
-pres yapmayı sevmeyen bir futbolcu olarak gösteriliyorsun. ama galatasaray'da istesen de, istemesen de bu açıdan da katkı yapman gerekiyor. bu, bir sıkıntı yaratıyor mu?
bu sezon galatasaray'a geldiğim zaman hocamızın benden ilk isteği de bu olmuştu. hocam da oyunu çift taraflı oynamamı istedi. ben de değişmeye başladım. bu bende sıkıntı yaratmıyor, tam tersine zevk bile alıyorum. eski alışkanlıklarımı yavaş yavaş değiştiriyorum. bunu önce beynimde, sonra da fiziki olarak yapıyorum. elbette bunların hepsi bir anda olmuyor. dediğim gibi yavaş yavaş bunu da yapacağım. oynadığım son maçlardan birinde en çok mesafe kat eden futbolcu bile oldum. bu da benim ne kadar değiştiğimin bir göstergesidir.
-şampiyonlar ligi'nde rakip schalke... hedef büyüdü herhalde?
şampiyonlar ligi'nde bütün takımlar güçlü, zorlu olduğu için rakibimizin kim olduğu fark etmiyor. schalke de grubundan birinci çıkmış, çok ciddi bir rakip. o maça daha çok var ama biz turdan ümitliyiz. ilk hedefimiz gruptan çıkmaktı. bunu başardık. şimdi çeyrek finale yürümek istiyoruz. yavaş yavaş ilerleyeceğimizi düşünüyorum.
-schalke yetkilileri kuradan sonra en korktukları oyuncu olarak senin ismini verdi.
ne diyebilirim? kendilerine teşekkür ediyorum. inşallah onları mahcup etmem.
-avrupa'de en beğendiğin lig hangisi?
ingiltere ligi'ni çok beğeniyorum.
-şampiyonlar ligi'nde en iyi oyuncu seçilmenle ilgili ne düşünüyorsun?
çok büyük bir onur ve gurur. bunun için başta hocam fatih terim'e, yardımcı hocalarıma ve takım arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. bunda büyük katkıları var.
-biraz da özel hayatını anlatır mısın? ne yaparsın, ne yersin, ne içersin?
genelde evdeyim. evim tesislere 5 dakika. çoğunlukla annem de benimle kalır. trafik yüzünden dışarı çıkmayı sevmiyorum. arkadaşlarımla haftada 1-2 kere yemeğe giderim. yemek hiç ayırmam ama kiloma çok dikkat ederim. eskiden kitap okuma alışkanlığım vardı, bu i-pad'ler çıktıktan sonra kitap okumayı unuttuk. kamplarda, evde elimizde hep i-pad var, oyun oynuyoruz. kamplarda da böyle vakit geçiririz. sinemaya da giderim. en son 'evim sensin'e gittim; çok beğendim. tam bize hitap eden duygusal bir filmdi.
burak yılmaz
edit: istekler üzerine soruları yıldızdan çıkardım
o zamanlar, yani diğer takımlardayken bu şekilde bir burak yılmaz yoktu. güvenilen, inanılan, kendini kabul ettirmiş bir burak değildi o... baktığınız zaman ben galatasaray'a iyi bir performans yakalamış, gol kralı olarak geldim. hiçbir zaman galatasaray'da oynadığım özgüvenle oynama şansı yakalamamıştım. bu zamanım galatasaray'a denk geldi. elbette farklı bir burak yılmaz görüntüsü ortaya çıktı. bunda fatih hocamız'ın katkıları da çok büyük. zaten beni daha 2.lig'de oynadığım günlerde a milli takım'a çağırıp oynatan da fatih hocam'dı...
-şampiyonlar ligi'nde gol krallığı iddiası, ronaldo ve messi ile yarışmak nasıl bir duygu?
neden olmasın ama benim hedefimde gol kralı olmak yok, takımımın başarılı olması var. takımım başarılı olursa, ben de gollerimle katkıda bulunabilirsem ne mutlu bana. ama bireysel olarak gol kralı olmak gibi bir hedefim yok. açıkçası, messi ve ronaldo dünyanın en iyi futbolcuları. onlarla yarışmak güzel ve onur verici ama onlarla da aşık atacak değilim. kendime güveniyorum, atabildiğim kadar gol atacağım ve iyi işler yapmaya devam edeceğim.
-şampiyonlar ligi'nde attığın goller içinde en beğendiğin hangisi?
son maçta braga'ya kafa ile attığım gol...
-yakın zamana kadar 'kafa golü yok' diye eleştiriliyordun. ama şampiyonlar ligi'nde 6 golünün dördü kafayla... nasıl oldu bu?
geçen sezon attığım 33 golden sadece biri kafaylaydı. benim kafa vuruşlarımda bir eksikliğim yoktu ama bu istatistik de ilginç. galatasaray'dan önceki oyun tarzımdan ve pozisyonlardan dolayı böyle olduğunu düşünüyorum. ama ben galatasaray'da kafa ile goller atabileceğimi de gösterdim. insanlar nedense beni bir türlü kabullenmiyor. kabullenmek istemedikleri için de 'yok, kafayla gol atamıyor. yok, ofsaytta kalıyor. yok, kendini yere atıyor. yok, hakemle devamlı konuşuyor' diye hep eleştiri yapıyorlar. yani sürekli bir şeyler çıkarıyorlar, ben de onların tam tersini yapıyorum yine de başka şeyler üretiyorlar. eleştiriler her zaman olacak ama biraz da destek olmak lazım. benim üzüldüğüm taraf bu. baktığınız zaman benim yakaladığım bireysel başarılar, birçok oyuncunun yapmak isteyip başaramadıkları şeyler. uefa'da en iyi oyuncu seçilmemi bile konuşmak istemiyorlar. çünkü ben olduğum için bunu bile kabullenemiyorlar. bunun nedenini bilmiyorum, belki galatasaray'a gelişim olabilir. düşünün büyük takımlarda oynayıp giden futbolcuların çoğu silinip giderken, ben çalıştım, direndim, devamlı üstüne koyarak ilerledim ve bir yerlere geldim. bir türlü insanlara bunu kabul ettiremedim. insanların çoğu sanki bunu hazmedemiyor. benim en çok üzüldüğüm konu bu. böyle başarıları yakalamak kolay değil. ben bitmemişim, yılmadan çalışıp buralara gelmişim. biraz da köstek değil destek olunup 'haydi yürü oğlum' demeleri lazım diye düşünüyorum.
-baban da bir teknik direktör... ondan özel taktik veya nasihatler alıyor musun?
taktik diyemem ama bana tavsiyelerde bulunuyor. taktik anlamında ise hiçbir zaman karışmadı, karışmaz da... zaten benim bir hocam var. ama özellikle benim sinirli yapımı bildiği için sahada sakin olmamı hep söyler. saha içinde yapamadıklarım olunca asabileşiyorum,. babam da bu konuda bana hep nasihat eder. bunları aşmam gerektiğini söyler.
-transferde ismin avrupa için geçiyor. ne düşünüyorsun?
trabzonspor'dayken transferde yüzde yüz konuşma hakkım vardı. çünkü sözleşmemde öyle bir madde vardı. ama galatasaray'da transferim hakkında konuşmam söz konusu bile değil. tüm yetki kulübüme ait. ben burada mutlu ve huzurluyum. gönlüm burada kalmaktan yana. galatasaray forması ile avrupa'da ve ligde başarılar yaşamak istiyorum. bu yüzden transferle ilgili hiçbir düşüncem yok.
-pres yapmayı sevmeyen bir futbolcu olarak gösteriliyorsun. ama galatasaray'da istesen de, istemesen de bu açıdan da katkı yapman gerekiyor. bu, bir sıkıntı yaratıyor mu?
bu sezon galatasaray'a geldiğim zaman hocamızın benden ilk isteği de bu olmuştu. hocam da oyunu çift taraflı oynamamı istedi. ben de değişmeye başladım. bu bende sıkıntı yaratmıyor, tam tersine zevk bile alıyorum. eski alışkanlıklarımı yavaş yavaş değiştiriyorum. bunu önce beynimde, sonra da fiziki olarak yapıyorum. elbette bunların hepsi bir anda olmuyor. dediğim gibi yavaş yavaş bunu da yapacağım. oynadığım son maçlardan birinde en çok mesafe kat eden futbolcu bile oldum. bu da benim ne kadar değiştiğimin bir göstergesidir.
-şampiyonlar ligi'nde rakip schalke... hedef büyüdü herhalde?
şampiyonlar ligi'nde bütün takımlar güçlü, zorlu olduğu için rakibimizin kim olduğu fark etmiyor. schalke de grubundan birinci çıkmış, çok ciddi bir rakip. o maça daha çok var ama biz turdan ümitliyiz. ilk hedefimiz gruptan çıkmaktı. bunu başardık. şimdi çeyrek finale yürümek istiyoruz. yavaş yavaş ilerleyeceğimizi düşünüyorum.
-schalke yetkilileri kuradan sonra en korktukları oyuncu olarak senin ismini verdi.
ne diyebilirim? kendilerine teşekkür ediyorum. inşallah onları mahcup etmem.
-avrupa'de en beğendiğin lig hangisi?
ingiltere ligi'ni çok beğeniyorum.
-şampiyonlar ligi'nde en iyi oyuncu seçilmenle ilgili ne düşünüyorsun?
çok büyük bir onur ve gurur. bunun için başta hocam fatih terim'e, yardımcı hocalarıma ve takım arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. bunda büyük katkıları var.
-biraz da özel hayatını anlatır mısın? ne yaparsın, ne yersin, ne içersin?
genelde evdeyim. evim tesislere 5 dakika. çoğunlukla annem de benimle kalır. trafik yüzünden dışarı çıkmayı sevmiyorum. arkadaşlarımla haftada 1-2 kere yemeğe giderim. yemek hiç ayırmam ama kiloma çok dikkat ederim. eskiden kitap okuma alışkanlığım vardı, bu i-pad'ler çıktıktan sonra kitap okumayı unuttuk. kamplarda, evde elimizde hep i-pad var, oyun oynuyoruz. kamplarda da böyle vakit geçiririz. sinemaya da giderim. en son 'evim sensin'e gittim; çok beğendim. tam bize hitap eden duygusal bir filmdi.
burak yılmaz
edit: istekler üzerine soruları yıldızdan çıkardım