1566
http://www.as.com/...1120dasdasftb_21/Ves
riera'nın dünkü güzel oyunu ve galibiyetimizin şerefine as gazetesinin "riera'nın galatasaray macerası" videosunun çevirisini yaptım elimden geldiğince, buyrun...*
albert riera el matador
- türkiyenin neresine giderseniz gidin, fark ediyorsunuz ki galatasaray tarihi bir takım ve çok büyük bir ekip. mesela bir havaalanına gittiğimizde beş bin, yedi bin taraftar havaalanında bizi bekliyor. burada sürekli kazanmak zorundasınız.
- daha önce ispanya milli takımında kendisine karşı oynadığım için fatih terim'i de biraz tanıyordum. kendisi sadece burada galatasaray'da ya da türkiye'de değil, her yerde saygı görüyor ve geçmişi kariyerli olan bir isim. galatasarayda kendisi sadece bir teknik direktör değil bir menajer gibi. tesislerdeki her şeyi, tesislerin planı, mutfak, odalarımız, her şeyi kontrol ediyor.
- mutfağımızda kahvaltıları her zaman birlikte yapıyoruz, gün arasında birlikte yemek yediğimiz oluyor ama gün arasında her zaman zorunlu değil. maçlardan önce her zaman burada birlikte oturuyoruz ve daha iyi konsantre oluyoruz. futbolcular ve teknik ekip olarak(fizyoterapist, kondisyoner, masör) ayrı masalarda oturuyoruz. ve yemek yediğimiz bu salonun sonunda sahanın çok iyi görüldüğü bir de penceremiz var, ailemiz ya da arkadaşlarımız geldiğinde bizi izlemeleri için.
- türkler gerçekten çok çok acı turşular yiyorlar, yoğurt da yiyorlar(ispanyada pek yenmiyor) bazen yemeklerde yoğurt oluyor bazen yemeğin yanında sade yiyorlar.
- maçlarda kadromuzda 8 yabancı bulunabiliyor, ama bir maçta sadece 6 yabancı oynayabiliyor. yabancı oyuncularımız gerçekten çok kariyerli ve iyi oyuncular. neredeyse hepsi milli takımlarında oynuyorlar.
- şu an bulunduğumuz yer iki katlı ve her odada futbolcuların numaraları yazıyor. işte benim odam, 11 numaralı oda, çalıştıktan sonra yemek yiyoruz ve buraya geliyorum, dinleniyorum. ingiliz stilinde odalarımız var.
- burada hedefiniz her zaman kazanmaktır. insanlar çok sıcaklar ama çok da sabırsızlar. işler yolunda gittiği zaman skor da ona eşlik ediyor. ama bazen bu biraz zor oluyor, doğrusu burada biraz fanatizm de var.
- son haftalarda biraz kötüydük ligde, şanssızdık. ama lideriz, lider olarak devam edeceğiz. ve sonunda kazanacağız.
- büyük ve kupalar kazanan bir takımımız var ve her hafta maçlara kazanmak için çıkıyoruz.
(abdurrahim albayrak lokum verdikten sonra) - bu vitamin bu :d
- şimdi giyinme odasına geçelim
- burada herkesin gardorbu var ve herkesin dolabına fotoğraflar yapıştırmışlar, benim dolabıma da bunu yapıştırmışlar. burası duşlar, burası masaj odası ve burası da (vücut) çalışma salonu.
- biraz da milli takımdan konuşacak olursak, benim için hepsi çok güzel ve olumlu hatıralardı. sanırım en önemlilerinden biri de burada, galatasarayın stadında oynadığımız ve gol attığım dünya kupası avrupa elemeleri maçıydı. ali sami yen'de 2-1 kazanmıştık.
(muslerayla şakalaşması) - bu saati ben alıyorum eve götürücem, sonra değiştiririz. kapalıçarşıdan almış bunu :d
mert çetin: şimdi biraz da futboldan konuşalım, cluj maçında sol bek oynadın, iyi de oynadın ve bu bir gelenek haline geldi.
- benimle konuştular ve benim sol bekte oynamamın daha iyi olacağını söylediler ve bunu bazı maçlarda denedik ve gerçekten çok memnun kaldık. doğruyu söylemek gerekirse daha iyiye gidiyordum ve kendimi iyi hissediyorum. ben hangi pozisyonda olursa olsun takıma yardım etmek istiyorum... (adamsın riera)
- burada yabancılar için birinci problem, çok az insan ingilizce biliyor olması. mesela saçlarımızı kestirmek için buraya bir berber ve tercüman ile geliyoruz. burada ise maçlardan önce, rakibin maçlarını izliyoruz, masa tenisi, langırt oynuyoruz, taktik odası. burada çok zaman geçiriyoruz.
- bir de işte gördüğünüz gibi canımız eboue'miz var, o bizi çok eğlendiriyor.
- istanbulda çok çok inanılmaz fazla trafik var.
- ve arabada ayakkabılarımı çıkararak, milli takım hediyesi bu ev terliğini giyiyorum ve evime gidiyorum.
riera'nın dünkü güzel oyunu ve galibiyetimizin şerefine as gazetesinin "riera'nın galatasaray macerası" videosunun çevirisini yaptım elimden geldiğince, buyrun...*
albert riera el matador
- türkiyenin neresine giderseniz gidin, fark ediyorsunuz ki galatasaray tarihi bir takım ve çok büyük bir ekip. mesela bir havaalanına gittiğimizde beş bin, yedi bin taraftar havaalanında bizi bekliyor. burada sürekli kazanmak zorundasınız.
- daha önce ispanya milli takımında kendisine karşı oynadığım için fatih terim'i de biraz tanıyordum. kendisi sadece burada galatasaray'da ya da türkiye'de değil, her yerde saygı görüyor ve geçmişi kariyerli olan bir isim. galatasarayda kendisi sadece bir teknik direktör değil bir menajer gibi. tesislerdeki her şeyi, tesislerin planı, mutfak, odalarımız, her şeyi kontrol ediyor.
- mutfağımızda kahvaltıları her zaman birlikte yapıyoruz, gün arasında birlikte yemek yediğimiz oluyor ama gün arasında her zaman zorunlu değil. maçlardan önce her zaman burada birlikte oturuyoruz ve daha iyi konsantre oluyoruz. futbolcular ve teknik ekip olarak(fizyoterapist, kondisyoner, masör) ayrı masalarda oturuyoruz. ve yemek yediğimiz bu salonun sonunda sahanın çok iyi görüldüğü bir de penceremiz var, ailemiz ya da arkadaşlarımız geldiğinde bizi izlemeleri için.
- türkler gerçekten çok çok acı turşular yiyorlar, yoğurt da yiyorlar(ispanyada pek yenmiyor) bazen yemeklerde yoğurt oluyor bazen yemeğin yanında sade yiyorlar.
- maçlarda kadromuzda 8 yabancı bulunabiliyor, ama bir maçta sadece 6 yabancı oynayabiliyor. yabancı oyuncularımız gerçekten çok kariyerli ve iyi oyuncular. neredeyse hepsi milli takımlarında oynuyorlar.
- şu an bulunduğumuz yer iki katlı ve her odada futbolcuların numaraları yazıyor. işte benim odam, 11 numaralı oda, çalıştıktan sonra yemek yiyoruz ve buraya geliyorum, dinleniyorum. ingiliz stilinde odalarımız var.
- burada hedefiniz her zaman kazanmaktır. insanlar çok sıcaklar ama çok da sabırsızlar. işler yolunda gittiği zaman skor da ona eşlik ediyor. ama bazen bu biraz zor oluyor, doğrusu burada biraz fanatizm de var.
- son haftalarda biraz kötüydük ligde, şanssızdık. ama lideriz, lider olarak devam edeceğiz. ve sonunda kazanacağız.
- büyük ve kupalar kazanan bir takımımız var ve her hafta maçlara kazanmak için çıkıyoruz.
(abdurrahim albayrak lokum verdikten sonra) - bu vitamin bu :d
- şimdi giyinme odasına geçelim
- burada herkesin gardorbu var ve herkesin dolabına fotoğraflar yapıştırmışlar, benim dolabıma da bunu yapıştırmışlar. burası duşlar, burası masaj odası ve burası da (vücut) çalışma salonu.
- biraz da milli takımdan konuşacak olursak, benim için hepsi çok güzel ve olumlu hatıralardı. sanırım en önemlilerinden biri de burada, galatasarayın stadında oynadığımız ve gol attığım dünya kupası avrupa elemeleri maçıydı. ali sami yen'de 2-1 kazanmıştık.
(muslerayla şakalaşması) - bu saati ben alıyorum eve götürücem, sonra değiştiririz. kapalıçarşıdan almış bunu :d
mert çetin: şimdi biraz da futboldan konuşalım, cluj maçında sol bek oynadın, iyi de oynadın ve bu bir gelenek haline geldi.
- benimle konuştular ve benim sol bekte oynamamın daha iyi olacağını söylediler ve bunu bazı maçlarda denedik ve gerçekten çok memnun kaldık. doğruyu söylemek gerekirse daha iyiye gidiyordum ve kendimi iyi hissediyorum. ben hangi pozisyonda olursa olsun takıma yardım etmek istiyorum... (adamsın riera)
- burada yabancılar için birinci problem, çok az insan ingilizce biliyor olması. mesela saçlarımızı kestirmek için buraya bir berber ve tercüman ile geliyoruz. burada ise maçlardan önce, rakibin maçlarını izliyoruz, masa tenisi, langırt oynuyoruz, taktik odası. burada çok zaman geçiriyoruz.
- bir de işte gördüğünüz gibi canımız eboue'miz var, o bizi çok eğlendiriyor.
- istanbulda çok çok inanılmaz fazla trafik var.
- ve arabada ayakkabılarımı çıkararak, milli takım hediyesi bu ev terliğini giyiyorum ve evime gidiyorum.