tam manası ile
nokta transferdir.
bu düşüncemi de şu sebeplere dayandırabilirim:
eleştirildiği noktalara bakacak olursak;
yıllık ücreti ve
ispanyol oluşu geliyor. sanırım ispanyol olmasından ötürü ortaya çıkan hoşnutsuzluğun temeli de
daniel güiza ve
josico olsa gerek. guti, bana göre geride bıraktığımız sezonda beşiktaş'a elinden gelen katkıyı fazlasıyla vermiş bir oyuncu. kaldı ki guti, güiza ve josico, türkiye'ye transfer olana kadar daha önce ispanya'nın dışında futbol oynamamışlardı. bu açıdan oluşan riski ''ispanyol futbolcu'' kıstası ile sınırlandırmamak gerek. transferi ile ülkesi dışına ilk kez çıkacak olan her oyuncu bir risk arzeder. carrusca geliyor ilk olarak aklıma, o da ilk yurt dışı tecrübesini galatasaray ile yaşamıştı.
riera'nın kariyerine ve oynadığı futbola bakacak olursak bu riskin tamamen ortadan kalktığını görüyorum ben. 2008'deki liverpool kariyerinden önce ocak 2006'da 6 aylığına kiralık olarak
manchester city tecrübesi de var. yani ingiliz futbolunu bundan 5 sene önce yaşamış bir oyuncu. 2008'den beri de ispanya dışında sürdürüyor futbolculuk kariyerini. liverpool'da ortaya koyduğu performans son derece başarılıydı. fiziği, ikili mücadelelerdeki başarısı, ayaklarına hakimiyeti ile bana nedense bir ispanyol oyuncudan çok güney amerikalı oyuncu profilini anımsatıyor. ispanyol futbolunda mümkün olduğunca topu dolaştırmak, ayağa pas yapmak esas olan şey; bizim ligimizde ise 15-20 pastan fazlasını yapmak neredeyse hayal. anadolu takımları kapanıyor, kendileri oynamaktan çok rakibi oynatmamayı esas alıyor. bu durumlarda da bireysel yeteneği ile o kilidi açacak adamlara ihtiyacınız var. bir
hagi gibi, bir
alex gibi. fenerbahçe, oynadığı maçların %75'ini alex sayesinde kazanıyor.
*. 2 sezonluk bir
liverpool macerası var riera'nın kariyerinde, ingiliz futbolunda 2 sezon boyunca var olmayı ve kendisini göstermeyi başarmış bir oyuncu. bunun ardından 1 sezon da olsa ülkemiz futboluna fazlasıyla benzerlik gösteren yunanistan ligi'nde futbolunu sürdürmüşlüğü var. bu kanıtlar, riera'ya sırf ''ispanyol'' olduğu için önyargı ile yaklaşılmasını geçersiz kılıyor bana göre.
ikinci eleştiri noktasına gelecek olursak karşımıza yıllık ücreti çıkıyor. transfer yapılırken bana göre öncelikli maliyet unsuru bonservis bedelidir. bonservisi makul bir fiyatta ise yıllık ücretini pek dert etmeyebilirim, sonuçta bir anda kasadan çıkan bir para değil yıllık ücret. maç başı 7.500 euro'dan, bu sezon 30 maça çıkacağını varsayacak olursak maç başı ücret toplamı 225.000 euro yapıyor, yıllık 2.7 milyon'a ilave edersek 2.925 - yuvarla 3 milyon gibi bir tutar ödenecek. ligimizde maalesef yıllık ücretler aşırı derecede uçuk seviyelerde geziyor bana göre. aşağıdaki örnekleri bilginize sunmayı borç bilirim;
*(bkz:
mehmet topuz) : 2.7 milyon
(bkz:
emre belözoğlu) : 3.5 milyon
(bkz:
ricardo quaresma) : 3.75 milyon
(bkz:
mamadou niang) : 2.8 milyon
(bkz:
issiar dia) : 2.8 milyon
(bkz:
simao sabrosa) : 2.5 milyon
(bkz:
hugo almeida) : 3 milyon
(bkz:
nihat kahveci) : özel olarak yazmak istedim, beşiktaş'ta oynadığı dönemde hiçbir katkı yapmadan yıllık - yanlış hatırlamıyorsam - 3.5 milyon alıyordu.
yukardaki avrupa patentli yıldız isimleri ele alalım; hangisi avrupa'da bir takıma gitse burada aldıkları ücrete yakın bir tutar alabilir? fazlasını alması zaten mümkün değil. avrupa ile oyunculara ödenen yıllık ücret konusunda oldukça farklılık gösteriyoruz bu açıdan. yıllık ücret, ülkemizde, oyuncuyu ikna unsurlarından biri olarak görülüyor. bu açıdan da ödenen tutarlar 2-3 milyon arasında değişiyor. kaldı ki her ne kadar riera'dan daha büyük isimler olsa da
forlan'a ödenecek 3.5 - 4 milyon,
drogba'ya ödenecek yine aynı şekilde 3.5 - 4 milyon ve
podolski'ye ödenecek 3.5 milyon bana daha fazla batardı. kaldı ki riera, bu 3 futbolcudan da daha gerekli bir transferdi bana göre. dolayısı ile maç başı ücretleri ile birlikte riera'ya ödenecek olan 3 milyon euro'yu aşırı olmasından ziyade sınırda görüyorum. daha fazla bir miktar olsa idi eleştirebilirdim. paragrafın ilk cümlesindeki duruma ise fenerbahçe'de psg'ye transfer olan
diego lugano'yu örnek gösterebiliriz. psg'de, fenerbahçe'den aldığı paradan daha azını kabul ederek gitti. aynı şekilde
arda turan.
son olarak arda'nın yerine böyle bir oyuncu alınmasından ötürü memnuniyetsizlik oluştuğunu görüyorum. transfer kolay iş değil, birçoğumuz football manager oynuyoruz ve transferi kolay halledilebilen basit bir süreç olarak düşünüyoruz. düşünülen isimler masaya yatırılır, kulübü ve menejeri ile irtibata geçilir ve pazarlık başlar. maalesef ben işin bu kadar kolay olduğunu düşünmüyorum. arda'nın gidişinden sonra 2 haftalık bir süre vardı önümüzde. ben de isterim arda'nın gidişi sonrası yerini uzun vadede takımımıza katkı yapacak bir oyuncu ile dolduralım fakat bu süre zarfında, transfer sezonunun tamamlanmasına 2 hafta kala böyle bir oyuncu bulmak sizce de imkansıza yakın değil mi? porto,
falcao'yu 4 milyona alıp 40 milyona satarken, hulk'u aynı şekilde 5.5 milyona alıp olası bir transferinde en az 25-30 milyona satma ihtimali varken ve sattığı oyuncunun yerine 18 yaşındaki ''yeni messi''
juan manuel iturbe'yi transfer ederken ben de imrenerek izliyorum fakat böylesine bir yapılanmaya 2 hafta - 2 ay gibi bir sürede ulaşmamızın imkanı yok. kısa vadede sol kanat eksiğimizi giderecek bir oyuncu almamız gerekiyordu ve seçeneklerin en uygunu
albert riera olmuş ki transferi gerçekleşti.
10 aylık bir süredir
galatasaray sözlük bünyesindeyim ve yapılan hemen hemen her transferde 2 karşıt fikir oluşuyor; bazı sebepler gösterilerek gelmesin diyenler ve takıma katkı yapacağına inanan tarafta olanlar. riera'nın transferi tamamlanmış durumda ve şu an yapılacak her eleştiri, oluşturulacak her önyargılı fikir işe yaramayacaktır. böylesine olumsuz bir tavır takınmak yerine riera'ya hoşgeldin deyip destek olmak daha uygun bir hareket olsa gerek. ben, 2011 - 2012 sezonunda riera'nın, kazanacağımız başarılarda büyük pay sahibi olacağından en ufak bir kuşku duymuyorum. liverpool ve ispanya ile çıktığı maçlarda imrenerek izlediğim adam
galatasaray forması giyecek. kadromuzun bariz en büyük eksikliği olan
sol açık bölgesini fazlasıyla dolduracaktır.
riera'nın liverpool kariyerine ait sayısız video var fakat en yenisi hiç şüphesiz olympiakos ile geride bıraktığı 2010 - 2011 sezonuna ait olan görüntüler.
müziği de pek hoşmuş:
http://www.youtube.com/watch?v=UoFFD0HE08Q ne diyorduk, hoşgeldin albert !!!