13
öncelikle belirtmek isterim ki benim burada vakit geçirmek istememin tek sebebi galatasaray'ın her şeyiyle ilgili düşündüklerimi sadece galatasaray'lıların olduğuna inandığım! bir yerde paylaşmak ve onların paylaşımlarını farklı fikirler de edinmek için görmektir. e biz burada galatasaray'lıyla galatasaray'ı konuşmak için bulunuyorsak burda bir barış çağrısı gereksizdir çünkü galatasaray'lılar arasında bir sorun yoktur. sorun kişinin kendindedir.
her konuda olduğu gibi insanların sevdiği sevmediği umutla baktığı veya hiçbir şey beklemediği kişiler kurumlar vb şeyler olabilir ve galatasaray'ın içinde de bu hisleri yaratanlar var, mesela bir insanın fatih terim'i arda'yı, ünal aysal'ı, ergin ataman'ı veya voleybol takımını sevmesi veya sevmemesi gibi. biz kendi görüşümüze uymayana cephe almaya başlıyoruz ve bazılarımız belki bazen ben de, takıntılı davranıyoruz. mesela fatih terim'i kayıtsız şartsız seven ve kayıtsız şartsız nefret eden gruplar olduğunu ve yazdıklarının da bu doğrultuda olduğunu varsayalım ve birde sevmesini veya sevmemesini bir kenara bırakarak iyi yaptığı şeyleri veya kötü yaptığı şeyleri duygularına yenik düşmeden abartmadan yazan insanlara bakalım.
demeye çalıştığım şudur ki bahsettiğim aşırı gruplar tahammülsüzlük gösteriyorlar ama kabul etmeleri gerekirki başka insanların da fikirleri doğru olabilir. yani kişi önce kendi içindeki barışı sağlamalı ve kendi hislerine ters düşen bir konu olduğunda da*** saygı göstermeli ve karşısındakinin onun dostu olduğunu hatırlayarak seviyeli davranmalıdır.
daha sonra eleştiri ve küfür ederek söylenmek arasındaki farkı anlayarak galatasaray'la ilgili, insanların değer olarak gördüğü şeylerle ilgili konuşurken bazılarının üzüleceği ve anlayış göstermeyeceği usluplardan kaçınalım. mesela arda turan'ı seven bir insan bir arda eleştirisi okurken eleştiri sınırlarını aşmış bir yazıyı kafadan ofsayt olarak işaretler ve o yazıyı okumaya devam etse bile anlamak için değil bakalım allahın malı daha neler yazmış diye okur, buda kutuplaşmanın sebeplerinden biridir.
özetle başka görüşlere saygı, başka doğruların da olduğunu kabul etme, herşeyle ilgili ama özellikle insanların değer verdikleriyle ilgili usluba dikkat.
her konuda olduğu gibi insanların sevdiği sevmediği umutla baktığı veya hiçbir şey beklemediği kişiler kurumlar vb şeyler olabilir ve galatasaray'ın içinde de bu hisleri yaratanlar var, mesela bir insanın fatih terim'i arda'yı, ünal aysal'ı, ergin ataman'ı veya voleybol takımını sevmesi veya sevmemesi gibi. biz kendi görüşümüze uymayana cephe almaya başlıyoruz ve bazılarımız belki bazen ben de, takıntılı davranıyoruz. mesela fatih terim'i kayıtsız şartsız seven ve kayıtsız şartsız nefret eden gruplar olduğunu ve yazdıklarının da bu doğrultuda olduğunu varsayalım ve birde sevmesini veya sevmemesini bir kenara bırakarak iyi yaptığı şeyleri veya kötü yaptığı şeyleri duygularına yenik düşmeden abartmadan yazan insanlara bakalım.
demeye çalıştığım şudur ki bahsettiğim aşırı gruplar tahammülsüzlük gösteriyorlar ama kabul etmeleri gerekirki başka insanların da fikirleri doğru olabilir. yani kişi önce kendi içindeki barışı sağlamalı ve kendi hislerine ters düşen bir konu olduğunda da*** saygı göstermeli ve karşısındakinin onun dostu olduğunu hatırlayarak seviyeli davranmalıdır.
daha sonra eleştiri ve küfür ederek söylenmek arasındaki farkı anlayarak galatasaray'la ilgili, insanların değer olarak gördüğü şeylerle ilgili konuşurken bazılarının üzüleceği ve anlayış göstermeyeceği usluplardan kaçınalım. mesela arda turan'ı seven bir insan bir arda eleştirisi okurken eleştiri sınırlarını aşmış bir yazıyı kafadan ofsayt olarak işaretler ve o yazıyı okumaya devam etse bile anlamak için değil bakalım allahın malı daha neler yazmış diye okur, buda kutuplaşmanın sebeplerinden biridir.
özetle başka görüşlere saygı, başka doğruların da olduğunu kabul etme, herşeyle ilgili ama özellikle insanların değer verdikleriyle ilgili usluba dikkat.