13
alex fergusonun sorusuyla başlayalım. orası hala "hell" mi? eğer bu sorunun cevabına evet demek istiyorsak diğer maçlardan daha farklı olarak bu maça planlı ve programlı hazırlanmalıyız.
1. adım eskiyi hatırlatma: havaalanında ve kaldıkları otelde onları karşılamalı "wellcome to hell" pankartları gürültülü bir şekilde onlara gösterilmelidir.
2. adım asla yalnız bırakma: her nereye giderlerse gitsinler onları takip edip rahatsız edecek gruplar olmalı, uygar çerçeveler içinde sürekli "rahatsız" edilmeliler.
3. adım maç öncesi: prekazi diyor ki xamax maçı öncesi rakip oyuncular ısınmak için sahaya çıktıklarında taraftarı görünce ayakları titredi. işte onlar maçı o zaman kaybetmişlerdi. bizim yapmamız gereken yine ısınmak için sahaya çıktıklarında gerçekten "hell"de olduklarını hatırlatmak. maçtaki tribün performansımızdan bile daha önemli bir konu bu.
4. ve son adım maç esnası: o akşam maçtan sonra sesi kısılmamış bir tane bile adam kalmamalı. top rakipteyken tepkili ıslık top bizdeyken de nostaljik besteler söylenmeli. manchester ibnesi kolla kendini, sarı-kırmızı-şampiyon-cimbom gibi karşılıklı söylenecek tezahüratlar daha etkili olacaktır.
edit: yenilecek bir gol sonrası ise
kriz ortamlarından çıkışta bestenin önemi %10'sa, sahada çıkacak bir gerginliğin oranı %90'dır.
yani burada iş seyirciden daha çok sahada bir veya iki ismin gerekli veya gereksiz bir şekilde ortamı hafif germesiyle hakemle veya rakiple didişip bir nevi tribünleri ve ortamı ayağa kaldırmasıyla sağlanıyor. bunu hagi çok iyi yapardı. bir çok röportajında da söylemiştir bunu. baktı işler kötü gidiyor, ortamın tansiyonunu arttıracak hamlelerde bulunurdu.
bunu lucescu da yapmıştı reali 3-2 yendiğimiz maçın devre arasında. jardelle kavga etmiş bir nevi ona adrenalin depolamıştı.
eğer seyirci olarak yapılacak şeyi konuşursak, herkes ayakta beklemeli en ufak bir ters kararda sahaya inecekmişcesine tansiyon arttırılıp ortamın gerilimiyle oynanmalı. bir nevi unitedlı oyuncuların geri vites yapmaları sağlanmalı. besteden ziyade herkesin ayakta tansiyonu arttıracak bir şekilde beklemesi daha doğru olacaktır.
1. adım eskiyi hatırlatma: havaalanında ve kaldıkları otelde onları karşılamalı "wellcome to hell" pankartları gürültülü bir şekilde onlara gösterilmelidir.
2. adım asla yalnız bırakma: her nereye giderlerse gitsinler onları takip edip rahatsız edecek gruplar olmalı, uygar çerçeveler içinde sürekli "rahatsız" edilmeliler.
3. adım maç öncesi: prekazi diyor ki xamax maçı öncesi rakip oyuncular ısınmak için sahaya çıktıklarında taraftarı görünce ayakları titredi. işte onlar maçı o zaman kaybetmişlerdi. bizim yapmamız gereken yine ısınmak için sahaya çıktıklarında gerçekten "hell"de olduklarını hatırlatmak. maçtaki tribün performansımızdan bile daha önemli bir konu bu.
4. ve son adım maç esnası: o akşam maçtan sonra sesi kısılmamış bir tane bile adam kalmamalı. top rakipteyken tepkili ıslık top bizdeyken de nostaljik besteler söylenmeli. manchester ibnesi kolla kendini, sarı-kırmızı-şampiyon-cimbom gibi karşılıklı söylenecek tezahüratlar daha etkili olacaktır.
edit: yenilecek bir gol sonrası ise
kriz ortamlarından çıkışta bestenin önemi %10'sa, sahada çıkacak bir gerginliğin oranı %90'dır.
yani burada iş seyirciden daha çok sahada bir veya iki ismin gerekli veya gereksiz bir şekilde ortamı hafif germesiyle hakemle veya rakiple didişip bir nevi tribünleri ve ortamı ayağa kaldırmasıyla sağlanıyor. bunu hagi çok iyi yapardı. bir çok röportajında da söylemiştir bunu. baktı işler kötü gidiyor, ortamın tansiyonunu arttıracak hamlelerde bulunurdu.
bunu lucescu da yapmıştı reali 3-2 yendiğimiz maçın devre arasında. jardelle kavga etmiş bir nevi ona adrenalin depolamıştı.
eğer seyirci olarak yapılacak şeyi konuşursak, herkes ayakta beklemeli en ufak bir ters kararda sahaya inecekmişcesine tansiyon arttırılıp ortamın gerilimiyle oynanmalı. bir nevi unitedlı oyuncuların geri vites yapmaları sağlanmalı. besteden ziyade herkesin ayakta tansiyonu arttıracak bir şekilde beklemesi daha doğru olacaktır.